Chanyeol uçaktan indiğinde hızlı adımlarla ilerledi arabaya. Kapıyı açıp bindiğinde göz göze geldi amcasıyla.
"Hoş geldin." Dedi adam önüne dönerken. Lucas ön koltuktan gülümsedi büyükçe Chanyeol'a. "Selam ağabey."
"Merhaba. Ee ne yapıyoruz şimdi? Gelince anlatırım dediniz geldim."
"Hoon senin peşinde." Dedi amcası hızla Chanyeol'a dönerken. "Buraya geldiğini de biliyor. Biz kanıtları teslim etmeden önce seni ortadan kaldırmak istiyor."
İç çekti Chanyeol. "Bunu biliyorum. Bile bile döndüm buraya. Bu tehlikeyi göze aldım ama bu göze aldığım son tehlike amca. Planına güvenerek geldim. Baekhyun'u ve bebeğimi bırakıp geldim."
"Ama ben baba olacağım. Bunu unutma. Olur mu?" İç çekti adam. "Seni tehlikeye atacak değilim. Planı yaptım. Hoon peşini bıraksın diye bir süre tüm bilgilerini gizledim." Hızla yeni bir telefon uzattı Lucas Chanyeol'a.
"Hattını iptal ettirdik. Yeni hattın ve telefonun burada. Sana dair son bilgisi aldığın uçak bileti. Son anda erkene çekme nedenimiz de oydu."
Yutkundu Chanyeol. "Neden bana söylemediniz bunu?" Hızla Baekhyun'un numarasını çevirdi. "Sessiz olun."
Bir kaç saniye içinde cevaplanan telefon ile derin bir nefes aldı Chanyeol. "Sevgilim, benim." "Chanyeol, neredesin sen?" Baekhyun'un titrek sesi iç çekmesine neden oldu.
"Amcam iptal ettirmiş numaramı. Haberim yoktu." Titrek bir nefes aldı Baekhyun. "Anladım. Tamam. Bir sorun yok değil mi?"
"Sorun yok güzelim benim. Şimdi eve geçiyoruz. Eve geçtiğimde de arayacağım seni. Tamam mı?"
"Tamam. Tamam. Bekliyorum. Müsait olduğunda ara beni." "İyisin değil mi? Ağlamıyorsun."
"Ağlamıyorum." Dedi Baekhyun göz yaşlarını hızla silerken. "Tamam eve geçince ara beni. Görüşürüz." Telefonu kapattı ve derin bir nefes aldı Baekhyun.
Çok korkmuştu. Hala titreyen bedeniyle oturuyordu koltuğun üzerinde. Gözlerini kapattı ve kendini sakinleştirmeye çalıştı.
Bu olayın üzerinde bu kadar büyük bir travma bıraktığının farkında bile değildi aslında.
Nefes alamamıştı dakikalar boyunca. Chanyeol yeniden gitti sanmıştı.
Burada, bu ülkede yeniden yalnız kaldı sanmıştı.
"İyiyim." Diye mırıldandı kendi kendine. Derin bir nefes aldı ve yaslandı arkasına. "Chanyeol benimle. İyiyim ben. Tamam sakinleş."
Chanyeol eve vardığında hızla ilerledi diğer odaya. "Bekleyin geliyorum." Baekhyun'u aradığında saniyeler içinde cevaplandı telefon.
"Sevgilim." Diye mırıldandı Chanyeol. "Daha iyi misin?" "İyiyim." Dedi Baekhyun hızla. "Neden bunu bize söylememişler?"
"Bilmiyorum. Lucas'ın işi işte. Her zaman yarım yamalak yapar." Masaya ilerledi ve masada duran dosyada gezdirdi bakışlarını.
Hoon'u araştırmıştı amcası.
Bakışları bilgilerde gezinirken yutkundu sertçe. "Baekhyun." Dedi hızla. "Efendim?" "Sehun'un bir kardeşi var mı? Biliyor musun?"
Duraksadı Baekhyun. "Bildiğim kadarıyla tem çocuk. Neden?" Sinirle güldü Chanyeol. "Sehun. Hoon'un kardeşiymiş. Çekilen fotoğrafların Sehun'un evinin önünde olmasını açıklıyor bu."
"Ne?" Dedi Baekhyun şaşkınlıkla. "Sehun benim dostum Chanyeol. Bana öyle bir şey yapmaz o."
"Sana yalan söylemiş Baekhyun. Seninle arkadaşlığını bile sorgularım ben böyle bir konuda." Sinirle kapadı gözlerini. "Eğer seni ararsa bildiğini asla belli etme. Japonya'dasın ve benden haberin yok. Bir süre gizlenmem gerek."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Japan/Chanbaek
FanfictionBaekhyun içeri giren ablasına gülümseyerek bakıyordu. Onunla birlikte içeri giren ve elini sıkıca tutan Chanyeol'u gördüğünde ise gülümsemesi solmuştu. Onun, burada ne işi vardı? Exo 1.liği 🍒