First Class Lawyer ( BL) Novel

Bölüm 1

De Carma'nın Kasım sonu, kış başında, rutin sabah çanları merkez meydandan yankılanıyordu. Gri güvercinler kanatlarını çırpıyor ve gökyüzünün aynı gri pusunda uçuşuyorlardı.

Hava kasvetli ve kıştı; kederli bir hava yükseliyordu. Bir evi soymak ya da ölüleri uğurlamak için mükemmel bir gün. Sonuç olarak, hava Yan Suizhi'nin o anki ruh halinin uygun bir yansımasıydı. 

Birkaç ay önce Birinci Sınıf Avukat unvanını almış, yıldızlararası Maze Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin müdürlüğü görevini üstlenmiş ve kusursuz bir şekilde giyinerek elit bir şarap bahçesinde düzenlenen resepsiyona katılmıştı...

Beş parasız kalması ancak bu kadar uzun sürdü.

De Carma'nın  batı ucundaki  gürültülü karaborsasında yürürken ve telaşsızca kahvesini yudumlarken, bir yandan da cadde kenarındaki dükkânların sıkışık tabelalarına göz gezdirdiğinde saat sabahın sekiziydi. 

Yüzü açık tenli ve yakışıklıydı ama sanki rafine öğütülmüş kahve değil de filtrelenmemiş kedi boku içiyormuş gibi yüz ifadesinde yoğun bir kötü ruh hali ve küçümseme vardı.

Yarım gün boyunca buralarda dolaşarak uygun bir dükkân bulmaya çalıştı; bazı şeyleri kontrol etmesine yardımcı olabilecek bir dükkândı ve aynı zamanda bir sertifika da düzenleyebiliyorsa en iyisiydi.

Beş dakika sonra Yan Suizhi küçük bir dükkânın önünde adımlarını durdurdu.

Dükkanın dışındaki elektronik tabelada üç satır yazı vardı

Blackstone Tamir Atölyesi

Biz her şeyi yaparız!

Muhteşem.!

Yan Suizhi kahve fincanını ezdi, yol kenarındaki dijital geri dönüşüm kutusuna attı ve dükkâna girdi.

"Günaydın." Dağınık saçları adeta bir kuş yuvası gibi olan dükkân sahibi başını tezgâhın arkasından uzattı. "Yardımcı olabileceğim bir şey var mı?"

Dükkândaki ısıtma sistemi rahattı ve soğuktan korkan Yan Suizhi bile sonunda kendini sıcak hissetti. Siyah eldivenini çıkardı, ceketinin cebinden metal bir yüzük çıkardı ve tezgahın üzerine koydu, "Şunu kontrol etmeme yardım edin."

İstediği zaman şekil değiştirebilen, şekillendirilebilir bir akıllı cihazdı. İnsanların çoğu yanlarında taşımaya elverişli olan yüzük şekline daha alışkındı. Bilezikler, yüzükler, küpeler, hatta... halhallar ve bel bantları bile vardı.

Yan Suizhi'nin zevkleri o kadar da tuhaf değildi, bu yüzden elindeki nesne son derece sade bir yüzüktü.

"Neyi kontrol edeceğim?"

"Kontrol edilebilecek her şeyi."

"Pekâlâ."

Patron aletlerini düzgün bir şekilde ayırdı, iki kez dokundu ve akıllı cihaz holografik bir arayüz çıkardı.

Arayüzdeki şeyler acınacak kadar azdı, o kadar temizdi ki fabrikadan yeni çıkmış gibi görünüyordu.

Toplamda sadece dört öğe vardı: bir kimlik, bir varlık kartı, komşu gezegene bir mekik bileti ve dijital olarak oluşturulmuş bir ses dosyası.

Dükkân sahibi, prensip gereği, izin almadan içindekileri gelişigüzel karıştırmazdı. Ancak Yan Suizhi'nin böyle bir kaygısı yoktu ve bu dört parçanın içeriğini en ince ayrıntısına kadar biliyordu - ne de olsa son iki gün içinde birkaç düzine kez göz gezdirmişti.