-Jeongin
"Hele ki sizler çocuklar? 12. Bu sınıfsınız siz! Derslerinize odaklanmanız gereken yerde kavga mı ediyorsunuz, bir de kendinizden büyüklerle. Bunlar yapsa bile senden beklemezdim Felix!"
Müdür konuşurken, onu dinlemek yerine bizi koridorda görüp buraya getiren hocaya kötü kötü bakışlar atıyordum.
"Ya siz Valerie? Sizin de derslerinize odaklanmanız lazım! Elbette paranız var ama parayla kazanamayacağınız çok şey var. Bunların farkına varmış olmanızı beklerdim! Bir de yeni gelen çocuğu da yanınıza almışsınız!"
Müdür böyle diyince gözlerimi kötü kötü bakıştığım hocadan alıp yeni gelen çocuğa çevirdim. Salak saçma bir tipti işte. Ama Seungmin in gözünü morartmıştı. Hem de az biraz falan değil, gözünün çevresi daire şeklinde mos mordu.
"Seungmin ne olacak hocam? Biliyorsunuz ailesi böyle bir duruma sessiz kalmayacaktır." dedi Felix.
Hoca başını sıkarak Valerie ye döndü. "O çocuğu o hâle getirmenin sebebi neydi?"
Hıçkırma sesi geldiğinde etrafa bakındım. Tabi bu ortamda bunu Valerie den başka çıkarabilecek kimse yoktu ama yine de bakmıştım. Valerie den geldiğini anlayınca ona döndüm ve yüzümü buruşturup iğreniyormuş gibi yaptım. Hayır hayır, iğreniyormuş gibi yapmadım. İğreniyordum.
"Hocam, biliyorsunuz ki hamileyim, psikolojik sıkıntılar çekiyorum. Çocuğumun babası evlenmeyi reddetti, üstüne üstlük kardeşiyle yattı..." Valerie bunu deyince üzerine yürümeye başladım.
"Sana ne lan! Adam seninle evlendi mi evlenmedi mi!? Evlenmedi. E sikt-."
"Jeongin! Müdürünün odasındasın kendine gel!" müdürden azar yiyince o bölümü birazcık değiştirdim.
"E bırak artık adamın yakasını! Sevmiyor işte seni! Ayrıca onlar öz kardeşler değiller, bir akrabalıkları bile yok, ister yatar ister kalkar, bu da kimseyi ilgilendirmez! Suçlu olduğun konularda haklı çıkmaya çalışmayı bırak! Şu an çocuğunla ortada kaldıysan, bunun nedeni Minho Jisung dan hoşlanıyorken altına yatmandır..."
"Yeter Jeongin! Çık odamdan!" müdür bağırdığında konuşmam yarın kaldığı için, içten içe sövmüştüm. Sonra da arkamı dönüp kapıya yöneldim.
"Haklı olduğumuz yerde haksız durumuna düşüyorsak, o ortamda bulunmam ben hocam. Arkadaşımın olmadığı yerde de işim yok!" Felix bunu diyerek hemen arkamdan geldi.
Ordan uzaklaşırken duyduğumuz son şeyler Valerie nin hamile hamile dövüldüğünü ağlayarak anlatmasıydı.
.
-Jisung
"O zaman kardeş olmayalım Jisung? Hem zaten kardeş değiliz ki." dedi Minho bana yaklaşarak. Kendimi geri çektim ve ona tokat attım. Şaşırmıştı tabi. Böyle durmama rağmen elim serttir.
"O zaman burda bir işin yok." dedim ve yine kapıyı kapatmaya çalıştım. Tabi yine olmadı. Az kalmıştı ayağını o araya sıkıştırmama, ama kıyamıyordum işte.
"Jisung! Kim gelmiş!"
Seojun hyung içeriden bağırdığında Minho kaşlarını çattı. "Kiminle kalıyorsun sen?" dedi ve der demez içeri daldı.
"Hey! Ünlüsün diye kafana estiğinde istediğin her yere girmezsin!"
Arkasından ne kadar bağırsam da bir işe yaramamıştı. Mutfağa çoktan girmişti bile.
"Bu kim Jisung!?" Mutfağa onun peşinden girdiğimde Seojun hyungun önünde duruyordu. Seojun hyungun omega olduğunu anlasaydı bu kadar bağırmazdı muhtemelen, ama Kangjae hyung saolsun Seojun hyunga kas yaptırdığı için ve bir de Seojun hyungun boyu uzun olduğu için anlamak pek mümkün olmuyordu. Seojun hyung Chris hyunga benziyordu. Boy dışında tabii. :)
Minho nun önüne geçerek onu ittim. "Çık evden."
"Hayır çıkmayacağım! Ben konuşmaya geldim!" o bunu dediğinde daha da sinirlendim.
"O zaman ona göre davran! Burdan bakınca alacaklı gibi duruyorsun!" dedim. Bence haklıydım da, birisi konuşmak istiyorsa yapıcı davranmalıdır. Minho nun şu anki davranışlarının aksine.
Minho derin bir nefes alıp verdi.
"Jisung, abin mi, arkadaşın mı, sevgilin mi bilmem ama çıkar şunu evimden." Seojun hyung konuştuğunda göğsüne vurarak sakin olmasını söyledim.
"Duydun Minho. Ev sahibi burada olmanı istemiyor." dedim ve mutfağın kapısını işaret ettim.
Bir anda kendimi havalanmış bir şekilde bulduğumda küçük bir çığlık attım. "Ya ne yapıyorsun sen!"
Minho beni omzunun üzerinden arkaya doğru sarkıtmıştı. "Seninle konuşmak için geldiğimi söylemiştim. Amacımı gerçekleştirmem lazım." dedi. Minho kapıya doğru ilerlediğinde Seojun hyunga baktım. "Beni kurtar." dercesine. O da omuzlarını silkip işine devam etti. Demek planın buydu ha? Ama ben yapacağımı bilirim.
Minho kapıdan çıkar çıkmaz beni evin arka taraflarına doğru götürdü. Orada arabasını görünce anladım ki beni bir yere götürecekti. "Bana gelmek isteyip istemediğimi sordun mu!?" diye bağırdım. Cevap vermeyince yine konuşmaya başladım. "Tabi götüne konuşuyoruz ya burada." dedim. Hayır, şakasına söylememiştim. Gerçekten götüne konuşuyordum şu anda. Hatta kendileriyle bakışıyoruz da.
O dediklerime sessizce gülerken arabanın açılma sesi geldi. Beni arka koltuğa atıp kapıyı kapattığında tekrar bağırmaya başladım. Kapıyı açmaya çalıştım ama açılmamıştı. O ön kapıyı açıp oturduğunda ben hâlâ bağırmaya devam ediyordum.
"Neden açılmıyor bu kapı! Gelmek istemiyorum seninle? Yüzsüz müsün nesin?"
"Evet Jisung. Konu sensen yüzsüz de olabiliyorum." dedi Minho.
Ona göz devirdim ve kollarımı birbirine bağlayarak suratımı astım.
Uzun bir süre yolculuk öyle devam etti. Biz otoban gibi bir yere geldiğimizde etrafımız kamyonlarla dolmuştu ve bu beni çok geriyordu. Minho kamyonlara yaklaştığında onun omuzlarından tutarak konuşmaya başladım. "Hyung... çok yakınlar."
Kıkırdayarak konuşmaya başladı. "Vayy, bakıyorum da yine hyung demeye başladın?" Ona dikiz aynasından bakarak göz devirdim. Ama hâlâ omuzlarını sıkı sıkı tutuyordum.
Sağ tarafımızdaki siyah kamyon ve sol tarafımızdaki mavi kamyon bizi sıkıştırdığında direksiyona doğru atıldım. "Hyung arada kalacağız!" Benim bağırmamla hyung gaza bastı ve soldaki şerite geçmeye çalıştı. İki kamyon da üzerimize gelmeye devam ettiğinde direksiyonu sağdaki şerite doğru çevirerek kaçmaya çalıştım.
Ama maalesef olmamıştı.
İki kamyon da arka taraftan arabaya çarpmışlardı. Ve ben bu sırada Minho hyungun önüne atlayarak, karşıdaki ağaca çarptığımızda suratına gelecek olan camlardan korumaya çalıştım onu.
-
Ehehe- ben en son bunları
yakınlaştıracaktım değil mi?Tamam tamam 😔 sövmeyin.
Yakınlaştıracağım.Bu arada bölümü kontrol
edemedim aşklarım bu
yüzden hata görürseniz
söylemeyi unutmayınnn!Seviliyorsunuzzz~
💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üvey Kardeş [Minsung] (Omegaverse)
Fiksi Penggemar{liva}Jisung yetimhanede büyümüş ailesini asla tanımamış bir çocuktu. 14 sene önce yetimhanenin kapısının önünde bir notla bulunmuştu. Tam evlat edinilme konusundaki ümidini yitirdiği sıralarda Kore'nin önde gelenlerinden olan "Lee"ailesi onu evlat...