BÖLÜM YİRMİ : KAN VE GÜL.

78.7K 2.7K 9.6K
                                    

Uzun, çok uzun bir bölüm.. Bugüne kadar yazdığım bölümlere uzun derdim ama bu bölüm başka bir boyut.. Yavaş, yavaş okuyun ki sindirebilin, benim gibi ekrana bakakalmayın sonra, duygudan duyguya girmeyin..

Yorum sınırımız 6 bin, satır arası yorumlar yaparak geçebilirsiniz ❤️

Oy iki bin. (Diğer bölüm hazır, sınır geçtiği gibi yayınlayacağım.)

🎵 Musa Eroğlu - Telli Turnam.

🎵 Manuş Baba - Geceler Kara Tren ( Tam olarak Atlantis'in Alin'e hissettiği burukluğu anlatan bir parça,)

🎵 Nazan Öncel - Nereye Böyle?

🎵 Manuş Baba - Bir Acı Türkü.

🎵 Candan Erçetin - Söz Vermiştin Bana.

🎵 Hirai Zerdüş - Yara Bere.

🎵 Cihan Mürtezaoğlu - Bir Beyaz Orkide.

🎵 Cihan Mürtezaoğlu - Bir Beyaz Orkide

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-20.BÖLÜM-

Yazarın Anlatımıyla, Aynı Gece.

İnsanın fedakarlığı sınırlıdır, herkes bunda hem fikirdir muhakkak ama adamın, yanı başına kıvrılmış yatan kadın uğruna yaptıkları göz önüne alınınca, bu tez çürütülüyor. Atlantis, tüm hayatını Alin uğruna kaybetmişti, her gün biraz daha eksilmişti hayatından neşe. Belki onu tanır umuduyla hep gözlerine bakardı, ısrarla geçmişe ait sıfatlar kullanırdı ama Alin hiç hatırlamazdı, sanki hak ediyormuş gibi hep unuturdu onu.

Atlantis her seferinde ömürlük bir yara daha alırdı. Burukluğu ve durgunluğu Alin ona yabancı gibi davrandığında artardı ama hiç yansıtmazdı.

Alin gözlerinde ki elayla Atlantis'e her el gibi baktığında, zoruna gidiyordu. Bazen düşündükçe delirecek gibi oluyordu hatta, bir türlü yediremiyordu kendine. Gözlerini tavana dikip düşündüğü çok gece olmuştu. Sanki bir zamanlar peşimde koşuşturan kız çocuğu değilmiş gibi, seni özledim diye sızlanıp tekmeleyen de o değilmiş, korktuğunda ilk onu çağıran, ağladığında ilk onun adını haykıran, yaralarını zorla öptüren ve hiç unutmayacağını söyleyen o değilmiş gibi.

Alin, uyumadan önce babasının parmağını tuttuğundan bahsetmişti Atlantis'e, işte o an, çekik gözleri özellikle ifadesizleşmişti, çünkü onun acısı ifadesizliğinde saklıydı. Alin, babasının değil, Atlantis'in parmağını tutardı hep. Şeker Portakalını babası değil, Atlantis okurdu ona ama Alin, sanki özellikle farklı bahsederdi o anlardan.

ATLANTİSİN SINIRLARINDA +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin