Bölüm - 5 -

1.6K 106 26
                                    

Şeytan, insanlığın işlediği tüm günahların sebebi olmayı göze almıştır. 

Hayatın içinden çıkılması hayli zor zamanları oluyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayatın içinden çıkılması hayli zor zamanları oluyordu. Şu an olduğum zamanda, öyle bir zamandı.

Ferit'i sessizliğim ile kovmuştum. Hiçbir şey söylemeyince gitmişti. Ne söyleyebilirdim ki böyle bir durumda? Aferin, iyi yapmışsın Ferit, gibi bir şey bekliyor olamazdı. Çünkü öyle bir şey söylemezdim.

Genelde çok konuşmayan biri de olsam, bazen susmak bile cevap sayılmazdı. İnsanın canını yakan öyle bir zamanlar vardı ki konuşamazdı o zamanlar. Konuşmakta zorlanırdı.

Bu aralar o kadar saçma ve iğrenç şeyler yaşıyordum ki hayatımın rutini kaybolmuş, kendini iğrençliğe bırakmıştı. O rutinde mutluydum en azından. Kendi halinde yaşayan biriydim. Nasıl bu hale gelmiştim?

Sabaha karşı eve dönmüş ve sıcak duşun ardından kendimi uykunun kollarına bırakmıştım. Zihnim Ferit'in sözleri ile dolup taşıyor, kafamı koparma isteğimin doğmasına sebep oluyordu. Keşke hiç konuşmayıp sarhoşluğunun arkasına saklansaydı. En azından gözümde daha iyi bir yerde olurdu.

Sabah saatleri olduğunu düşündüğüm bir vakitte kapım gümbür gümbür çalmıştı. Sinan'ın bıraktığı hatıra yüzünden korku ile gözlerimi açmıştım. Sanırım o günü asla aklımdan silemeyecektim.

"Seyran?" abimin sesini duyunca derin bir rahatlama ile yavaşça yatağımdan kalktım. Büyük ihtimalle ona konumu attığım için ertesi sabah gelmişti. Evimin küçük olduğunu söylemiştim. Kesin görünce buraya yerleşmek istediğini söyleyecekti.

"Geldim," dedim sakince. Ayaklarımı yere süre süre gittim kapıya. Yavaşça açtım. Bakışları beni buldu.

"Tünaydın kardeşim," dedi. Hızla beni geçip eve girdi. Gözlerimi devirdim. O kadar uykum vardı ki abimi kovasım geliyordu.

"Sanada," dedim. Kendisi çoktan içeri geçmişti. Evdeki salonum küçük olduğu için sadece iki koltuğum vardı. Boş kalan yere minder atmıştım.

"Evin gerçekten küçükmüş abicim," dedi kinaye ile. Omuz silktim.

"Bana göre küçük abi," dedim. Sesli bir nefes verdi.

"İkide bir Yasemin arayıp duruyor, bunun gurursuzluğu da beni çileden çıkarıyor." dedi kendini koltuğa bırakırken.

"Bence gurursuz değil abi." dedim bende karşısına otururken. Kaşları kalktı.

"İstemiyorum abicim. Hem Almanya'daki kızlar daha güzel, hiç bahsetmedin abicim." dedi gülerek.

"Neden kızlardan bahsedeyim abi, sen İzmir'deki erkeklerden bahsediyor musun?" dedim kaşlarım havada kinaye ile. Gözlerini kapatıp sabır diledi. Abim, erkeklerden bahsetmemden hoşlanmazdı. Aslında hayatımda birisinin olmasını bile istemezdi. Sahipleniyor muydu, kıskanıyor muydu bilmiyordum. Ablama karşı da böyleydi gerçi.

Fafnir | Yalı ÇapkınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin