BÖLÜM YİRMİ BEŞ : KIYAMET ALEVLERİ.

53.8K 3K 4K
                                    


Merhaba aşklarım, uzatmadan sizden tek istediğim her satıra yorum yapmanız. Çünkü benim şu sınav döneminde tek motivem bu. Unutmadan sınır bu haftasonu geçerse diğer bölüm haftaya cuma. İyi okumalar (Ebenizi nasıl çeviriyorum oynat bakalım.)

Sınır: 2.500 yorum

1.700 oy.

🎵 Feridun Düzağaç - Kül.

🎵  Thirty Seconds Mars - Hail To The Victor.

🎵 Ramsey - Cold.

🎵Sezen Aksu - Son Bakış.

-25.BÖLÜM-

Kelimelerin insanı yıkma gücü vardır. Bana kimsesiz dediklerinde, Serap her soyka diye haykırdığında, annemin adı ağzından çıktığında bir parçama kesik atılırdı, kanar durur ama bir şekilde kururdu, canımı yakardı ama hiç yıkılmazdım. Yıllar sonra ilk kez bir kelime benim tüm inançlarımı yıkmıştı ve bu Lale cihazı takmadığını söylediğinde olmuştu. Lale, benim gözümde hep küçük bir kız çocuğuydu, yıllar geçse bile onu pembe tüylü elbisesiyle bahçede yere oturmuş evcilik oynarken anımsıyordum. Öyle masumdu ki, bana  bu kötülüğü yapamazdı. Sekiz yaşındayken arkadaşlığını bilen kız, 21 yaşına geldiğinde ihaneti mi öğrenmişti?

Bu işin altında bir bit yeniği vardı ve ben bunu çözmek zorundaydım ama önceliğim Serap kahpesinden intikam almaktı.

Dün gece, insanı yıkan kelimelerin iyileştirme gücü olduğunu da öğrenmiştim. Uyu güzel sevgilim, yarın kıyamet kopacak. Atlantis Hilan, benim ilk gönül maceramdı. Daha sayıları bilmeyen bir çocukken ona olan aşkımın büyüklüğünden bahsederdim, ona sığındığımda küçük bir kuş kadardım, kendisi de bir çocuktu ama şimdi nasıl koruyorsa o zaman da aynıydı. Ben dün gece bir kez daha kuş gibi ona sığınmıştım ve hissettiğim derin duygunun çocukluğumdaki hisle birebir aynı olduğunu fark etmiştim.

Şömineden harlı bir ateş yükseliyor, çıtırdayan odun sesleri odayı dolduruyordu. Göle bakan evin manzarası gri bulutlardı, tavandaki kristal avizeler uğultuyla sallanıyordu. Uyanalı yarım saat olmuştu, nasıl uyuduysam aynen öyle başım göğsünde uyanmıştım, onun çekik gözleri çoktan açıktı, açıkçası pek uyuduğunu da düşünmemiştim çünkü ellerini başının altında birleştirmiş tavanı izliyordu, bunu saatlerdir yaptığına emindim. Vücudum yorgundu fakat intikam isteğim o kadar yoğundu ki, yataktan aceleyle çıkmıştım. Beraber salona geçtiğimizde, az önce Dolunay'ı aramıştı ve onun Fırat'ı alıp buraya geleceğini konuşmuşlardı. Yarım saatimiz böyle geçmişti. Masanın üstünde İstanbul üzerinde bulunan kasetaların yaşadığı depoların krokisi vardı, kapıların açılış ve kapanış saatine kadar, her şey ayrıntısıyla yazıyordu. Bu akşamki planı oluşturup, katliama başlayacaktık. Tek bildiğim, dün gece yaşadığım acının her zerresini Serap'a katıyla ödeteceğim ve hayatını cehenneme çevireceğimdi.

Arkadaşlarımızın gelmesini beklerken masanın köşesinde oturmuş, ayaklarımı bir ileri bir geri sallarken Atlantis'i izliyordum. Şömineye dışarıdan getirdiği odunları atıyordu, üstünde siyah yarım kollu bir tişört olduğundan her hareketinden oynayan pazılarını rahatça görebiliyordum, bugün sessiz ve düşünceliydi, kaşları bende olmadığı anlarda çatıktı ki bu halinin intikamı en acı şekilde nasıl yaşatacağını düşündüğü anlarda oluştuğunu artık biliyordum. 

Yalan söylemeyeceğim, eğer intikam almak gibi büyük bir derdin içinde olmasaydım, sevgilim olan herifin kalçası ve sırt kaslarını arkadan izlemek rüya gibiydi ve ben bunun tadını çıkartırdım.

ATLANTİSİN SINIRLARINDA +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin