13. BÖLÜM

228 30 1
                                    

🌧

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🌧

Eve abimden önce girerek salonda oturanlar ayaklanmadan hızla odama koştum. Kimseye açıklama yapacak gücüm olduğunu düşünmüyordum. Üzerimdeki montu yere fırlatarak dolabımdan gidebileceğim düzgün şeyler aramaya başladım. Hemen ardımdan odaya giren ablam durmadan bir şeyler söylüyor ben ise duymakta güçlük çekiyordum.

Yatağımın üzerine çıkarttığım kıyafetlere son bi bakış atmışken ısrarla çalan telefonumu bir kez daha meşgule attım.

Aniden kolumu tutan ablamın elime bir şey tutuşturması ile odaya giren abim eş zamanlı olarak hareket etti. Ablam avcumu katlarken benden uzaklaştı.

"Abla sen çık Yağmur biraz yalnız kalsın."

"Bende çıkıyodum zaten Eymen huzursuzdu." dedi ve hızla çıktı. Odada abim ile yalnız kalmışken onu görmezden gelerek arkamı döndüm. "Çıkar mısın giyinicem."

"Tabii."

Ardından sertçe kapattığı kapıya eşlik eden kilit sesiyle elim havada asılı kaldı. Hızla kapıya yöneldim. "Ne yaptığını zannediyosun sen manyak?!" Kapıya elimi sertçe vurduğumda elimdeki metal tok bi sesle yere düştü. Elime aldığımda onun küçük bi anahtar olduğunu fark ettim. Kapı deliğine sessizce soktuğum anahtar tam otururken gülümsedim.

Rüzgar Denizci 0-1 Yağmur Denizci

Sessizce tekrar anahtarı çıkartıp yastığımın altına koydum. Odadaki sessizlik dikkatimi çekerken sürekli çalan telefonumun alındığını anlamam bir olmuştu.

Rüzgar Denizci 1-1 Yağmur Denizci

...

Odamda hazır bi şekilde oturmuş evden nasıl çıkabileceğimi düşünürken odamın kapısının kilidi açıldı ve içeriye Zeynep girdi. Onun girmesiyle tekrar kilitlenen kapıya ters bi bakış attım. Bi kapımda kilidim eksikti.

Ben yatakta otururken boynuma kollarını saran Zeynep hasar tespiti yaparcasına gözlerini üzerimde gezdirdi.

"Turp gibi turp.." dedi sırtıma vururken.

"Sen bi de karşı tarafı gör Zeyno."

Gülerek cevapladı. "Gördüm, görmem mi? Sabah ben ilgilendim Ayşe'cikle." Sonra gülüşü solarken ekledi. "O neyse de.." dedi. "Bebeğe bi şey olmamışya ona şükür."

Duyduğum kelime karşısında dona kalırken Zeynep elindeki raporu salladı. "Hamileymiş seninki."

"Ne?!"

...

Cama atılan taşla yerimde doğrulup sessizce araladım. "Naber gücük Seyiz?"

Salih telefon etmemin hemen 15 dakika sonrasında camın altında bitmiş yenge kaçırma operasyonuna katılmıştı. Cama dayadığı merdivenin sağlamlığını elimle kontrol ettim. Çok güven vermiyodu sonuçta kendisi Seyiz olmasının yanı sıra Salih'ti.

"Ben iyiyimde seni pek bi çirkin gördüm istenmeyen gelin." Gülerek söylediği seye gözlerimi devirirken elimle kış kışladım.

"Çok konuşma yürü hadi çekirge. Kalplerimiz seninle." Salih başına koyduğu eliyle asker selamı verip koşarak uzaklaştı. Bi süre bekledikten sonra saymaya başladım.

"Bir.."

"İkiii.."

"Ü-" Üç demeden iki arabanın birbirine şiddetle çarpma sesiyle Zeynep'e bakarak güldüm. "Allah'a emanetsin Zeynep'im." Açık cama yönelerek elimle merdiveni bir kez daha yokladım. Öğlen saatleri olduğu için güneş en tepedeydi. Yani basamak kaçırma gibi bi riski sıfıra indirmiştik.

Hızla aşağıya indikten sonra merdiveni sessiz olduğunu düşündüğüm bi şekilde yere yatırıp hızla ağaçların arkasından çıkış kapısına doğru koşmaya başladım. Bi an duraksayarak bahçenin arabalar için ayrılan tarafına baktığımda çoktan tüm ev ahalisinin dışarıda olduğunu gördüm.

Abimin ve Salih'in ortak zaafı arabalardır. Salih'i abimden ayıran yönü ise sürekli yaptığı kazalar. Şimdi ise sol jantı kopararak çarptığı araba bizzat canım abime aitti. Salih her zaman yaptığı şeye yüklü bi miktar ganimet istemiş olsada bu manzara için değerdi.

Rüzgar Denizci 1-2 Yağmur Denizci

...

Yakalanmadan evden uzaklaştıktan sonra rotamı hastaneye çevirmiş önce Selim abinin yanına gitmeye karar vermiştim. Yumruk yaptığım elimle kapıyı tıkladıktan sonra cevap beklemeden içeriye girdim.

Uykulu gözüken Selim abi kolundaki bandajın imkan verdiği ölçüde yerinden doğruldu.
"Yağmur?" dedi neden burda olduğumu sorarcasına.

"Geçmiş olsun Selim abi."

Bakışlarıyla beni tararken kafasını aşağı yukarı salladı. Gözleri parmağıma takıldığın da devam ettim. "Ben-"

"Sen.." dedi gözlerimin içerisine bakarak. "Sen buraya Fatih için geldin." Onaylarcasına kafamı salladım. Arkasındaki yastığı düzeltirken devam etti. "Ve benden şikayetimi çekmemi isteyeceksin." Tekrar başımı salladığımda yüzümü dönerek oldukça soğuk ve düz bir sesle cevapladı. "Çekmiyorum."

"Anlamadım?"

"Çekmiyorum dedim Yağmur. Sırf baban daha fazla rahatsızlanmasın, asla birlikte olamayacağın biri için aileni karşına alma diye ben istedim o yüzüğü Hacer teyzeden." Sinirle kızaran yüzü ardından kelimeler tekrar azından dökülmeye başladı. "Ben sadece mutlu olmanı istedim Yağmur. Küçüklüğümüzde ki gibi seni korumak istedim. Ben.." dedi duraksayarak. "Ben seni sevdim Yağmur."

"Ben de Fatih'i sevdim, Selim abi."

Azını aralamışken konuşmasına fırsat vermeyerek devam ettim. "Bende Fatih'in mutlu olmasını istiyorum. Eğer bir gün Fatih benden başkasıyla mutlu olsaydı, ben onun mutluluğunu kendi mutluluğuma değiştirdim. Sevmek basit insanların işi değil, başkasının mutsuzluğu üzerine mutluluk yaşayamayız."

𝘼𝙣𝙙𝙚𝙧 𝙎𝙚𝙫𝙙𝙖𝙡𝙪𝙠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin