12. bölüm

3.2K 122 17
                                    

Deniz gelince hepimiz onu çok güzel bir şekilde karşıladık. Ela gözleriyle çekingen bir şekilde bize bakıyordu. Koyu kahverengi olan saçlarını dalgalı bir şekilde yapmıştı. Furkan gözlerini hiç ondan ayırmıyordu. Furkan beni şaşırtmıştı çünkü Denize karşı çok kibardı.

Birlikte kahvaltı ediyorduk ben ve güven doymuştuk o yüzden Güvene yaşadığım evi gezdirdim.

"Buraları sanki az çok hatırlıyorum." Dedi.

Mutfağa geçince hafif bir şekilde gülümsedi.

"Hatırlıyor musun küçükken mutfağa gelmiştim. Sen bana kurabiye vermiştin."

Ona muzip bir ifadeyle baktım.

"Kurabiye değil. Siyah benekli kurabiye unutun mu?"

Hatırlamış gibi yaptı ve gülmeye başladı. Bende etrafa göz attım. Annem odasında namaz kılıyordu. Deniz ve Furkanda kahvaltı yapıyordu. Ellerimi Güvenin boynuna doladım ve yanaklarından öptüm.
İçini çekti. Onu öpmem çok hoşuna gidiyordu.

"Böyle şeyler yapma. Ayşegül yanarız." Kıkırdadım ve göz kırptım.

"Ben seninle yanmaya razıyım."

Bazen birbirinize bir şey demenize gerek yoktu. Bakışlar her şeyi anlatıyordu.

Güven bana hayran olmuş bir şekilde bakıyordu. Lacivert rengindeki gözleri yeniden ışıldamıştı ve ben bundan çok memnundum.

O mutlu olsun diye her şey yapabilirdim çünkü çok seviyordum. Onun canı yanacak diye korkuyordum.

"Bizim siyah benek dediğimiz şey aslında damla çikolataydı. Bu dünya üzerinde bizden başka kim böyle düşünür?" Diye tatlı bir şekilde sordum.

"Kimse." Diye cevap verdi.

Furkan abimin odasına gittik. Güven etrafı inceliyordu.

"Ayşegül ben gözlerine bakarken hep bir hüzün görüyorum. Herkesten sakladığın bir hüzün varmış gibi..."

Ben dertlerimi insanlara pek anlatmazdım. Çok dinlerdim ama konuşmazdım.

Babamın Furkanı daha çok sevmesi beni üzüyordu. Beni kızı olarak sevmemesi üzüyordu.

Babama kırgındım...

Benim bu evde bir odam bile yoktu. Kendime ait bir odam yoktu. Kendimi bu evde fazlalık gibi hissediyordum.

Gözlerim dolunca hemen kafamı tavana doğru götürdüm.

"Ben gayet mutluyum. Ailem yanımda sen yanımdasın. Daha ne isterim ki?"

Babamın bana vereceği azıcık bir sevgi istiyordum.

"Peki senin odan?" Diye sordu.

Güçlü bir şekilde anlatabilirsin. Sen güçlü birisin. Gülümse sakın acını belli etme. Güven üzülmesin.

"En güzel odayı ben kaptım. Annemin odası ve Furkanın odası benim odam kadar temizlenmiyordu. Misafir odası benim odamdı."

Güven çatık kaşlarıyla bana baktı.

"Ayşegül bu kadar iyi olma. Sana bir oda vermeyi bile çok görmüşler." Dedi asabi bir tonda.

Ağlama sakın ağlama... Dünyada o kadar dert var. Bu küçük şeyler için ağlama.

Umursamaz bir şekilde omzumu silktim. Güvenin elini tuttum.

"Ben bundan şikayetçi değilim. İnsanlar çok kötü yerlerde yatıyor. Benim sıcak bir evim var. Nankörlük edemem. Derler ki sen haline şükretmezsen Allah sana verdiği şeyleri geri alır."

SON DEFA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin