First Class Lawyer ( BL) Novel

Bölüm 192

Gecenin durgunluğuna rağmen, gözaltı merkezinin sorgu odasındaki atmosfer gerilim doluydu.

Sahte hemşire Amy Borro, önündeki polis memurlarını görmezden gelerek sessizce oturuyordu.

Gözaltına alındığından beri işbirliği yaptığı tek bir gün bile olmamıştı.

Başlangıçta, Mansons'ın adamlarına mesaj iletmek için topuğuna yerleştirilmiş ve çok iyi gizlenmiş minyatür bir cihaz kullanmaya çalışmıştı. Ne yazık ki, polis şefi onun üzerine bir mobil sinyal engelleyici yerleştirmişti.

Gözlerini etkileyici bir şekilde gökyüzüne çevirmesine rağmen Amy Borro'nun planı suya düştü.

Daha sonra, dişlerine gizlediği bir ilaçla sahte bir kalp krizi ve şok yaratarak ciddi bir şekilde etkisiz hale gelmiş gibi davranmaya çalıştı ve bu sayede gözaltı merkezinden ayrılmak için bir fırsat yaratmayı umdu.

Ancak polis şefi ve emrindeki ekip bu konuda oldukça deneyimliydi. Tam zamanında araya girerek onu suçüstü yakaladılar.

Amy Borro öfkeden neredeyse bayılacaktı.

"Polis teşkilatının aptallarla dolu olduğunu mu düşünüyorsun? Sırf sen biraz kafanı çalıştırdın diye boyumuzdan büyük işlere kalkışacağımızı mı sanıyorsun? Cidden hepsini yutacağımıza mı inanıyorsun? Hayal kurmaya devam et."

Polis şefi onun küçük numaralarından o kadar rahatsız oldu ki, bir kadın memur ve bir adli tabip getirtip onu tepeden tırnağa sensör ve tıbbi floroskopla arattı, her santimini didik didik etti.

Ve böylece tüm gizli kozlarını kaybetti.

Umutsuz bir şekilde sessizliğini korumaya devam etti.

"Lanet olsun, biliyordum... Hâlâ iş başında!" Tek yönlü camın diğer tarafında, polis şefi yumruğunu masaya vurarak şiddetle küfretti. "Sadece bak!"

İnsanları takip etme konusunda uzmanlaşmış birkaç memur ve gümüş saçlı bir adam yanında duruyordu.

Bu Mervyn White'dı.

Jack White daireden kaybolduktan sonra, Eunice'in kiralık adamlarını bir yerden diğerine kadar takip etti, ancak bundan hiçbir şey elde edemedi. Daha sonra Eunice, Amy Borro'nun gözaltında tutulduğu gözaltı merkeziyle temasa geçmiş ve ondan bazı ipuçları elde etme umuduyla bu çılgınlığa eşlik etmişti.

Ancak yarım saat boyunca dinlemelerine rağmen Amy Borro'nun tek kelime ettiğini duymamışlardı.

"Bugün daha iyi günlerden biri aslında." Polis şefi gözlerini kıstı. "Jack White'dan bahsedilince hafif bir tepki verdi, bu da önceki soğuk tavrından daha iyi. Bunu bir açılış olarak sayabiliriz."

Bunu yakasına takılı iletişim cihazına söyledi. Sorgu odasındaki polisler bunu duydular ve hemen yeni bir sorgulama turuna başlamak için güven kazandılar.

İçlerinden biri çok yetenekli bir sorgucuydu. Sanki ilham bulmuş gibi arka arkaya birkaç soru sordu ve Amy Borro'nun bir anlık dürtüyle bir şey söylemenin eşiğindeymiş gibi göründüğü ancak sonunda yuttuğu iki örnek vardı.

Bu tür hareketler doğal olarak polis gözetiminden gizlenemezdi. Hızla sıcak takibe başladı.

."... ya da söylememek mi? Aslında, direnişin anlamsız. Jack White meselesine gelince, gerçekten senden başka soracak kimsemiz yok mu  sanıyorsun? Onun bir üvey babası ve biyolojik bir ebeveyni olduğunu unutma."

Polis memuru sözünü bitirmeden Amy Borro gözlerini kaldırıp polise bir süre tuhaf bir bakışla baktı ve aniden alay etti. .

"Olsa bile-" Memur gözlerini kıstı ve cümlesinin ortasında durdu. "Neye gülüyorsunuz?"