benim bu yenilimim, kendime yenilimim olduğu sürece aynı savaşı ne kadar yinelesem de sadece bir döngü olmaktan ileriye gidemeyecek. Bir şey kazandırmadığı gibi üstüne çok kan kaybettirecek.
Bazı durumlar, elimizde olmadan gerçekleşir. Bazı insanlar, istemediğimiz hale gelir. Bazı sevgiler, ölümle burun buruna yaşar.
Korku ile Ferit'in yerde yatan bedenine koşmuştum. Ne olmuştu birdenbire? Hiçbir fikrim yoktu. Başını bacaklarıma koydum.
"Ferit?" dedim korku ile. Sertçe yutkundum. Yanaklarına hafifce vurdum ama hareket etmiyordu. Elim hızla cebine gitti. Telefonunu bulunca acele ile rehbere girip Abidin'i aradım.
"Efendim?" dedi sakin sesi ile. Az önceki olaydan sonra sakin olmasına şaşırmıştım.
"Abidin, Ferit!" dedim korku ile.
"Noldu?" dedi. Sakin sesi yok olmuştu bir anda.
"Bilmiyorum, geldiğimde bayılmıştı!" dedim. Abidin'in hareket ettiğini kulağıma dolan hışırtılardan anlayabiliyordum.
"Mutfaktaki en alt çekmecede iğnesi var, onu enjekte etmen lazım." dedi nefes nefese. Ferit'in başını yavaşça yere koyarak hızla mutfağa adımladım. Adımlarım korkar ve safsaktı ama ona rağmen hızlıydım. Çekmeceyi açıp içindeki sayıca fazla iğnelere baktım. Düşünecek ve sorgulayacak vakit olmadığı için elime ilk geleni aldım ve mutfaktan çıktım.
Tekrar odaya döndüğümde Ferit hala yatıyordu. Yere bıraktığım telefonu aldım. Abidin hala aramayı kapatmamıştı.
"Nereye yapacağım nasıl yapabilirim Abidin!" dedim korkarak.
"Sakin ol. Karnını aç, parmaklarının arasında tenini sıkıştır ve iğneyi vur işte!" dedi nefes nefese. Ellerim titriyordu. İçimden bildiğim bütün duaları ederek Ferit'in sweatshirtünü sıyırdım. Ellerim titriyordu.
"Ellerim titriyor!" diye bağırdım.
"Sadece bayıldı Seyran sakin ol ve vur iğnesini!" diye bağırdı o da. Bana bağırarak bir şeyler anlatmasından daha fazla panik oluyordum. Derin bir nefes alıp dediklerini yaptım ve iğnesini vurdum. Dudaklarımı yaladım. İğneyi köşeye bıraktığımda hala ellerim titriyordu. O sırada kapının kapanma sesini duydum. İçeri koşarak Abidin geldi.
"Yardım etsene taşıyalım." dedi Ferit'e bakarak, birkaç dakika sonra. Sertçe yutkundum. Derin bir nefes aldım ve kafamı salladım. Ayağa zorla kalkarak Ferit'i kaldırmış Abidin'e yardım ettim. Ferit'i bir hışımla yatağa bırakmıştı. "Bu kadar içerse olacağı buydu." dedi Abidin.
"Madem biliyordun uyarsaydın ya!" dedim sinirle. Abidin bana sert bir ifade ile bakınca dilimi yutmuş, yüzümü dönmüştüm. Yatağa oturdum. Derin bir nefes aldım. Ferit'in solan yüzü, yorgun sıfatı her şeyi söylüyordu. Onun hayatında yeterince sorunları varken bir de benimle uğraşıyordu. Kaç gündür benim için oradan oraya savruluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fafnir | Yalı Çapkını
Fanfiction"Hayat olmayan şeyleri iteceğim. Ve öldüğüm zaman aslında yaşamamış olduğumu görmeyeceğim." Gözleri ile resim sergisinde ki çizimlere baktı. Kendisini burada nasıl ve ne için bulduğunu bilmiyordu. Kapısından geçiyordu ve içeride tanıdık bir şeyler b...