twenty five

368 49 6
                                    

Baekhyun başını Chanyeol'un sıcak göğsüne yaslamış, rahat yatakta uzanıyordu. Günlerdir sakin olmaktan çok uzak olan bedeni bu huzurlu an nedeniyle geçen uzun günlerin ardından ilk kez rahat bir haldeydi.

Kasılan her bir kası rahatlamıştı sanki Chanyeol'un anlattıklarını dinleyince.

Amcamla konuştum demişti. Yalnızca dört ay, sonra her şey bitecek. Sen ben ve bebeğimiz devam edeceğiz.

Titrek bir nefes aldığı sırada beline sarılı olan kol onu biraz daha kendisine çekti. "İyi misin güzelim?" Chanyeol'un sakin sesi içini sımsıcak ederken yutkundu Baekhyun.

"Bu senin en büyük korkunken bunu bebeğimiz için göze aldın." Diye mırıldandı bakışlarını Chanyeol'un yüzüne çıkarırken. "O kazayı yapmadan önce, her şeyin bittiğini düşünüyordum." Dedi bakışlarını Chanyeol'un gözlerinden kaçırırken.

"Neden, bilen biri olduğunu söylemedin bana?" Chanyeol hızla gerilen bedenine engel olamadı. Baekhyun bunu nereden biliyordu?

"Sen-" "nereden bildiğimi anlatacağım. Sadece bana neden anlatmadığını bilmek istiyorum." Chanyeol yorgun bir nefes aldı. "Elimde hiç bir şey yoktu çünkü. Kim olduğunu bulamadım. Bu ihtimali söyleyip senin canını da sıkmak istemedim."

İç çekti Baekhyun. "Bu bir ihtimal değil, gerçek. Park Sung hoon. Bizi bilen kişi o. Beni nişandayken tehdit etti." Chanyeol'un gözleri şaşkınlıkla büyüdü. "Onun bizimle ne gibi bir ilgisi olabilir ki?"

Yutkundu Baekhyun. "Bizimle değil, bence ablamla bir ilgisi var. Eun'a olan bakışlarını gördüm Chan. Ona olan ilgisi çok fazla. Bana onu sakın üzmeyin sizi mahvederim falan dedi o adam."

Derin bir nefes verdi Chanyeol. "Bir takıntılı psikopatımız eksikti bu da tam oldu." Baekhyun sevgilisini sakinleştirmek adına tuttu elini. "Artık onun kim olduğunu biliyoruz değil mi sevgilim? Bir yolunu bulabiliriz."

"Baekhyun bu elbet ortaya çıkacak. Yaşadıklarımızın gizli kalmasını sağlayamam hiç bir şekilde. Ama önümüzdeki dört ay çok önemli. Her şeyin, bu dört ay boyunca gizli kalması gerek. Bu ikimiz içinde çok önemli. O şerefsiz bir şeyleri fark ederse ve bunu ortaya çıkartırsa, ne olur tahmin bile edemiyorum ben."

Yutkundu Baekhyun. "Ne yapacağız o zaman?" "Bir çaresine bakacağım. Dört ay sabretmemiz gerek. Sık sık görüşemeyebiliriz. Sen zamanının çoğunu evde değil de Sehun'da yada atölyede geçir güzelim. Ailen, şüphelenmemeli hamile olduğunla ilgili."

Başını salladı hafifçe Baekhyun. "Tamam, atölyenin ardiye olarak kullandığım bir odası vardı. Orayı yatak odasına çeviririm en kötü." Gülümsedi Chanyeol, "ah olur. Hem seninle kaldığım zaman tüm gün bel ağrısı çekmek zorunda kalmam. Müthiş bir fikir güzelim."

Baekhyun gülerken vurdu bir tane koluna. "Çok şikayetçisin ama sen." Yaklaştı ve burnunu Baekhyun'un burnuna sürttü Chanyeol. "Ah hiç de bile."

Dudakları hızla buluşurken Baekhyun başını ağırca yastığa bırakmış ve gözlerini kapatmıştı.

Bu yola çoktan girmişti ve tüm çıkış yolları geride kalmıştı. Tek bir yolu vardı. Bu uzun yolu Chanyeol ile el ele yürümekten korkmuyordu.

Chanyeol'a, inanıyordu.

/////////////////

Ji eun yüzündeki büyük gülümseyle bakıyordu karşısındaki adama. Hoon bu aralar sürekli yardımcı oluyordu ona.

Ne zaman yardıma ihtiyacı olsa adam resmen hissetmişcesine ortaya çıkıyor, Eun'un yanında oluyordu.

Bakışları sessiz olan telefonuna kaydığında iç çekti. İlgisizlikten ölmek üzereydi ve Chanyeol'un aklına bile gelmiyordu bu aralar.

Japan/ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin