2-Devrim

9.6K 176 2
                                    

Adam bakışlarını daha fazla üzerimde tutmadı ve yere sabitledi, kafamı çevirerek ileri doğru birkaç adım attım. Yağmur hızını arttırmıştı, adam hâlâ yerde oturmuş asfaltı izliyordu. Saçlarının bir kaç tutamı ıslanmış alnına düşmüştü. Şuan hızlı olsam daha az ıslanarak yurdun önünde olurdum, adımlarımı hızlandırmak için kendimi telkinlerken adamın bu acınası hâli içine sinmiyordu. Yavaş adımlarla önünde durup dizlerimin üstüne çöktüm. Kehribar rengi gözlerini kaldırıp ters ters bana bakmaya devam etti. Ters bakışlarından çekinerek kafamı çevirdim, çantamın sapıyla oynarken konuşmaya çalıştım.

"Az önce istemeden de olsa aile kavganıza şahit oldum, şey yani gidebilecek bir yerin var mı yağmur şiddettini arttırıyor." Gözleri hâlâ üstümdeydi, biraz cesaretimi toplayıp suratına baktım.

"Sence gidebilecek bir yerim olmadığı için mi burada oturuyorum?" Alaylı sesine karşılık ben de sinirlenmiştim artık. Derdi neydi sanki, yardım etmek istemiştim. Ukala adam! Ters ters suratına bakarak kalktım ve bir kaç adım attım. Sinirle topuklarımı vura vura yürümeye başladım, nereye gittiğim hakkında bir fikrim yoktu. Adamın ukala tavırları gerçekten sabrımı taşırmıştı. İnsanlara neden iyilik yaramıyordu sanki ama boşuna mı demişler, "Deveye diken adama..." Şaşkın bakışlarla karşıma baktım, yine aynı evin önüne yine adamın karşısına çıkmıştım. Bakışlarını bana çevirerek kahkaha attı. Erkeksi kahkahasıyla irkildim. Şaka gibi kaybolmuştum oysa kafamdan rotayı bile çizmiştim en kötüsü de bu züppenin karşısında rezil olmuştum.

"Kayboldun demi?" Sesiyle gözlerimi kaçırdım. Navigasyona bakarak gitmeliydim, çok bilmişlik yapıp kaybolmam demiştim. Neyime güvendiysem bir kere bile geçmediğim sokaklar...

"Hayır kaybolmadım sadece dalgındım, şimdi gidiyorum sen de burada oturmaya devam et ukala adam!" Laf saymamla suratındaki alaylı ifade yok oldu ve sinirlendiğini belli edicek şekilde baktı. Bende aynı bakışlarla karşılık verdim, çok tuhaf bir atmosfer vardı şuan. İkimizde sırılsıklam olmuştuk ben yağmurda yürüdüğüm için daha da ıslanmıştım. Tepeden bağladığım at kuyruğu saçlarım ıslanmış ve bozulmuştu, haki gömleğim siyaha dönmüştü ve yürümekten topuklu ayakkabılar ayağımı yara etmişti. Şaka gibi bir gün geçiriyordum. Bakışlarımı ondan çekerek navigasyonu açıcaktım, cebimden telefonu çıkarttım. Pantolonumun ıslaklığı telefonuma geçmişti lise 1. Sınıfta annemin hediyesi olan telefonum da maalesef su geçirmeme özelliği yoktu. Ben telefonu değişme işini çok ertelemiştim ve şuan içimden kendime beddualar sayıyordum.

"Kahretsin!" Kafamı kaldırdığımda meraklı bakışlarla bana bakıyordu. Bakışlarını umursamadan yanındaki boşluğa çöktüm ne cesaret yaptım bilmiyorum, tanımadığım bir adamla şuan ıssız bir zengin mahallesinde yan yana oturuyorduk.

"Kayboldum galiba." Bana yandan bir bakış atıp tekrar önüne döndü. Yağmur yavaştan durduğunda cebinden bir sigara paketi çıkartıp sigarasını yaktı ve derin bir nefes aldı.

"Karnım da acıktı." Ne yapıyordum böyle, ne rezil bir insandım. Az önce tanımadığım ve beni umursamadığını belli eden bir insana acıktığımı söylemiştim. Tanrım ne kadar aptalım!

"Şu sokağın sonundan sağa dön sonra sola sapıp aşağı doğru inersen caddeye çıkarsın." Biraz kovulmuştum galiba.

"Adın ne?" Bana dönüp salak mısın bakışı attı?

"Ne var sadece adını merak ettim sanki canını istedik." Elindeki sigaradan son bir fırt alarak kenara atıp asfalta bastırarak ezdi.

İsmini söylemeyerek ayağa kalktı ve yürümeye başladı. Galiba çok rahatsız etmiştim, utançla başımı eğip ben de ayağa kalktım. En mantıklı seçenek geldiğim yolu tekrar yürüyüp caddeye çıkmaktı. Sonra da bir taksi bulurdum. Yavaş adımlarla ayakkabılarımı izleyerek yürümeye başladım.

DERMAN +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin