27.Bölüm ( Yeniden )

3.4K 208 130
                                    

Yazardan....

3 yıl sonra...

Evrenin en güçlü savaşıdır zamana bırakıp sabretmek. Günler,haftalar, aylar herkes için aynı olsada zaman herkes için farklı geçiyordu.
Kimine ilaç , kimi içinde geçmeyen bir acı olarak yavaş yavaş öldürüyordu.

Herkes düştüğü yerden kalkıp devam ederken Yiğit için zaman durmuş geçmek bilmiyordu.

Bejnayi boşadığı gün zaman geçmiyordu.
3 yıl boyunca ne ziyaretine gelmişti nede arayıp sormuştu. Ama Yiğit vazgeçmemiş, beklemişti.
Yüreği Bejna'nin özlemiyle yanıp tutuşuyordu ama hiçbir iz yoktu.
Bejnadan kalan bileğindeki tokayla avunuyordu öpüp geceler boyunca Bejaniyi düşünmüştü.

Cezası bitip çıktığında her yerde deli divane gibi aramış, Diyarbakır'ı altını üstüne getirmişti ama hiçbir yerde bulamamıştı.
Nerde , napıyor,kiminle olduğunu deli gibi merak etse de ama hiçbir iz yoktu.

Bulmadığı her gün içinde ki özlem daha da harlanıyordu. Bulamadığı her gün için kendinden daha çok nefret etti ve bir daha sevmemeye yemin etti. Onun yüreği Bejanadan sonra hep üşüdü yüreğine hiç yaz gelmedi.

~~~

Gidenler fotoğraflarda kalıyor, fotoğraflar da kalanlarda.Yiğit bugünle birlikte 3 yıl 8 ay 2 hafta o yeşil harelerden hiçbir iz bulamamıştı.
Bejna gitmişti, veda etmeden sonsuzluğa karışmıştı mahkemede gördüğü günden sonra bir daha hiç bir haber alamamıştı ondan.
Aranmadık yer , sormadık kişi bırakmamıştı ama hiçbir yerde yoktu.
Bir ağaç nasıl yaşıyorsa Yiğit de Bejnasız öyle yaşıyordu.
Eskisinden de sert, daha sinirli içine kapanık olmuştu.
Geç saatlere kadar şirkete oyalanıp eve geldiği gibi odasına çıkıyordu, sabahları da gün doğduğu gibi kalkıp duşunu aldıktan sonra bir sigara yakıp bileğinde Bejnadan kalan tokaya her gün bir öpücük bırakıp aşağı inerdi. Kimseyle konuşmadan hızlıca kahvaltısını yaptığı gibi konaktan çıkıyordu.

Zelal hanım oğlunun hapisten çıkmasına sevinemeden günden güne eriyen oğluna içi el vermiyordu ama eliden de birşey gelmiyor. 3 yıldır hasret kaldığı yüzüne geceleri uyurken hasret gideriyordu. Elif dışında kimsenin yanında gülmüyor, konuşmuyordu.Oğlunun yüreğini yakıp kül eden sevdayı nasıl ordan söküp alabilirdi. İstemediği, sevmediği karsına deli gibi sevdalanmıştı ama geç kalmıştı.

Devran ağa geceleri uykusunu bölen kabuslar, susmayan vicdanının sesi, Yiğiti bu halde görünce duyduğu suçluluk duygusuyla berdel istediği güne lânet etti.

Bugün yine erkenden kalkmıştı Yiğit 2 aydır üstünde çalıştığı projenin ihalesi vardı bugün. Yataktan doğrulup dolaptan aldığı kıyafetleriyle banyoya girmişti. Suyunu ayarladıktan sonra üstünü çıkartıp elinde ki tokya acıyla tebessüm edip ıslanmaması için çıkardı bileğinden.

Duşunu alıp üstünü giydikten sonra ,tokayı bileğine takarken yıllar sonra içini bir heycan basmıştı toplantı stresinden olduğunu düşünüp çekmecenin üzerinden telefonu alıp aşağı indi.

Saatin hala erken olmasıyla konakta ki herkesin hala uyanmadığından kahvaltı yapmadan konaktan çıkmıştı.

~~~

Soyhan konağında herkes yıkık bir harabe gibiydi. Hasan Ağanin bacağı kesilince elini eteğini çekmişti herşeyden, bazen odasından günlerce çıkmıyordu, kimse de merak etmiyordu. şirketin başına Aram geçmişti. Yaşatıkları için pişman olmuş Bejna'ya yaşatamadığı çocukluğu açtığı yaraları sarmak istese de Bejna hiçbir yerde yoktu.Evden giden Delal hanım ve Dilanı Adar ve Aram eve geri getirmişlerdi çocukları için geri dönen Delal hanım Hasan ağadan odasını ayırıp yokmuş gibi davrandı.

İKİ YÜREK (TÖRE )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin