13- Yuva

2.4K 186 173
                                        

Hoş geldiniz, oy atıp yorum yapmayı unutmayın lütfen. Keyifli okumalar.

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Sonunda göle geldiğimizde yine aynı ağacın altına oturduk. Oğuz sırtını ağaca yasladığında onu görmek için ben de tam karşısına oturdum. Bir süre sessizce o beni izledi ben onu izledim. Çok yakışıklıydı.

Oğuz sırtını yasladığı ağaçtan ayırıp bana yaklaştı, güneş gözlüğümü gözümden çıkarttı. Güneş gözlüğümü kucağıma bırakıp tekrardan sırtını ağaca yasladı.

"Gözlerini göremiyorum. Benim yanımdayken güneş gözlüğünü takma lütfen."

Gülümsedim.

"Tamam sevgilim, sen iste yeter. Takmam."

Bu sefer o bana gülümsedi.

"İlişkimize çok çabuk adapte oldun Doğan."

"Senin de dediğin gibi sadece içimden geldiği gibi davranıyorum. Lütfen sen de öyle yap."

Kafasını sallayıp beni onayladı.

"Evde durumlar nasıl? Mahmut Amca bir şey yapıyor mu?"

"Eve neredeyse hiç girmiyorum. Kulübede kalıyorum her gün. Mahmut geliyor arada söyleniyor bana ben yüzüne bile bakmadığım için daha çok delirip geri gidiyor."

"E yemeği nerde yiyorsun?"

"Kulübede biraz yiyecek var onlarla idare ediyorum. Arada kardeşim de ekmek arası bir şeyler getiriyor."

"Oğuz, bu böyle olmaz. Kaç yaşında adamsın öyle atıştırmalarla doymazsın. Ben kukübeye bir şeyler alayım, istediğini pişirir yersin."

"Ne gerek var Doğan? Zahmet etme boşuna."

"Nasıl ne gerek var? Sen orda aç aç dururken ben oturup rahat rahat yemek yiyemem. Yarın şehre gidelim biz, hem telefon işini hallederiz hem de birkaç parça bir şey alırız."

"O kadar param yok benim. İstemiyorum."

Derin bir nefes aldım.

"Ben alacağım zaten."

"Doğan istemiyorum diyorum."

Eline uzanıp elini tuttum.

"Oğuz, sevgilime bir şeyler almak istiyorum. Yabancı biri değilim ben senin sevgilinim. Böyle ufak tefek şeylerin hesabı olmamalı bizim aramızda. Bunlara alışsan iyi edersin. Ben sana sürekli bir şeyler alacağım çünkü."

Seslice nefesini dışarıya verdi.

"Bakarız Doğan."

Her türlü alacaktım ben onları.

"Annen? Ona bir şey yapıyor mu?"

"Hayır, Doğan Komutan ile arkadaşız anneme bir şey yaptığını duyarsam şikayet ederim seni ona dedim. Annem şikayet etmez diye bir şey olmaz sanma, Doğan Komutan seni bırakmaz para meselesindeki gibi seni içeri alana kadar uğraşır dedim."

"Aferin benim sevgilime, bir şey yaptığında direkt gel bana söyle. İcabına bakarım ben onun. Komutanım, güçlüyüm, kaslıyım daha ne olsun."

Gülerek bana yaklaştı Oğuz, yanağımı öptü.

"Tabi, daha ne olsun."

"Oğuz ben sana bir şey soracağım."

"Sor."

"Ben buraya ev yaptıracağım dedim ya sana."

"Evet?"

"Beraber seçelim mi? Sonuçta ilerde sen de benimle burada yaşayacaksın. Tabi benimle gönül eğlendirmiyorsan."

Heyecanla oturduğu yerde dikleşmişti. Resmen gözleri parlıyordu. En son dediğime de güldü. Dalga geçtiğimi çok iyi biliyordu.

"Tabi ki seninle gönül eğlendiriyorum ama senin için ev seçmene yardımcı olurum."

Onun bu tatlı haline dayanamayıp elimi ensesine koyup kendime doğru çektim. Yanağına peş peşe üç öpücük kondurdum. Sonunda biraz rahatlayıp geri çekildim. Bu çocuğa harbiden dayanamıyordum.

"Hadi bakalım evimize."

Ben de sırtımı ağaca yaslayıp Oğuz'un yanına oturdum. Cebimden telefonumu çıkartıp uzun zamandır araştırdığım için güvenli ve işini iyi yapan birini bulmuştum. İnternetten sitesine girdim. Direkt önümüze modeller çıkmıştı.

"Şimdi Oğuz'cum, belki içinden dersin bu adam hemen evimiz diyor, beraber seçelim diyor ama biz daha yeni sevgili olduk diye ama ben sana en başından demiştim seni bırakmam diye. O yüzden geleceğime dair yapacağım her adımda sen de yanımda olacaksın."

"Şimdi Doğan'cım, tabi ki erken ama senin benim fikirlerime değer verip geleceğinde bana şimdiden bir yer vermen hoşuma gidiyor."

Beni taklit edişine gülümseyerek telefonu ona doğru tuttum.

"Bunlar hazır, sipariş oluşturduktan sonra istediğimiz yere getirip kuracaklar. Yani en fazla iki ya da üç hafta sonra kurulmuş olacak ev."

Ekrandaki evlere bir göz attı.

"Hepsi çok güzel evlerin, ve bu kadar pratik olmasını çok sevdim."

Tek tek evleri incelemeye başladık.

"Bence yatak odasının diğer odalarla birleşik olması saçma. Bunu beğenmedim ben Oğuz."

"Evet, mutfağı da çok küçük baksana."

Bu evi kapatıp başka evin görselini açtım.

"Bu güzelmiş Doğan."

"Evet ama küçük, ben evin büyük olmasını istiyorum."

Bu evi de kapatıp başka evin görselini açtım.

"Bak bunun verandası çok güzel durur. Gölün oraya doğru, tam şu an oturduğumuz yere doğru yapılır veranda. Gün batımında çok güzel olur."

"Haklısın Oğuz, bu gerçekten güzelmiş. İçi de geniş."

Ayağa kalkıp elimi Oğuz'a uzattım. Elimi tutup ayağa kalktı. Sonra parmaklarını benim parmaklarımın arasından geçirip elimizi daha da birleştirdi. Etrafa bakındım. Oğuz'un dediği şekilde gözümde canlandırmaya çalıştım. Çok güzel olurdu.

"Oğuz, galiba bulduk."

Oğuz gülümseyerek bana sarıldı. Ben de elimi beline sarıp sımsıkı sarıldım ona. Bu adama her anlamda yuva olacaktım.

YeşillenmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin