Hoon önündeki bilgilere baktı yeniden. Chanyeol'un bir şeylerin peşinde olduğunu fark edeli çok olmuştu ama bu denli büyük bir şeyin peşinde olduğunu yeni fark ediyordu.
Byunların yaptığı tüm gizli işlemler Chanyeol'un elindeydi. Kayıtlı olmayan her şey, kanıtlarıyla elindeydi.
Yutkundu, geç kalmıştı buna engel olamazdı. Tüm ailenin başı yanacaktı. Eun, onu koruması zordu.
Bunu yapacak kadar istiyor muydu onu? Kesinlikle istiyordu.
Eun'u uyarmak zorundaydı. Evleneceğini düşündüğü adamın kardeşiyle birlikte olduğunu, onların sonunu hazırladığını bilmesi gerekiyordu.
Hızla aradı onu. Açtığında ise ofisine çağırdı. Burada anlatacak, onunla yeni bir plan yapacaktı.
Elindeki son koz onu yurt dışına çıkartmaktı her şey ortaya çıkmadan önce. Yine de bunları düşünmek için henüz erkendi.
Genç kadına her şeyi anlatmalı, onunla birlikte bir yol belirlemeliydi. Bu anlattıklarından sonra Eun'un kendisine tamamen teslim olacağına emindi.
Yüzünde oluşan gülümsemeye engel olamadı. Sonunda beklediği gün gelmişti.
Eun'un hayatında ondan başkası olmayacaktı.
///////////////
Baekhyun odasındaki yatağa uzanmış, mide bulantısının dinmesini bekliyordu. Doktor bulantılı son ay olduğunu söylese de, hala çok zorlanıyordu zayıf olan bünyesi.
Chanyeol'a mesaj atmak için doğrulduğu sırada kapısı sertçe açıldı. Baekhyun bakışlarını kapıya çevirdiğinde gözleri kıpkırmızı bir Eun ile karşılaşmayı beklemiyordu.
Yutkunamadı bile. Ablası ona daha önce hiç böyle bakmamıştı.
"Abla." Dediğinde genç kadın sert adımlarla girdi içeri. Ayağa kalkan bedenin yüzüne sert bir tokat attığında Baekhyun yüzünün sol tarafa dönmesine engel olamamıştı.
Yanağı deliler gibi sızlarken "Nişanlımla mı yatıyorsun?" Dediğini duymuştu Eun'un. Sesi boğuk ve kısıktı. Sesli titrek nefesler alıyordu. Tişörtünün yakalarını tuttuğunda sertçe sarstı Baekhyun'u.
"Bana bir şey söyle! Nasıl yaparsın?!" Deliler gibi bağırıyordu Eun. Baekhyun ise çoktan dolmuş olan gözleriyle bakıyordu karşısındaki kadına. "Özür dilerim." Diye fısıldadı yalnızca.
Ne diyebilirdi ki? İhanetin bir açıklaması olur muydu?
O kanından olana ihanet etmişti. Ailesine, ihanet etmişti. Hiç bir zaman onların dilediği evlat olamamanın yanında en sevdikleri çocuklarını bu hale getirmişti.
Ailesi yüzünü görmek istemeyecekti.
"Özür mü dilersin?" Dedi Eun sertçe yutkunurken. "Onu tanıdığını söylemedin bana! Sikik geçmişinizi bilseydim onunla devam etmezdim belki ben!"
"Korktum abla! Bu gerçeği öğrendiğinde mahvolacaktın." Sinirle güldü Eun. "Korktun öyle mi? Bu korkun onun altına girerken neredeydi söylesene!"
"Kardeşim dedim ben sana! Annem hep ayırırken sevmeye çalıştım. Uzak tutmamak için uğraştım! Sen bana bunu mu yaptın yani? Nankörsün sen. Chanyeol'un seni sevdiğini mi sanıyorsun?! Seni becerirken benimle nişanlandı o adam!"
Baekhyun yanan gözlerini kapattı. "Ne diyebilirim bilmiyorum." Diye mırıldandı. "Suçluyum, suçumu biliyorum ama bitirememiştim. Onu içimde bitirememiştim. Karşıma çıktığında mahvoldum, uzak durmaya çalıştım gerçekten ama başaramadım. Çekildim ona. Bir anda terk etmişti beni. Geçmişi hatırladıkça, daha da bağlandım. Özür dilerim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Japan/Chanbaek
FanfictionBaekhyun içeri giren ablasına gülümseyerek bakıyordu. Onunla birlikte içeri giren ve elini sıkıca tutan Chanyeol'u gördüğünde ise gülümsemesi solmuştu. Onun, burada ne işi vardı? Exo 1.liği 🍒