5- İki yabancı

6.7K 120 6
                                    

Boğazımı temizleyerek bakışlarımı çektim. Sevim sunumu sinevizyon ile yansıtmıştı, slaytları sunarkan diğer yandan da Devrime hiç bakmamaya çalıştım. Her şeyi yanındaki genç adama ve kıza anlattım. Sunum bittiğinde genç adam konuşmaya başladı.

"Hazan Hanımdı değil mi?" Kafamı sallayarak onu onayladım.

"Biz şahsen sunumu beğendik, işin medya ve reklamcılık kısmıyla sonuna kadar ilgileneceğimize şüpheniz olmasın. Eğer yönetim kurulunuz da onaylarsa anlaşma yapmaktan çok müteşekkir oluruz." Adamın kahverengi gözlerinin içi gülüyordu. Ben de hafifçe gülerek karşılık verdim. Anlaşmanın bütün detaylarını konuşurken şartları gerçekten kafama yatmıştı. Yan tarafta gözleri bir an bile benden ayrılmayan adamı yoksaymaya çalıştım.

"Pekâlâ, karşılıklı bir anlaşma içerisinde olduğumuza göre sizin anlaşmanızı yönetim kuruluna ileteceğim. Bugün içerisinde oradan da onay gelir, en yakında zamanda tekrar toplantı yaparız diye düşünüyorum."

"Yönetim kurulu ile olan toplantıya bizim firmamızı da çağırın." Toplantının başından beri ağzını açmamış olan adam sonunda ağzını açmıştı, konuşmasıyla gözlerim ona döndü.

En son gördüğümde yüzü daha inceydi, biraz kilo almıştı. Bunu vücudundan da anlamak mümkündü, iri cüsseli haline biraz daha eklemişti. Yanakları hâlâ içe çöküktü, gözleri hâlâ güneş gibiydi. Parlıyordu...

Kolumun dürtülmesiyle boğazımı temizleyip incelemeyi kestim.

"Sevim, Murat Beyi çağır. Anlaşmayı bir görsün, ona göre yönetim kurulunu toplayalım." Kafa sallayarak odadan çıktı.

"Kaç yaşındasınız Hazan Hanım?" Devrim'in yanında oturan adının Özcan olduğunu söyleyen adam tekrar konuştu.

"Şuan konumuzla yaşımın alakasını pek çözemedim ama 24 yaşındayım." Şaşkın gözleri bana döndü.

"Sizce de bulunduğunuz makam için biraz genç değil misiniz, ha beni sakın yanlış anlamayın sadece toplantı yaptığımız insanlar hep yaşlılar oluyor." Son kısmı sessiz söylemişti, istemsizce gülümsedim.

"Evet haklısınız,  biraz erken iş hayatına atıldım diyelim. Hazırlığı erken bitirdim, ilk senemi de iyi bir not ortalamasıyla geçince. Şirketlere başvuru yapmaya başladım. Staj dönemimi de sorunsuz tamamlayınca iş hayatına atılmak farz oldu. Büyük çabalar sonucunda şuan bu konumdayım." Adam ayağa kalkarak elini uzattı, şaşırmış bakışlarla ben de elimi uzattım. Yavaşça dudaklarına götürüp nazikçe öptü.

"Böyle başarı abidesi bir kadını öpmemek varlığıma hakaret olurdu." Tam bir İstanbul beyefendisiydi, geldiğinden beri kibarlığı baş döndürecek cinstendi. Bakışlarımı Devrimi çevirdiğimde hâlâ birleşik ellerimize baktığını gördüm. Elimi yavaşça ondan çekip kurtardım ve nazikçe gülümsedim. Murat Bey odaya girerek bana gülümseyip göz kırptı, şu adamın cıvık hallerine de başlayacaktım artık! Gözleri benden sonra Devrimde durdu, anlık bir duraksama yaşadı. Bu adamı da gören bir kere duruyor!

"Ne işin var burada?" Devrim'in dudağının kenarı kıvrıldı, kıvrılan noktaya baktığımda küçük bir gamzesi vardı. Gerçekten hayran olmamak elde değildi.

Of ne diyorum ben, burada gergin bir ortam var. Gidip adamın gamzesini inceliyorum.

Mahalle yanarmış, deli saçını tararmış. Bu söz böyle miydi ya?

"Hayırdır Murat çaldığın koltuğun sahibi geldi diye tedirgin oldun herhalde." Özcan da küçük bir kıkırtı bıraktı, sadece bir şey bilmeyen ben miydim? Devrim alaylı gözlerle Murata bakarken Murat da gözlerinden gerçekten alevler çıkartıyordu. Devrim'in gözleri bana döndü, alaylı ifadesi yok oldu. Daha durgun bir ifade geldi yüzüne, dudaklarını hafif açar gibi oldu geri kapadı.

DERMAN +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin