ATLANTİSİN SINIRLARINDA +18

BÖLÜM ON İKİ : ZEMHERİ VADİSİ.

🎵 Camila Cabello - Shamaless

Nazan Öncel - Ben Sokak Kızıyım

🎵 Adele - Set Fire To The Rain (Bu kelimenin tam anlamıyla Atlantis ve Alin'in şarkısı gibi.)

🎵 Cihan Mürtezaoğlu , Deniz Tekin - Derde İhanet Edemem

🎵Avril Lavigne - Hush Hush.

-12.BÖLÜM-

Aleksey öldü.

Ama bunu benden başka hiç kimse bilmiyor.

Çünkü bunu ben planladım.

Mekanı boşaltmıştık, beşimiz ve yerde yatan Aleksey dışında hiç kimse yoktu burada. Hepsi, birazdan onun ayılacağını sanıyordu ve bu yüzden bekliyorlardı. Dolunay kendine özel hazırlattığı kebabı nefes almadan yerken "Adana'ya gidek mi?" diye bir şarkı mırıldanıyordu, dünya yansa umurunda değildi. "Ya kurbanı olayım şu kebabın ya," dedi hayranlıkla, havaya kaldırdığı koca dürümü bana doğru salladı. "Bir tadına bak kafayı duvara vuracaksın dayıoğlu."

Karşısında oturuyordum. "Benim yerime de ye halakızı, doldur kasayı." dedim göz kırparak. Normalde insanlara soğuktum, kimseye pek değer vermezdim ama bu adama karşı farklı bir sempatim vardı.

Lale çilekli turtasından bir ısırık aldı ve "Daha ne kadar yiyecek?" dedi abartıyla. Parmakları bir tırnak işareti yaptı. "Bu yediği altıncı kebabı, tamam ilk günden beri Adanalı olduğunu belli edecek kadar vizyonsuz ama bu kadarına da oha falan oldum yani."

Dolunay burnunu çekti. "Kambersiz düğün olmaz," Bir kez daha çekti burnunu. "Benim kebaplarım bile senden daha işlevli, şimdi yine oha falan olursun sen Güllü. " Lale'nin taklidini yapmak için göz devirip tırnak işareti yaptığında gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

Lale'nin ağzı öfkeden aralanırken "Sana olan nefretim hakkında bir bilgin olsa, o kelimeyi kuramayacak kadar kapalı tutardın çeneni ve evet," diyerek ellerini göğsünde bağladı. "Kebapların işlevli olduğu bir konu var; En azından kudurmuş bir köpeği dizginliyor."

Dolunay'ın anlı seğirdi ve yara izi kıpırdadı. Gözleri ketum bir zırha çevrildi ve sinirden delirmemek için derin nefesler almak zorunda kaldı. "Senin aptallığını dizginleyecek bir üretim hala yok, Güllü ve sana bir büyük tavsiyesi; O çenenden çıkan kelimeleri önce sarı kafanda tart çünkü ben öfkelenirsem kendimi kontrol etmem."

Ortam gerilmeye başlamıştı, Atlantis gözlerini sadece yerdeki bedene dikmişti, tıpkı benim gibi. Gözleri şüpheyle kısılmıştı. Fırat, incirinin kabuklarını masaya koydu ve "Annen ve baban akraba da o yüzden mi böyle oldun sen Hilal?" dedi ters ters. Göz ucuyla Lale'ye baktı ama içi çoktan gitmiş ve hülyalı bir hale bürünmüştü. "Onun adı Güllü değil, hoşlanmadığı şeyleri yapmayı kes. Çünkü bende öfkemi kontrol etmem."