Smut sayılır mı bilemedim
ama sayılır galiba 😓
-"Ya hyung dursana!"
"Jisung biraz daha bağırırsan merdivenlerde mühürleyeceğim seni!"
"Umarım sadece mühürlersin!" diye bağırdım Minho nun kucağındayken. Hayır sorun bu değildi, sorun Minho dan kilometrelerce uzakta olan birisinin bile algılayabileceği feromondu. Ve bu Minho nun du. Hatırladığım kadarıyla onun kızgınlık dönemi ayın bu zamanına denk geliyordu ve bu hiç iyi olmamıştı.
"Jisung bağırmasana Hannah uyanacak."
Bunu söylerken bir yandan da merdivenlerden çıktığı için nefes nefese kalmış olan Minho hyungun suratına bakmak için başımı omzundan kaldırdım. Dudağıma yapışmasıyla yaptığım şeyin bir hata olduğunu anladım. Alt dudağımı emerken kendimi ona kaptırdım ve ben de onun alt dudağına oranla daha büyük olan üst dudağını emmeye başladım. Nefessiz kalmıştık ve zaman kavramı benim için artık yoktu. Ancak, sırtım yatakla buluştuğunda nefes alabilmiştim.
Minho nun feromonları odayı doldurduğunda benim feromonlarım da onunkilere eşlik etmeye başlamıştı. İkimizin kokuları birleştiğinde tenimde eller hissetmeye başlamıştım. Kafamı yataktan kaldırdığımda Minho hyung un odasında olduğumuzu ve onun parmaklarının bacaklarımda daireler çizdiğini fark ettim. Ne ara eşofmanımı çıkarmıştı ki?
Önce odasını inceledim. Küçüklüğümden beri girmek istediğim o odaya sonunda girebilmiştim. Ama bu çok uzun sürmedi çünkü bacaklarımın arasındaki ıslaklıkla irkilmiştim.
"Ne yapıyorsun sen!?"
"Na yapıyor gibi duruyorum Jisung?" diye cevap verdi Minho hyung. Daha doğrusu cevap vermedi, soruya soruyla karşılık vermişti. Yatakta dikelerek onu kendimden uzaklaştırdım. "Yapma şunu Minho, mühürleyeceksen de mühürle gitsin. Bu bebek için zararlı biliyorsun değil mi?" dedim. O ise suratına bir sırıtma yerleştirmiş beni baştan aşağı süzüyordu. Yaptığı şeyi farkettiğimde hızlıca bacaklarımı birbirlerinin üzerine attım ve yerdeki eşofmanımı elime aldım. Daha doğrusu alamadım çünkü birisi üzerime çıkmış ve ellerimi başımın üzerinde sabitlemişti. "Bak Minho gerçekten yeter." dedim göz devirerek. O da aynı şekilde karşılık verdi bana ve gülümsemeyi kesti. "Ne istiyorsun Jisung, kızgınlığımı başka biriyle geçirmemi mi? E gideyim o zaman."
Dediği şeyi bir düşünmüştüm de, bu olsun istemezdim galiba ya. Ama seks de yapamazdık. Çünkü dediğim gibi, bu bebek için zararlıydı.
"Minho üzerimden kalkarsan bi..." dedim. Dediğim şeyi duyunca suratını asarak geriye doğru gitti. Üzerimden tamamen çekildiğinde yere eğilip eşofmanımı yerden aldım ve üzerime geçirdim. Yavaşça yere çökerek ona yaklaştığımda geriledi. Ben yine onun üzerinde gittim ve o da yine geri çekildi. "Dursana artık Minho."
Kaşlarından birini kaldırarak şaşkınca bana baktı. "Ne yapıyorsun sen?"
Göz devirdim ve "Ne yapıyormuş gibi görünüyorum dedim. O da bana göz devirdi. Duraksamasını fırsat bilerek kemerine uzandım ve hızlıca ondan kurtuldum. Daha sonra pantolonu aşağıya doğru çektim ve önümdeki şişkinlikle karşı karşıya geldim. "Sen ciddi misin Jisung?"
Baksırını aşağı doğru indirmeye başladığımda cevap vermeme gerek kalmamıştı. Penisine uzandım ve yavaşça ağzıma aldım. Büyük olduğu için biraz zorlanmıştım. Muhtemelen tamamını ağzımın içine alamayacaktım.
Yavaşça ileri geri hareket ederek, ondan kesik bir inleme kazandım. Bir elini saçlarıma, bir elini de ağzına atmıştı. Bunu muhtemelen inlememek için yapıyordu. Normalde Hannah uyuduğu için inlemesini istemezdim ama nedense hoşuma gitmişti.
![](https://img.wattpad.com/cover/341854944-288-k253775.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üvey Kardeş [Minsung] (Omegaverse)
Fanfic{liva}Jisung yetimhanede büyümüş ailesini asla tanımamış bir çocuktu. 14 sene önce yetimhanenin kapısının önünde bir notla bulunmuştu. Tam evlat edinilme konusundaki ümidini yitirdiği sıralarda Kore'nin önde gelenlerinden olan "Lee"ailesi onu evlat...