First Class Lawyer ( BL) Novel

Bölüm 116

Bir yirmi dakika daha geçtikten sonra nihayet biri Barry'yi buldu.

Otel personelinin kaldığı yatakhanelerin yaklaşık iki yüz metre uzağında, dışında abartılı bir su fıskiyesi olan küçük bir bar vardı. Barry yüzüstü yatıyordu ve vücudunun üst kısmı fıskiyeli havuzda ıslanmıştı. Bulunduğunda onun için artık çok geçti.

Artık ihtiyatlı davranmanın zamanı değildi.

Gu Yan kararlı bir şekilde polisi aradı.

Fa Wang Bölge Polisi tarafından özel olarak kullanılan Gümüş Leopar devriye arabası, şehrin siluetini vızıldayarak geçip havada üç paralel yol açarak tepedeki dönen yollar boyunca hızla ilerledi.

Sirenlerini çalarak, Hanjin Garden Otel'e kadar hiçbir engelle karşılaşmadan ilerlediler.

Üç devriye arabası şehirde herhangi bir engelle karşılaşmamış olsa da, otelin ana girişinin önünde sabırlı davranmak zorunda kaldılar, çünkü giriş basın mensuplarının arabaları tarafından tamamen tıkanmıştı.

Saldırıya öncülük eden devriye aracı tiz sirenlerini çaldı ve otelin güvenliği bir duvar gibi dizilerek polise bir şerit açmak için itişip kakışmaya başladı. Devriye arabaları ancak bundan sonra otele girebildi.

Polis şefi, altındaki adamlarla birlikte iki araçtan inerek otelin lobisine doğru ilerledi.

Diğer devriye arabasındaki polisler de otelin avlusunu çepeçevre saran bir polis kordonu oluşturarak uzaklaştı. Ardından, otel yönetimi tarafından personel yatakhanelerinin doğusundaki su çeşmesine yönlendirildiler.

Kapıda bekleyen otelin genel müdürü polis şefini "Şef Xiao," diye selamladı. "Geldiğiniz için teşekkürler."

Şef Xiao uzun yıllardır Fa Wang'da görev yapıyordu. Hanjin Garden Hotel'in yönetimine yabancı değildi, daha önce birkaçıyla tanışma şerefine nail olmuştu. Kaşlarını çatarak avlunun dışına bir göz attı ve hoşnutsuzca  "Buradaki adamlarınızın ağzı çok gevşek. Soruşturma henüz başlamadı ama haber çoktan sızdı. Dışarıdaki gazeteciler benden bile erken geldiler." dedi.

Genel müdür çaresizce, "Yanlış anladınız. Haberi sızdıran biz değiliz. O insanlar da daha yeni geldiler. Daha doğrusu, bir şey olduğu için değil, tesadüfen karşılaştıkları için buradaydılar."

Dışarıdaki araçların üzerindeki logolardan bu açıkça anlaşılıyordu. Bunların çoğu isimsiz medyaydı ve ses getirmek için her zaman en ön saflarda yer alıyorlardı. Southcross'un bu kez düzenlediği sosyal etkinliğe çok sayıda önemli isim davet edilmiş, bu da bu internet sitelerini bir ziyafet sofrası gibi cezbetmişti. Gerçekten bir şey olup olmadığını umursamadan, kokusunu alınca koşa koşa gelmişlerdi.

"Dışarıdakilere nasıl muhabir denir?" dedi genel müdür, "Gerçek bir muhabir bunu söylediğinizi duysa gücenirdi."

"Boş verin onu," diye sordu Şef Xiao. "Neredeler?"

VIP'ler mi?

"Tamam."

"Bu sefer hepsi bahçede."

Otelin cam bahçesinde, bu kez Southecross Hukuk Bürosu tarafından davet edilen herkes ikili ve üçlü gruplar halinde oturuyor, dün geceki ön ısıtma resepsiyonundan daha fazla insan ve atmosfer gerçekten de eşi görülmemiş derecede gergin duruyordu.

Şef Xiao, genel müdürü takip etti ve önce bahçedeki herkese merhaba diyerek başını salladı. Sonra kulaklığı çıkarıp, "Kusura bakmayın, tatilinizin tadını çıkarırken polislerimizi ve beni göreceksiniz. Aslında bu güzel partiyi bozmak istemiyoruz ama yine de çalışmamız gerekiyor. Sanırım zavallı çalışan hakkında bazı şeyler duymuşsunuzdur.Bu konunun burada bulunan hanımefendilerin ve beyefendilerin çoğuyla hiçbir ilgisi olmadığına inanıyorum, ancak bu rutin bir durum, yine de ifadeleriniz alınmak zorunda.Umarım bizim için anlayışlı gösterirsiniz."