🎵 Tamino - İndigo Night.
🎵 Jessie Ware - Hearts.
🎵 Taylor Swift - The Lakes.
🎵 Black Elk - Intro.
10.BÖLÜM.
Yazarın Anlatımıyla;
Fırat Gökşen, pestili çıksa da iki Rus askerini de yere sermeyi başarmıştı fakat bu sürede en değer verdiği kıvırcık saçlarının ince telleri dökülmüş, askerlerin eli arasında kalmıştı, iki tarafta son dakikalarda can havliyle önüne gelen her kısma saldırmaya başlayınca iş saç yolmaya kadar gitmişti. Kanayan burnunu silip "Ne yamyam herifsiniz, tiksiniyorum sizden ya." diye söylendi oflayarak.
Tankın içinde korkudan birbirine sokulmuş kadınlar, ürkek bakışların eşliğinde hıçkıra hıçkıra ağlarken, Rus ordusu her ne kadar korkuttuysa, askerler ölmesine rağmen yerlerinden kıpırdamaya korkuyorlardı.
Fırat, yerde ki adamlara son bir bakış atıp tanka ilerledi ama bu kadınların daha çok korkmasına sebep oldu, iki Rus askerini öldüren bir gencin onlara yapacakları konusunda endişelilerdi. Fırat, şirin bir çocuk gibi gülümsedi ve "Size zarar vermeye gelmedim."dedi. "Korkmayın."
Onların endişesini anlasa da böylesine masum bir tipten korkmalarını garipsemiş hatta hakaret olarak algılamıştı. Kadınlardan en sakini, buz mavisi gözlerini belirtip "Sen kimsin?" diye fısıldadı.
İnsan kendi vatanında bu kadar korkuyorsa, işte cehennem belki de buydu.
Fırat, huysuzca omzunu silkti ve "Bunu benim değil sizin söylemeniz lazımdı, kahramanınızım işte. Çünkü sizin için iki hayvanın önüne kendimi attım, bu da yetmiyormuş gibi içinde patlayıcı olan tankların önüne araba kırdım. "dedi, her bir kelimeyi vurgulayıp, övünürken. "Bir de arkadaşlarımın yaptıklarını var, onları duysanız şok olursunuz."
Mavi gözlü kadın burada ki tüm şaşkın kadınların sözcülüğünü yaparak "Ne istiyorsun bizden?"diye fısıldadı, sesi titremiş, bir damla göz yaşı öylece süzülmüştü. İnsanların, bu kadın bedenine olan düşkünlüğü, nasıl olurda sapkınlığa dönerdi? Bir çift göğsü var diye, kim kadınları bir tanka koyup satmayı hak görürdü? Bunu ancak hastalıklı bir neslin, hastalıklı zihni yapardı ve bu 21. yüzyıl öylesine bir devirdi ki, tüm hastalıkların başıydı.
"Sizden bir şey istemiyorum."dedi Fırat yavaşça, üzülmüştü.
Yaklaşan araba sesiyle arkasını döndüğünde ona yaklaşan yabancı plakayı arabayı gördü, gözleri kocaman kadınlara döndü ve "Tankın kapılarını kapatın, kilitleyin içeriden."diye bağırdı terdirgince. "Alin, Lale, Dolunay ya da Hilan gelene kadar sakın açmayın kapısını."
Kadınlar arasında bir korku karmaşası çıktığında, gözleri bir Fırat'ta bir onlara yaklaşan araba arasında gidip geliyordu, Fırat "Hadi, ne bakıyorsunuz hadi!"diye bağırdı bu sefer öfkelenerek. Kadınların zarar görmesinden ölesiye korkuyordu. Gözü kadınların oturduğu tahtanın altında ki kasaya kaydığında "Onu da koruyun."dedi.
"T-tamam! Dikkat et sende."dedi mavi gözlü kadın ve tankı kendisine doğru çekerek örttü, içeriden üç kez kilitledi. Kadınlar bir kez daha tankın içinde birbirlerine sokulduğunda, Fırat arabadan inmiş ve ona yaklaşmakta olan iki koca adama baktı, nefesini tuttu ve ağzının içinde "Hay ananı,"diye söylendi, bu ikiliyi yenme ihtimali sıfırdı. Kendisinin kaç katı olduğunu çözemediği adamlar, yerde ki arkadaşlarına baktığında Fırat direkt "Birbirlerini dövdüler."dedi hızlıca.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATLANTİSİN SINIRLARINDA +18
Dla nastolatków(18+ cinsellik ve şiddet içerir.) Başımızın üstünde ki elçilik binasının içinde bir ses yankılandı. "Şuandan itibaren; Onun tek bir saç teline zarar gelirse, sizden başlayarak tüm ülkenizi kana boğarım." Kalın erkeksi sert ses, kaya kadar keskin bir...