Chapter7

9.2K 1.1K 1.2K
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınn!

-

Ne olur ne olmaz diye görevliyle birlikte ben de aşağıya inmiştim. Ah evet odam ikinci kattaydı. Ne klişe ama.

Oraya gittiğimde herkes masadaydı. Sanki geç kalmışım gibi hissettim ama daha 1 dakika vardı. Korkmam gerektiğini sanmıyorum.

Masaya yaklaştığımda -herhalde- babam olan kişiyi gördüm. Böyle demek de garip hissettiriyor ya. Hyejin anne bana bir yer işaret etti. Minho nun sağ tarafıydı. Şimdi şöyle tarif edeyim masanın baş köşesinde Hyejin anne oturuyordu. Onun sağ tarafında bir adam vardı ki o büyük ihtimalle benim babam. Onun karşısında yani Hyejin annenin solunda ben vardım, benim solumda da Minho vardı.

Sandalyeyi çekip yavaşça oturdum. Masanın dört bir tarafındaki yardımcılar eğilerek selam verdiler. Etrafımızda gerçekten bir sürü yardımcı vardı. Resmen dört dönüyorlardı. Hoşuma gitmedi desem yalan olur ama hoşuma gitti desem de yalan olur. Çok garip duygular içerisindeydim.

Saat 8 olduğunda garip bir alarm sesi geldi. Zengin tabirlerini bilmiyorum, adı başka bir şey de olabilir ama şahsen biz fakirler alarm diyoruz bu şeye. Hyejin annenin müsaadesiyle yemeğe başladık. Daha doğrusu başladılar. Çünkü ben ilk günüm olduğu için bir şeyler yemeyecektim. Sadece masadakilerin yeme şekillerini izleyip -tabi onların fark etmemesi gerekiyor- görgü kurallarını ve nasıl yediklerini öğrenecektim. Zaten pek aç da sayılmazdım. Yemeyi pek seven bir insan değilimdir de.

Bir süre başarabilmiştim onları izleyip nasıl yediklerini öğrenebilmeyi. Ama yeni çocuk olduğum için ilgi üzerimdeydi galiba.

"Sen neden yemiyorsun Jisung."dedi karşımdaki adam. Ve boş olan tabağıma baktı.

"Ben aç değilim. Teşekkür ederim."dedim masadan kalkmak istiyordum şu anda. İçgüdülerim öyle söylüyordu.

"Ama Jisung olmaz ki böyle. Gerçi bu kadar zayıf olmanın nedeni bu olsa gerek, ama şu andan itibaren bu masada yemek yememek yasak."

Ciddi miydi bunlar?

Yan tarafımdan sesli bir nefes verme sesi geldiğinde o tarafa döndüm. Minho rahatsız oluyordu benden. Herhalde bunu anlayınca suratım düşmüştü. Bunu Hyejin annenin konuşmaya başlamasından anlamıştım. Sanki kendimi iyi hissetmem için konuşuyordu. Anlamıştı moralimin bozulduğunu.

"Ah- Jisung. Hadi bir tanışma seansı yapalım."dedi. Minhoda olan bakışlarımı ona çevirdim ve hafifçe gülümsedim.

"Elbette."dedim sadece.

Gülümseyerek bir kağıt çıkardı. Bir saniye, nerden gelmişti bu kağıt? Fark ettirmeden elimle masanın altını yokladım. Temiz görünüyordu.

Neyse zenginleri sorgulamamak lazım.

"İzin verirsen not tutmak istiyorum."dedi sakince, bir kalem çıkarırken.
İzin vermek istemiyordum. Kendimi denekmiş gibi hissetmeme neden oluyordu bu, şu an. Rahatsız ediciydi.
Karşımdaki adama baktım ve gözlerim hafifçe yan tarafıma kaydı. Minho annesine "Ne alaka?" Der gibi bakıyordu.

"Jisung istemiyorsan not tutmam. Sadece senin hakkındaki şeyleri unutmak istemiyorum."
Hyejin annenin sesiyle yine ona döndüm.

Gülümseyerek "Ah hayır tabiki de sorun değil. Ama ben de sizin hakkınızda bir şeyler öğrenmek istiyorum, izninizle."dedim. Haklıydım da. Burada sadece benim hakkımda konuşulsa benim açımdan garip olurdu. Ve onlar beni tanısa bile ben onları tanıyamayacaktım.

Hyejin annenin yüzündeki gülümseme büyümüştü.
"Tabiki de öğreneceksin sonuçta biz bir aileyiz. Bundan sonra bana anne demeni istiyorum. Eğer sen de istersen tabiki."

Üvey Kardeş [Minsung] (Omegaverse)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin