YANLIŞ KOMUTAN | Texting

🧚‍♀️19

Ay benim bugün bir saat sonra finallerim başlıyor ve hala bölüm peşindeyim KIZ BARİ DUA EDİN BANA 🥺 Böyle bir bölümde de dua etmeyin gerçi hep beraber çarpılırız tövbe estağfurullah tövbeee jzbxksnxkn

Keyifli Okumalar...

🧚‍♀️

Tahir'in sözlerinin ardından tüm bedenim kucağında kasılırken elini kadınlığımdan çıkarıp gözlerime bakarak dudaklarına götürdüğünde kısılan gözlerle inlememi bastıramadım. Gözlerime bakarak tadımı elinden alırken "Kucağımdan kalkmanı hiç istemesem de kalkmalısın bebeğim. Evimize gidelim, dinlenelim." Derken evimiz demesine sertçe yutkundum.

Ateşle barut gibiydik, aynı evde ne olurdu kestiremiyorum.

Kucağından kalkarken bacaklarımın uyuşukluğunu görmezden gelip sessizce eşofmanı giydim. Belinde ki ipi sonuna kadar sıkıp bağlarken Tahir önümde diz çökerek paçalarımı dikkatle katlamaya başlayınca gülümsedim.

Kadınlığımda ki ıslaklık beni rahatsız etse de az öncenin etkisinden çıkamadığım için konuşamadım. Daha fazlasını istiyordum aç bir kadın olarak. Çok daha fazlasını.

Beraber odadan çıkıp arabasına bindiğimizde güzel ela gözleri bana bakarak "Aç mısın güzelim?" Diye sordu sıcak bir sesle. Açım, ama sana. Diyemedim tabi tebessümle "Evet." Dedim sadece.

Beraber gidip güzel bir kafede kahvaltı yaparken eğlenceli sohbetler etmiştik. Bana askerlik anılarını anlatırken bende ona hastane de olan dedikoduları ve gördüğüm ilginç vakaları anlatıyordum. Buraya gelirken baş hemşiremize söylediğim yalanı ve performansımı anlattığımda ikimizde sesli gülmüştük.

Sonunda karnımız doyunca hesap ödemek için ne kadar ısrar etsem de net bir şekilde reddedip kendisi ödemişti. Haşin erkeğim benim. Sonunda arabaya binip güzel bir şarkı eşliğinde eve geldik. Ben apartman dairesi bekliyordum ama tek katlı müstakil şirin bir evdi. Çok hoş görünüyordu.

Önden Tahir ilerlerken bende peşinden gittim küçük adımlarla. Elinde benim çantam varken üzerinde ki kamuflajı çıkarmak istiyordum ama hemen üzerine atlamamam gerektiği için kendimi tutmaya çalışıyordum.

Hadi ben tutuyorum o neden tutuyor ki o atlasın üzerime. Ben dünden hazırım zaten.

Eve girince ayakkabılarımı çıkarıp önüne geçerek "Ay burası çok güzelmiş." Diyerek salona girdim direkt. Yumuşak geniş koltuklar ve sade plazma televizyon ile küçük şirin bir yerdi. Benim hoşuma giden duvarın birinin tamamen akvaryum olmasıydı.

Tahir ince belime doladığı kalın kolu ile sırtımı göğsüne yaslarken "Senin kadar güzel değil." Diyerek şakaklarımı ardından yanağımı öperken memnun bir şekilde başımı arkaya atıp yana eğerek boynumda yer açtım. Hiç itiraz etmeden dudakları boynuma yönelirken gözlerimi kapatmıştım bile.

Ellerinden biri belimi sıkıca kavramışken diğeri boynumdaydı. Dudakları derimi kavrayıp içine çektiğinde kısık bir sesle inledim. "Tahir." Sanki bu onu daha da alevlendirmiş gibi sertleşirken boynumda ki ıslak öpücükler ve emmesi ile kendimi ona bastırdım.

Yarına kalmadan oranın moraracağını biliyordum ama umurumda değildi. Tüm vücuduma morluk bırakabilirdi. Her bir zerreme.

Bedenimi ondan çekip bir adım öne atarken tutkudan kararan elalarına aynı karşılığı veriyordum. Sertçe yutkunup "Ben duş almalıyım." Dedim güçlükle. Önce temizlenip hazırlanmalı sonra altında kıvranmalıydım. Şimdi bu halde iken değil çünkü kendimi pis hissediyordum.