[GİRİŞ]

767 37 4
                                    


🌧

Üzerimdeki sarı elbisenin eteklerini mümkünmüş gibi daha da sıktım. Geldiğimizden beri çatalımı dahi sürmediğim yemek tabağına bakıyordum ama odağım kesinlikle o değildi.

Bu günün elbet bi gun geleceğini biliyordum. Bi çok kez kendimi de hazırlanmıştım ama şuan ne yapabileceğimi yada ne düşüneceğimi bilemiyordum.

Ergenlikten itibaren herkesin kendi kendine hayal ettiği bir şeydir evlilik teklifi. Nasıl olacak, nerede olacak, ne giysem?

Keşke bu kadar basit sorular olsaydı kafamda. Yanlış anlaşılmasın Fatih ile ilgili hiçbir soru işareti yok kafamda. O benim geçmişim geleceğim ve bu günüm. Varlığını kendime bir armağan gibi görürüm çoğu zaman. Babam sürekli anneme olan aşkından bahsederdi ablam ve bana. Küçüklüğümden beri tek isteğim beni babam gibi sevebilecek biriyle birlikte olup sonucunda evlenmekti. Bunda yanlış hiçbir şey yok. Fatih şüphesiz beni, babamın annemi sevdiği kadar seviyordu.

Peki biz neden özgürce mutlu olamıyorduk?

Biz birbirimizi küçüklükten beri tanıdık. Aynı yerde doğmuş, aynı yerde büyümüş, aynı okullarda okumuş neredeyse her gün birbirini gören iki yabancıydık. Ta ki bizi nefretlerine ortak eden ailelerimizden uzaklaşana kadar.

Karadeniz'in suyundan mıdır, toprağından mıdır? Bilinmez.

Yıllardır birbiriyle düşman olan iki ailenin çocuklarıydık. Gözümü açtığım evde ilk yürümeyi ve konuşmayı ardından da Seyiz'lerden nefret etmeyi öğrenmiştim. Belkide yanılıyor olabilirim, nefret bunların bile öncesinde bana işlenmiş olabilir. Koca Trabzon bilir Seyizler ve Denizciler arasındaki düşmanlığı. Lakin kimse sebebini bilmez. Babannemden, babama, babamdan ise bize aşılanıp günümüze gelmiş.

Şimdi ise ben Yağmur Denizci tüm ailemi karşıma alacağımı bilerek Fatih Seyiz'in evlilik teklifini kabul edecektim.

𝘼𝙣𝙙𝙚𝙧 𝙎𝙚𝙫𝙙𝙖𝙡𝙪𝙠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin