9. BÖLÜM

253 33 2
                                    

(İçime çok sinmeyen bi bölüm oldu, her an silebilirim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(İçime çok sinmeyen bi bölüm oldu, her an silebilirim.)

🌧

Babamı hızla hastaneye götürmemizin ardından saatler geçmiş bu gece nöbetçi olan Selim abinin son kontrolü yapıp bizi içeriye almasını bekliyorduk.

Babamın, annem ile olan tartışmamızın ne kadarını duyduğu hakkında tek bir fikrim bile yoktu. O yüzden içeriye girince ne diyeceğimi, ne yapacağımı bilemiyordum. Ama şuan asıl önemli olan babam ve babamın sağlığıydı. Geri kalan her şey benim gözümde değerini yitiriyordu.

Küçüklüğümden beri en büyük zaafım babamdı. Onu kimseyle paylaşamaz, en çok beni sevsin, hep yanımda olsun isterdim. Gerçi ne kadar büyüsemde bu durum geçerliliğini hala yitirmedi.

Kapı annem tarafından aralanıp gelmemiz için işaret ettiğinde herkes aniden içeriye girdi. Terleyen ellerimi pantolonuma sürerek en son giren ben olmuştum.

Annem ve abim sol tarafında, Selim abi, ablamve eniştem ise sağ tarafında duruyordu. Babannem uyuyan Eymen'le evde kalmaz zorunda kalmıştı. Ben ise babamın ayak ucunda tam da göz hizasındaydım. Herkes babamın üzerine üşüşmüs nasıl olduğunu soruyorken, ben titreyen bacaklarımın üzerinde öylece dikilerek bakışlarımı zeminde tutuyordum.

"Siz beni Yağmur ile yalnız bırakın." dedi babam. "Konuşmamız gerekli."

Ben stresten daha çok titrerken herkes odadan çıkmış babam ile yalnız kalmıştık. Bakışlarımı hala zemine sabitlenmiş babamla göz teması kurmaktan kaçıyordum. Ama onun bakışları hissettiğim üzre tam olarak benim üzerimdeydi. Benim konuşmayacağımı fark ederek biraz yerinde kıpırdandı.

"Neden başını eğiyorsun şimdi? Mutfakta annene karşı dik başlılıkla söylediğin şeyi bana da söyle Yağmur." Ben hala cevap vermezken o konuşmaya devam etti." Kendin söyledin ya sevmek utanılacak şey değil." dedi yumuşacık sesiyle. Bakışlarımı aniden kaldırıp babama yönelttim ve tepkisini ölçmeye çalıştım. Gayet sakin ve her zamanki huzur verici ifadesini koruyordu.

Cesaretimi toplamış konuşmaya başlayacakken odaya giren Selim abiyle dudaklarımı birbirine bastırdım.

Masada duran dosyayı alırken "Kusura bakmayın.." benzeri şeyler mırıldandı. Odadan çıkarken ise bana göz kırpıp ilerledi. Karşılık olarak minik bi tebessüm verip başımı salladım.

Küçükken biraz uyumsuz sayılabilecek bir çocuktum dolayısıyla yaşıtlarımla kolay kolay iletişim kuramıyor, tek kalıyordum. Beni böyle bir durumda birakmak istemeyen abim ise arkadaşlarıyla birlikte oynadığı her oyuna beni dahil eder olmuştu. Abim için bana sabreden arkadaşları arasında en anlayışlısı Selim abiydi.

O odadan çıkar çıkmaz heyecanla babama döndüm ki o zaten bana bakıyordu. Bakışlarında ki anlamı çözemezken eliyle beni yanına çağırdı ve koltuğunun altına alarak saçlarımı öptü.

"Abinden çekiniyorsan sakın korkma kızım. Arkanızda ben varım." dedi destekleyici bi tonla.

"Arkamızda..?"

"Utanma Yağmur'um, ablan nasıl bir gün evlendiyse sende bir gün evlenecektin. Keşke en baştan söyleseydin bize. Selim'i küçüklüğünden beri tanırız."

Beynimde çakan şimşeklerle hızla doğruldum. Selim abi camın önünde bizimkilerle konuşuyorken bakışlarını odanın içerisine çevirip gözleriyle beni buldu.

"Hadi git çağır.." dedi babam gözleriyle Selim abiyi işaret ederken. Ayaklarım benden bağımsız harekete geçmiş kendimi odanın dışına atmıştım. Nefesim düzensizleşmeye başlamış, ensemden terler dökülür olmuştu.

Benim gelmemi bekleyen Selim abi hızla yaklaşarak yanımda durdu ve önlüğünden çıkarttığı yüzüğü parmağıma taktı.

Parmağıma değen metal ne kadar tanıdıksa, onu saran el de bir o kadar yabancıydı. O an çekip atmak istedim parmağımdaki yüzüğü, Fatih'in bir zamanlar takmış olduğu yüzüğü. Belkide yüzüğün suçu yoktu bu parmağımdan kalbime geçen iğrenç nemden, o da haklıydı takan başkaydı ne de olsa.

Nemden yosun tutmaya yaklaşan kalbim huzursuzlukla dolarken bakışlarımı koridor sonuna çevirdim.

Fatih bir zamanlar kendisinin taktığı yüzüğü, çevreleyen yabancı ellere sabitlenmiş bakışlarını bir milim bile oynatmıyordu.

𝘼𝙣𝙙𝙚𝙧 𝙎𝙚𝙫𝙙𝙖𝙡𝙪𝙠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin