Oy vermeyi unutmayınn.
Yorum yapmanızı rica ediyorum.
Yorum okumayı çok seviyorum çünkü :')
Kitabımı beğendiyseniz hesabımı takip edebilirsinizz <3
Takipçi sayım hiç
yükselmiyor be.
31 de takılı kaldım imdat!
-"Selam ben de Jisung."dedim yan tarafımda gülümseyerek elini uzatan çocuğa. Ve ardından ben de elimi uzattım.
(Yn: Çok büyük bir mantık hatası fark ettim. Koreliler selam verirken eğiliyorlardı lan.)Sonra önümüze döndük ve dersi dinlemeye başladık.
.
"Jisung. Kantine gitmeye ne dersin?"
Öğle arasına girmiştik ve şu an a kadar bütün teneffüslerde Jeonginle sınıfta oturarak sohbet etmiştik. Acıkmıştım. Ve o da acıkmıştı. Zaten götüm düzleşmişti oturmaktan.
"Çok iyi olur, çok acıktım."dedim. Sonra ayağa kalktım. Param cebimdeydi. Bu arada para almamak için 40 takla atmıştım ama nafile. Üvey bile olsam çocuklarıymışım.
Jeongin bana gülümseyerek ayağa kalktı. Ve kantine gidiyorduk işte.
.
- Minho
"NE DEDİN!"diye bağıran Changbin yüzünden herkes bize bakmıştı."Sessiz olsana göt."dedi Hyunjin. Changbin kaşlarını çatıp bana dönmüştü.
"Demek bu orospu çocuğu Hyunjin dün senin üvey kardeşin yüzünden gelmedi ve beni sizin gibi amiplerin eline bıraktı."
Ofladım derin bir şekilde.
"Ben de mi amibim?"dedi Felix alt dudağını büzerek. Kusucam şuraya imdat.
Changbin alt dudağını sarkıtarak konuşmaya başladı. "Ya hayır sana demedim. Sana niye diyim ki sevgilim."
Biri 15 biri 17 yaşındaydı. Gerçekten ergen kokuyordu buralar.
"Onu bunu boş verin de Jeongin niye "sakın sınıfıma gelmeyin sınıfa geleni sikerim." diye mesaj attı."dedi Seungmin.
Hyunjin hemen konuşmaya başladı. "Ben biliyorum ağlayın. Yeji saolsun her şeyi anlatıyor."dedi saçlarını eliyle savurarak.
Göz devirdim. Ve masanın geri kalanı da göz devirmişti.
Bir süre susup öylece birbirimize baktık. Neden telefonuna bakmıyorsun derseniz. Arkadaş ortamımda telefona bakmıyorum. Çünkü onlara değer veriyorum.
Sessizliği Hyunjin bozmuştu.
"TANRIMM, OH MY HOT GOD!!!"Sesiyle hepimiz irkilmiştik. "Gerizekalı bağırmasana."dedim sinirle. Hayvan gibi böğürüyordu çünkü. Sayesinde de herkes bize bakıyordu.
"Ne olmuş, ne olmuş! Yoksa JYP mi ölmüş! Ya niye daha erkenden söylemiyorsunuz bi brownie mrownie yapardık. Helva yapmak şimdi çok zahmetli olur. Değmez de zaten. O zaman hadi kalkın. Cenaze evine gidelim. Bari ikram edilenlerden yeriz."dedi Felix. Her şeyi arka arkaya sıralamıştı. Ve ayağa kalkmıştı.
Kolundan tutup oturttum onu. "Lan mal bi dursana kıt beyinli daha bir şey söylemedi bile."dedim.
Yerine oturdu hemen. Felix in moralini bozmuştum galiba. Neyse gönlünü alırım sonra.
"Lan hayır! Daha da iyisi!"dedi Hyunjin. Yine bağırıyordu hayvan gibi.
"Daha iyi ne olmuş olabilir ki?"dedi Seungmin. Haklıydı. Her doğum günümde, dilek hakkımı Jyp nin ölmesi için kullanıyordum.
"Aşkım, balım, hayatımın anlamı, belsiz sincabım yazdı!!!"dedi Hyunjin. Ay bu çocuk gerçekten mal ya.
Mallığını boş verin de takıldığım bir şey vardı. Ben Jisung a arkadaşlarımla takılma demiştim. Ve o Hyunjin e yazmıştı. Bu da Hyunjin in onu diğerleriyle tanıştırmasına sebep olacaktı. Dediğimin tam tersini yapıyordu resmen. Ben de Lee Minhoysam ona bunu ödetirdim.
Hyunjin okulda popülerdi. Onun bu dediği hem onu hem de Jisung u tehlikeye atardı. Fısıldaşmalar başlamıştı bile. Olacakları şimdiden tahmin edebiliyorum.
"Lan, Jeongin geliyo ama yanında birisi var. Çabuk bakın."dedi Chris. Hepimiz aynı anda oraya dönmüştük.
Jeongin gülerek yanındaki çocuğa bir şeyler anlatıyordu. Yanındaki çocuk ise Jisung du. Şimdiden arkadaşlarımla konuşmaya başlamış demek.Hyunjin hemen ayağa fırlayıp oraya doğru gitti. "Dursana Jin geliyorlar zaten."dedi Chris ama o kıt beyinli dinler mi? Hıyar olduğu için Hayır tabi ki.
Gidip Jisung a sarıldı.
"Lan iki dakika rahat su içirmediniz ya."dedi Felix suyundan son yudumu alırken. Ve sonra Hyunjin in gittiği tarafa baktı. Bakmasıyla ağzındaki suyu da püskürtmesi tam oldu.
"YA FELİX SALAK MISIN SEN!"diye bağırdı Seungmin. Bütün su suratına gelmişti çünkü. Ve benim de üzerime.
Aniden üzerimize gelen suyla ayağa kalktık. Ne diye püskürtmüştü ki şimdi.
Felix öksürmeye başladı. Ben de kuzenimin -üvey olsa bile- erken ölmesini istemediğim için sırtına vurmaya başladım.
Sonunda rahat rahat nefes almaya başladığında bakışlarını bir yere kilitlemişti. Jisung a.
Jisung da aynı şekilde ona bakıyordu.
Hyunjin Jisung un hasretiyle nasıl yanıp tututştuysa bırakmak bilmiyordu. Bu da Felix ve Jisung un bakışmasını zorlaştırıyordu.Sonunda Jisung a hayvan gibi sarılmayı bıraktığında Felixle Jisung un arasında engel kalmamıştı.
Felix yavaş yavaş Jisung a yürümeye başladı. Kantindekilere klasik bir k-drama sahnesi sunuyorlardı. Kantindeki öğrenciler de pür dikkat onları izliyordu. Bir an gerçekten k-dramada olduğumu sandım hatta.
Üstüm hâlâ ıslaktı ama ben onların garip etkileşimlerini izlemeyi tercih etmiştim.
"Jisung.."dedi Felix sessizce.
"Fe-."diyebildi Jisung. Bunlar birbirlerini nerden tanıyorlardı?
-
Ananın amından.
Ay laf Hyejin e gitti ama yapıcak bir şey yok artık.Az kaldı 18 yaşına giricek Jisung. (Umarım -_-)
Oy vermeyi unutmayınn <3
Takip ederseniz sevinirimSeviliyorsunuzz
•3•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üvey Kardeş [Minsung] (Omegaverse)
Fanfiction{liva}Jisung yetimhanede büyümüş ailesini asla tanımamış bir çocuktu. 14 sene önce yetimhanenin kapısının önünde bir notla bulunmuştu. Tam evlat edinilme konusundaki ümidini yitirdiği sıralarda Kore'nin önde gelenlerinden olan "Lee"ailesi onu evlat...