Chanyeol girdiği kabinden çıktığında hızla zarfı ceketinin iç cebine yerleştirdi. Nefeslerini zorlukla düzene sokarken aynada kendisiyle göz göze gelmişti.
"Bilen biri var." Diye mırıldandı zorlukla. Bilen, ve ona göz dağı veren biri vardı. Dikkat ettiğine emindi.
Kim olabilirdi tanrı aşkına? Amcası olabilir miydi? Başını olumsuzca salladı. Amcası böyle şeylerle uğraşmayacak biriydi. Üstelik öğrense çok daha farklı bir tepki alacağını biliyordu.
Bilen iki kişi vardı. Biri Sehun, diğeri ise kardeşiydi.
Yutkundu zorlukla. Bu dünyada bir tek kardeşine güvenmiş sırtını yaslamıştı. Onun ihanet etmeyeceğine emindi.
Sehun, Baekhyun ona güveniyordu. Sinirle karıştırdı saçlarını. Sıkışmaya başlamıştı. Bu yola girerken düşünmemişti Chanyeol.
Hala pişman olmaması gözünü korkutan tek şeydi.
Islattığı ellerini yanaklarında ve ensesinde dolaştırdı. Derin bir nefesin ardından çıktı lavabodan. İçeri girdiğinde bakışlarını dikkatle etrafta gezdirdi.
Önce bakışları Sehun'a kaydı. Dikkatle inceledi hareketlerini. Oldukça normal görünüyordu. Bakışları kardeşine kaydı. Kendine bir bardak içki alan kardeşinin yüzünde küçük bir gülümseme vardı.
Su ji ile konuşan Eun'a kaydı bakışları. İkisinin de yüzünde memnun bir ifade vardı. O sırada elinde iki kadeh şarapla yanına yaklaşan Baekhyun'u gördü.
Düz dudakları hafifçe kıvrıldı. Her şeye rağmen gülümsedi.
Baekhyun yanına vardığında hızla uzattı elindeki kadehi. "İyi misin?" Diye sordu dikkatle Chanyeol'un yüzüne bakarken.
İçeri girdiğinden bu yana izliyordu Chanyeol'u. Çatık kaşlarıyla milleti izleyişini dikkatle izlemişti.
Bakışları kendisine kaydığında ne kadar yumuşadığını da bizzat görmüştü Baekhyun.
İçi kıpır kıpırdı. Heyecanlı ve mutluydu her şeye rağmen. Chanyeol ona çok özel bir hediye vermişti.
Nasıl mutlu olmazdı ki? Bugünü hiç bir şey bozamazdı!
Chanyeol'un gülümsesi hafifçe büyüdü. "İyiyim, bir sorun yok." Hızla uzandı ve vurdu kadehini Baekhyun'un kadehine. "Sana." Dudaklarına götürdü ve hızla içti yarısını Chanyeol.
Baekhyun'un dudaklarında titrek bir gülümseme oluştu. "Bu gece, atölyemde kalacağım." Diye mırıldandı Chanyeol duysun diye bir adım daha atarken.
"Sana özel bir teşekkür ederim diye düşündüm." Yutkundu Chanyeol. Peşlerinde biri vardı. Ona daha fazla kanıt vermeye yaramaz mıydı bu yaptığı?
Dişlerini alt dudağına geçirdi istemsizce. Baekhyun ona böyle bakarken onu reddetemezdi.
Yapamazdı bunu.
"Gelirim." Diye mırıldandı yalnızca. Gülümsemesi dağılmıştı. Bunu gizlemek için bardağı dudaklarına yasladı yeniden. Baekhyun onun durgun halini fark etmiş olsa da konuşmak istemediğini bilerek sustu ve bir şey sormadı.
Gün sessizce biterken Baekhyun herkesten gelen hediyeleri kabul etmiş arabasının bagajına doldurmuştu. Arabaya bindiğinde ise annesine Sehun'da kalacağına dair kısa bir mesaj yazmış ve atölyesine sürmüştü.
Heyecanlı ve mutluydu. Atölyeye girdiğinde gördü tablolarının yanında duran güzel piyanoyu. Chanyeol ona çok güzel bir hediye daha almıştı.
Hızla dağınık olan bir kaç yeri toparladı, üzerini değiştirdiği sırada çalan kapıyı duydu Baekhyun.
Bakışları boy aynasına kaydı. Üzerinde yalnızca beyaz düz bir kısa kollu vardı. Altında henüz iç çamaşırı vardı sadece.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Japan/Chanbaek
FanfictionBaekhyun içeri giren ablasına gülümseyerek bakıyordu. Onunla birlikte içeri giren ve elini sıkıca tutan Chanyeol'u gördüğünde ise gülümsemesi solmuştu. Onun, burada ne işi vardı? Exo 1.liği 🍒