Bejna bağırmaktan artık sesi gitmişti ama kimse sesini duyup yardım etmemişti.
Yolduğu saçlarıyla yıllar önce geçmişi gözünün önüne bir filim şeridi gibi geldi.Kuzeniyle saklambaç oynarken saklanmak için annesinin odasına girip yatağının altına saklanmıştı Bejna.
Odanın kapısının açılmasıyla içeriye giren kişinin ayaklarını görünce annesinin olduğunu anlamıştı ama sesini çıkarmamıştı kuzeni gelip görmesin diye. Annesinin ağlama sesini duyunca olduğu yerden çıkıp annesinin neden ağladığını sorucakti ki
Duyduğu silah sesiyle annesinin bedeninin yere düşmesiyle gördükleriyle korkmuştu annesinin başında ki kan ve hayla açık olan bilinciyle Bejnaya bakmasıyla Bejna elleriyle ağzını kapatmıştı annesini o halde görmeyi yüreği dayanamamıştı gözünden düşen yaşlarla öylece orda kalmıştı.
İçeriye teyzesi ve ev halkı girince kopan feryatlar ve ağıtlarla birlikte Bejna daha çok korkmuş ve olduğu yerden çıkmamıştı.
Annesinin bedenini götürmeleriyle odanın ışığını da kapatmalariyla da Bejna sabaha kadar ağlayıp orda karanlıkta kalmıştı.
Ve o günden sonra Bejna kan , silah ve en çokta karanlıktan korkmuş tramvayı çocukluğundan beri atlatamamışti.Yiğit Bejnayi depoya koyduğu gibi Yusuf'un hep içtiği mekana gitti normalde asla içmezdi ama bu gece kendinden geçmek istiyordu . Mecbur bırakıldığı evlilik , kardeşinin kaçması , herşey üst üste gelmişti bugün de yaşadıklarıyla Bejna'nin ona tokat atamasını hala hazmedememişti.
Sabaha karşı çiftliğe gelen Yiğit yukarı çıkıp duş alıp üstünü değiştirip deponun yanına gelmesiyle sıkıntılı bir nefes alıp kapıyı açmasıyla deponun ortasında Bejanayi bu halde görmeyi beklemiyordu.
Bejna sabaha kadar ağlamış annesnin kanlı yüzü gözünün önünden gitmemişti.
Kilitin sesini duymasıyla içeriye giren kişinin Yiğitin kokusundan anlamıştı.Yiğit Bejna'ya
-Kalk eve geç deyince Bejna ifadesizce Yiğitin gözlerine bakıp yavaşça yerden kalkıp adım atacağı zaman ayağının altında hissettiği acıya inat aksayarak yavaş adımlarla Yiğitin yanından tam geçeceken omzunun üstünden Yiğite dönüp
-Bana demiştin ya ölene kadar bana mahkûmsun diye şimdi de ben sana söylüyorum bundan böyle yüreğimde müebbet yemiş bir mahkûmsun seni asla affetmiycem Yiğit Berwan.
Sen kabuk tutan tüm yaralarımı bu gece kazıya kazıya kanattın dilerim ki Allah'tan en mutlu günün kursağında kalır.Aksayan adımlarla birlikte eve gitti.
Yiğit Bejanin dedikleri dokunmuştu yüreğine hançer gibi saplamışti evet belki buraya kilitlemesi doğru değildi ama o anlık sinirle gözünün dönmesiyle koymuştu.
Yiğit sadece bir kaç saat orda bırakacaktı attığı tokatin cezasını çekmesi için ama Bejnayi bu halde görmeyi beklememişti.Bejna odaya girdiği gibi banyoya girip soğuk suyu açıp altına girip ağlamaya başladı" Geçmiyor anne senden sonra hiç iyi değilim içimin acısı geçmiyor, eskiden canım yanınca uyurdum ama uyuyamıyorum anne artık hiçbir şey bana iyi gelmiyor yoruldum anne çok yoruldum."
Yiğit eve girmesiyle mutfaktan gelen yemek kokusuyla yılardır çiftlikte çalışan Songül ablanın olduğunu anlamıştı.
Salona geçip Bejna'nin dedikleri kafasında yankı yaparken kızarmış gözleri , çöken omzu ruh gibi soğuk bakışlari fazla ileri gittiğini anlamıştı.
Yukarı gitmek istese de gururu izin vermeyip gitmemişti.
Yiğit oturduğu koltukta şirkete gitmediği için işleri bilgisayardan halediyordu.
Geçen zamanın ardından Songül salona gelip Yiğite
-Ağam yemek hazır demesiyle mutfağa gideceği zaman Yiğit Bejna'yi çağırmasıni söylemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ YÜREK (TÖRE )
RomanceKüçük yaştayken annesini kaybeden Bejna baba sevgisinden mahrum kalarak büyüp zalim bir ağayla berdel zoruyla evlenmek zorunda kaldı...