🌧
Babam eve geleli 2 hafta olmuş, ona rağmen konuyu açmamıştım. Abim otoriter tutumunu devam ettiriyor. Ne kadar isyan etsemde bir şekilde durdurmayı başarıyordu. Her Fatih ile görüşmek için evden çıktığımda peşime takılıyor, her yere yanımda geliyordu.
Bu saçmalık sinirlenmeme sebep olurken artık sabrımın son demlerinde olduğumu biliyordum.
Oturduğum yerde dikleşerek babama hitaben konuştum. "Ben artık daha fazla dayanamıyorum. Sanki yaptığım şey suçmuş gibi kısıtlanmaktan ve cezalandırılmaktan bıktım." Gözlerimi abime çevirerek bastırarak ekledim. "Kimse beni bu şekilde kısıtlayamaz."
"Komikmiş." Abim gülerek söylendiğinde sinirle soludum. "Daha komik olan şey ise sana olan saygımı yitirmen Rüzgar."
"Yağmur!" dedi adeta kükreyerek.
"Bana bağırma!"
"Abinim ben senin istediğimi yaparım." Söylediği şey beni güldürürken, kahkahalarım arasında zorla konuştum. "Tasmamı da tutar mısın cidden?" Aniden gülüşümü kesip ekledim. "Kendine gel Rüzgar."
"Gelde getir Yağmur."
Hemen karşımda oturmasının da katkısıyla kendimi abimin üzerine attığımda saçlarımdan tutarak beni kendinden uzaklaştırmaya çalıştı. "Saçım!" dedim bağırarak. O biraz daha sert çekerken saçımı tutan eline dişlerimi geçirdiğimde, annemin vitrindeki bardaklarını sarsan bi ses bizi birbirimizden ayırdı.
"Uzaklaşın birbirinizden." Babam var gücüyle bağırdığında adeta içimden bi ürperme geçti. Elini soluna yönelttiğinde ürperme hissim korkuya evrildi, koşarak yanına yanaştım. "İyi misin baba?"
Babam cevap vermek için azını araladığında abdest almaktan dönen babannem onun yerine konuşmaya başladı. "Eşek fişkusu, yemuş gene toz şekera varuncaya kadar her tatluyu. Şimdu değul kalbun götun bile ağrur." Babamın elindeki kolanyayı çekip bana uzattı. "Kaldurin şunu harcamayun boşina. Evvelsi gece da yemuş tüm isteme çikulatalarini, dingulmuş."
"Anne.." dedi babam şeker yerken yakalanan küçük çocuklar gibi.
...
Benim konuşma işi yeniden bi daha ki bahara kalırken sıkıntıyla odama geçtim. Camın önünde oturmuş her gece ki gibi Fatih'in gelmesini beklemeye başladım.
Kapımın tıklatılmasıyla babamın geldiğini anlayarak doğruldum. "Gelebilirsin baba."
Yatağın üzerine oturup yüzümü inceledi. Bi süre sessiz kaldıktan sonra konuşmaya başladı. "Sen benim en kiymetlimsin Yağmur." Yatağın yanına vurarak gelmemi işaret etti. Avuç içini yanağıma sürttü ve beni omzuna yasladı. " Doğduğun günü hatırlıyorum, ilk defa baba olmuyordum heyecan yapmam demiştim. Bi kızım bir de oğlum vardı zaten o yüzden değişik bi duygu beklememiştim. Dünyaya erken gelmeye karar vermiş annenin karnına sığamaz olmuştun. Koştur koştur hastaneye gelmiştik. Evdeyken bizi telaşlandırsan da hastanede inadın tutmuştu, aynı annen gibi. Bi türlü bize yüzünü göstermedin. Doktor artık kötü bir şey olabileceğinden şüphe ederken ben bunu telaşlı yüzünden anlamıştım. O an her tarafımı kaplayan korkuyu bir daha asla hissetmedim, umarım bir daha da hissetmem. Kalbim o kadar sıkıştı ki nefesim ciğerlerimi parçaladı. İçeride nefes alamayarak kendimi bahçeye attım. Gözlerimi yumarak Allah'ım dedim, sen evladımı bana bağışla. O an bulutlar üzerime damlalarını şiddetle bıraktı, içeriden koşar adım hemşire geldi. Bi kızım daha olmuştu. Yağmur getirmişti kızımı bana, kimse ayıramazdı artık onu benden. Sen benim her şeyimsin, senin için her şeyi feda ederim güzel kızım."
Parmaklarını saçımda son kez gezdirdikten sonra odadan çıkmak için yöneldi ve kapıyı kapatmadan önce son sözünü söyledi. "Ama seni asla."
...
Dakikalardır kalkmadığım yatakta aynı şekilde oturuyor, tek hareket eden şey olan göz yaşlarım yanağımı ıslatıyordu.
Fatih dakikalardır cama taş atıyor, kendisine bir tepki vermemi bekliyordu. Ben ise babamın net bi şekilde bu işin olmayacağını söylediği sözleri zihnimin içerisinde tekrar tekrar dinliyordum.
Aralık olan camdan aniden birinin inmesiyle gözlerimi sabitlediğim zeminden kaldırdım. "Yağmur.." dedi Fatih gözlerimin içerisine bakarak. Tepki veremezken yanıma oturan Fatih beni kolları arasına aldı. "Ağlamışsın.." Yine azımı açmazken yüzümü elleri arasına alıp baş parmağıyla yaşları sildi. "Sen yat en iyisi Yağmur'um. Ben yarın gelirim, anlatırsın." Yatakta yatmamı sağladı ve yüzüme gelen saç tutamını geriye alarak gitmek için arkasına döndü.
Elini tutarak bana dönmesini sağladım. "Kal ne olur Fatih."
Sessizce dediğime itaat ederek yanıma kıvrıldı ve kollarını belime sardı. Bi süre sadece arkamda olan adamın kokusunu içime çektim. Konuşmam için beni zorlamıyordu, bende şuan konuşabilecek halde değildim ama ezbere bildiğim kelimeler benden bağımsızca azımdan döküldü.
"Seni seviyorum."
Bolum sarkisi:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘼𝙣𝙙𝙚𝙧 𝙎𝙚𝙫𝙙𝙖𝙡𝙪𝙠
ChickLit(Eğlence amaçlı yazılmıştır.) Aşkın karşısında hiçbir şeyin engel olamayacağına bir kez daha şahitlik etmek isterseniz Yağmur ve Fatih sizi Trabzon'da bekliyor olacak.