15. BÖLÜM

177 20 3
                                    

🌧

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🌧

Fatih'in ardından Kadir abinin şikayetini geri çekmesiyle bende eve koşar adım gitmeye başlamıştım. Yerden kaldırdığım merdiveni duvara dayadıktan sonra sağlamlığını kontrol ederek tırmanmaya başladım. Son basamağı da çıktıktan sonra merdiveni elimle itip soluklandım.

Abimle aramızdaki başa baş maç benim galibiyetim ile bitmişti.

Gülerek arkamı döndüğümde kolları bir birine dayanmış abimi görmek artı beş yediğimizi ispat ediyordu. Ona bakarak çarpıkça güldüğümde yatağın üzerinde oturan üçlüyü görmem bir olmuştu.

Hoca bitir artık, hoca.

Salih gülerek selam verirken Elif eline sertçe vurdu. Zeynep ise bıkkınca ikiliyi izliyordu.

"Arabam." dedi abim alnını ovuşturarak. "Hiç mi vicdanın sızlamadı Yağmur."

Oldukça gerçekçi olduğunu düşündüğüm şaşkınlıkla cevapladım. "Anlamadım, ne olmuş arabaya?"

Abim alnında atan damarla Salih'e döndü. "Konuş." Salih tişörtünün yakalarını düzeltti ve boğazını temizledikten sonra konuşmaya başladı. "Hepsi Yağmur yengemin fikriydi. Ben dedim yapmayalım diye. Yoksa herkes bilir ben Trabzon'un usta şoförlerindenim kim inanır benim bi arabaya çarptığıma." Çık çıkladı "Bu gelin sizinde canınızı yaktı dimi abi, en iyisi siz onu bize verin."

İlk fırsatta gemiyi terk eden Salih'e kötü olduğunu düşündüğüm bakışlarımı diktim.

Elif bu sefer Salih'in azını hedef alarak sertçe vurdu. "Yengemin kötü bi niyeti yoktu Rüzgar abi, abim parmaklıklar ardındayken sizde onu eve hapsetmişsiniz. Sanki bilmiyor muydunuz Yağmur yengemin kaçabileceğini?"

Görümce görmeyim ömrümceymiş, ben Fatih yerine bunu bile alırım.

Abim kendisinden yaşça oldukça küçük olan kızın söylediği sözlerle duraksamış, ardından bana dönmüştü. "Çıkarttın mı?" Onaylamak için başımı aşağı yukarı salladım. "İyi artık uslu uslu oturursun evinde."

Son dakika golü ve maç bitmiştir.

...

Şuan tam anlamıyla eve hapsolmuştum. Babam yarın hastaneden çıkacaktı yani yarına kadar sabretmem gerekiyordu. Akşam yemeği için ablam bi kaç kez çağırmış ben ise gelmeyi reddetmiştim. Kapım aniden açılınca arkamı dönmeden ablamı cevapladım. "Yemiycem diyorum abla, lütfen gider misin."

Kafama vurulan sert bastonla gelenin ablam değil babaannem olduğunu arkamı dönmeden anlamıştım. "Yeme zaten bu giduşla gelunluğa sığamazsun." dedi bacaklarıma vurarak.

"Bu gidişle gelinliğe değil, kefene gireceğim zaten babaanne."

Söylediğim şeye bastonunu sertçe başıma vurarak cevap vermişti. "Aluk aluk konişma bacaklaruni kirarim senin." Sinirle söylediği şeyin ardından beni bacaklarına yatırırken sahte bi alayla ekledi. "Sura bende."

"Deme öyle boncuk, bu işin sırasımı var Allah korusun."

O sedece saçımı okşamakla kalırken bi süre sadece sustuk. Ne zaman üzülsem, kendimi kötü hissetsem babaannem bunu hissetmişçesine odama gelirdi. Sorgusuz sualsiz dizine yatırır ben uyuyana kadar saçlarımla oynardı. Dışarıdan bakanların ikimizi zıt düşen babaanne torun olarak görsede bu ailede en iyi anlaşan kişiler bizdik. Bu iyi anlaşmanın temelinde karakter olarak birebir aynı olmamız yatabilir. Bi ortamda karar alınacaksa babaannemin sözü benim sözüm yerinede geçer. Çoğu zaman her şeye aynı tepkiyi verir, aynı duyguları yaşarız.

Konuşmadan anlaşılabilmek o varken çok kolaydı.

Ben düşüncelerime dalmışken cama vuran taşla irkildim. "Geldu senun saru kanarya."

"Ne al-"

"Sanki ben görmeyrum her gece bahçaya konan kuşi. Sevda kuşi bu ,sevda." Bastonun yuvarlak kısmıyla kolumu dürttü. "Konacak dal arayi. Her geca gelur öter o." Yerinden doğrulup cama doğru ilerlerken sahte bi tınıyla kızdı. "Hani bakayum ona."

Onun ardından bende ayaklandım. Cama kafasını kaldırmış bakan Fatih babaannemle karşılaşsınca hafifçe irkildi. Ama hemen toparlandı. "İyi akşamlar babaannecim."

Babaannem yüzünü buruştururken bana döndü. "Delu bu varma buna. Misur ekmağu gibi baksana. " Fatih'e son bi bakış atıp "Tüfeğum nereda benum?" dedi ve odamdan çıktı.

Resul Dindar, Sevda Kuşi şarkısında anlatıyordu. Yüreğimiz birini severken bize hiç danışmaz, sonrasında ise kendi edip kendi bulurdu. Sevda kuşi konacak dal arar, onun ile yanacak birini isterdi. Kimi zaman yağmurlara yakalanır, yağmurla ağlardı. Sevda kuşi ander sevdaluk içerisinde kavrulur giderdi. Duman sarmış dağlarda kar olmak isterdi rabbinden, sevdiği güneş için.

Eğer benim sevda kuşim Fatih ise ben varım onun ile yanmaya.





















Bolumde bahsedilen sarki asklar:

𝘼𝙣𝙙𝙚𝙧 𝙎𝙚𝙫𝙙𝙖𝙡𝙪𝙠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin