Oğuz dudağıma uzun bir öpücük kondurdu. Derin bir nefes alıp uzun uzun gözlerime baktı. Ardından sımsıkı bana sarıldı. Onu kollarımın arasına alıp ayların yorgunluğu için kollarımda dinlenmesine izin verdim.
Oğuz kafasını kaldırıp gözlerime baktı ve dudaklarımızı birleştirdiğinde direkt ona karşılık verdim. Alt dudağım iki dudağının arasındayken ben de üst dudağını emiyordum. Elimin birini boynuna sarıp baş parmağımla çenesini yukarı kaldırdım. Dudakları daha rahat öpeceğim bir pozisyondayken rahat rahat öptüm.
En sonunda nefes nefes ayrıldığımızda ikimizde bir şey demeden odamıza yöneldik. Oğuz'un benden önce odaya girmesine izin verirken Oğuz üzerindeki tişörtü çıkartıp yere fırlattı. Ben de hemen ona ayak uydurup üzerimdeki tişörtü çıkartıp fırlattım.
Oğuz'u belinden tutup hızlıca yatağa uzandırdım. Bacaklarının arasında girip boynuna eğildim. Yumuşakça öptüm. Yavaş yavaş emerek teninin tadını çıkarttım.
Oğuz elini enseme sarıp kafamı yukarı kaldırdı ve dudaklarımızı birleştirdi. Sertçe öperken elleri üzerimdeki pantolonun düğmesine gitti. Düğmeyi açıp fermuarı indirdi. Dudaklarımızı ayırıp ayağa kalktım. Pantolonumu ve boxerımı çıkartıp yere bıraktım. Oğuz'un eşofmanını da tutup boxerıyla beraber çıkarttım.
Tekrar üzerindeki yerimi alırken göğsüne öpücükler kondurarak aşağı indim. Penisini tutup birkaç kez çektim. İki elimle bacaklarını tutup kaldırdım ve tam anlamıyla bacak arasına yerleştim.
"Üstte olabilirsin istiyorsan?"
"Şu an değil. Belki bir sonraki tur?"
Güldüm.
"Tek turda bitirmeyelim diyosun?"
Elini kaldırıp omzumdan karnıma kadar okşadı.
"Tek tur bize yetmez diyorum Doğan."
Alt dudağımı ısırıp Oğuz'a baktım. Çok fena, bağımlılık yapan türden bir şeydi.
Parmaklarımı ağzına uzattım. Ağzını açıp parmaklarını ağzına aldı. Dilini parmaklarımda dolaştırıp emdi. O kadar sexi görünüyordu ki... Kalçasına hafif bir şaplak attım ve vurduğum yeri sıktım. Oğuz inleyerek parmaklarımı ısırdı. Damağını okşayarak parmağımı ağzından çıkarttım.
Parmağımı deliğine getirip biraz okşayıp ikisini birden soktum. Oğuz inleyerek kolumu tuttu.
"Acıyor mu?"
"Hayır, uzun zaman olduğu için garip geldi."
Birkaç dakika ileri geri sokup genişlettim. Üçüncü parmağımı da sokup bir süre genişlettikten sonra çıkarttım.
Oğuz uzandığı yerden doğrulup beni yatağa çekti. Degemi kaybedip yatağa uzandığımda anlamsızca Oğuz'a baktım. Oğuz bacaklarını açıp kucağıma oturdu.
"Bacaklarını yormayalım aşkım."
Oğuz penisimi tutup kendine hizaladı ve yavaşça içine aldı. İnleyerek belini tutup iyice içine alması için aşağı çektim. Oğuz hiç beklemeden hareket etmeye başladı.
O kucağımda inip kalkarken ben belinden tutup ona yardım ediyordum.
"Oğuz, ah."
En derinlerine girerken Oğuz elini boynuma sarıp dudaklarımızı birleştirdi. Sertçe dudaklarını öperken Oğuz dudaklarımızı ayırıp ellerini göğsüme koyup hareketlerini hızlandırdı.
Uzun süre bu pozisyonda seviştikten sonra artık sonra doğru yaklaşırken Oğuz'u yatağa yatırıp bacaklarının arasındaki yerimi aldım ve hızlıca hareket etmeye başladım. Birkaç dakika sonra içinden çıkıp kendimi çekmeye başladım. Oğuz'da kendini çekmeye başlarken onun elini tuttum. Sonunda inleyerek boşaldığımda birkaç saniye nefeslendim.
Oğuz'un penisini tutup birkaç kez ileri geri sıvazladım. Eğilip penisini ağzıma aldığımda Oğuz inleyerek elini kafama koydu. Beni kendine daha çok bastırırken hızlı hızlı ileri geri yapıyordum.
"Boşalacağım."
Ağzımdan çıkartıp hızlıca çekmeye başladım. Oğuz inleyerek boşaldığında elimi çektim.
"Hazır mısın ikinci tura?"
Oğuz'un sorusuna gülümsedim.
"Her zaman."
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Saatler sonra duşumuzu almıştık. Yatağa uzanıp kollarımın arasına aldım bebeğimi.
"Her zaman iyileş istedim. Çünkü sen böyle mutsuzdun. Ama yürüyemeseydin bile benim için sorun yoktu. Bunu biliyorsun değil mi sevgilim?"
Boynunu öptüm.
"Biliyorum sevgilim biliyorum. Sana binlerce teşekkürüm var bir sürü konuda."
"Sen yaşıyorsun, yanımdasın. O gün ben bir kez daha anladım ölümün ne kadar soğuk ve yalnız olduğunu. Babam öldüğünde toydum, ne yapacağımı bilmiyordum. Hem o zamanlar annem vardı. Ama sana bir şey olsaydı daha da beter olacaktım. Yapayalnız kalacaktım. Hayattaki son ümidimi, yaşama sevincimi kaybedecektim."
Kafasını kaldırıp iki elini yanağıma koyup yanağımı okşadı. Güzel gözleri gözlerime bakarken ben de onun gözlerine bakıyordum.
"Seni seviyorum Doğan. Ama bu sevgi iki kelimeyle dile dökülecek kadar basit bir sevgi değil. Ben anlatamam sana olan sevgimi ama sen hisset tamam mı? Çok seviyorum seni. İyi ki hayatıma girmişsin, iyi ki o gün o dağda benimle karşılaşmışsın ve iyi ki ben kendimi umutsuz bir vaka olarak görürken sen benden vazgeçmemişsin."
Dudağını öptüm.
"Sen bana olan sevgini hem çok güzel anlatıyorsun hem de çok güzel hissettiriyorsun hayatım. Gerçekten de iyi ki o gün o dağın başında seninle karşılaşmışız. Seni seviyorum, hem de çok."
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
İyisiyle kötüsüyle bu kitabın da sonuna geldik. Oy atıp, yorum atıp, okuyan herkese teşekkür ediyorum. Soft bir kitap oldu. Yüzde yüz içime sinen bir kitap değildi ama kötü bir kitapta değildi bana göre.
Oğuz'u ve Doğan'ı sevin. Ben sizi çok seviyorum. Kendinize dikkat edin♥️
