4- Beş yıl

6.8K 148 5
                                    

5 yıl sonra

Bir elimde araba anahtarı, bir elimde çantam hızlı adımlarla şirketin içerisine girdim. Gerçekten bıkmıştım bu İstanbul trafiğinden.

Hiç mi azalmaz arkadaş!

Asansöre binerek bulunduğum yönetim katını tuşladım. Asistanım beni kapıda karşılarken gülümsedim.

"Günaydın Sevim." O da gülümseyerek baktı bana.

"Günaydın Hazan Hanım, Murat Bey sizinle ve muhasebe departmanıyla toplantı yapmak istiyor." Kaşlarımı çatarak onayladım, bu aralar bizlik pek bir durum yoktu. Neyse öğrenirdik elbet.

Odama geçerek bir kahve istedim ve işe koyuldum. Çok iş vardı bugün, genel müdürün doğum iznine ayrılması da ayrı bir olaydı. İşlerimin bir kısmını hallettikten sonra Murat Beyin odasına doğru yürüdüm. Kapıyı tıklattım gel sesini duyunca yavaşça içeri süzüldüm.

"Hoşgeldin Hazan, geç otur." Karşısındaki koltuklardan birisine oturdum.

"Hemen konuya giriyorum, ünlü otomotiv şirketlerinden bir tanesi bizimle anlaşma yapmak istiyor. Biz insanların kredi çekmesi kısmıyla ilgileneceğiz, onlarsa bizim firmanın güvencesiyle daha çok araba satabilecekler işin özeti bu." Önüme bir dosya koydu.

"Burada anlaşma içerikleri var aynı zamanda bütün detaylar." Hâlâ tam olarak anlamış değildim, bu kısımlarda bilişimin işi neydi?

"Sana düşen göreve gelelim, sen internet bankacılığı kısmına otomotiv kredisiyle ilgili detaylar ve reklamlar ekleyeceksin. Sosyal medya platformlarına da reklamlar göndermeyi unutma, reklam kısmını pazarlama departmanı hazırlayacak ama geri kalan iş sende. Biliyorsun Serap da doğum izninde." Zor bir iş beni bekliyordu anlaşılan. Kafa sallayarak odadan çıkmaya hazırlandım.

"Unutmadan söyleyeyim, biz geçen anlaşma yaptığımız medya şirketiyle bir takım sıkıntılar yaşadık. Daha güvenilir ve kaliteli bir şirket bulup toplantı ayarlar mısın?"

"Tâbi hemen hallederim ama uygulamaya ekleyeceğimiz detaylar 2 aydan fazla bir süreyi bulur."

"Tamam sıkıntı değil, daha anlaşma kısmı bile tam bitmedi." Odadan çıkarak kendi odama doğru ilerledim. Bilişim departmanını toplayıp anlaşma detaylarını anlattım ve grupladım. Toplantıdan çıktıktan sonra Sevimi de yanıma alıp medya şirketi aramaya koyulduk.

Ben bir yandan bilişimden gelen fikirleri inceliyordum, sevim de odanın bir köşesinde medya şirketleriyle görüşüyordu. Yanıma doğru adımladı, elindeki kağıdı gösterdi.

"Hazan Hanım neredeyse hepsiyle görüştüm ama en çok kafama bu 3 tanesi yattı." Elindeki isimleri inceledim.

"Şunu boş ver geçen aylarda bir davete katılmıştı, gerçekten hiç etik değerlere sahip bir adam değil bununla iş yapılmaz. Diğer ikisiyle bir toplantı ayarla bakalım duruma göre seçelim. Şu masadaki dosyaları kilitli çekmeceye koy, ben çıkıyorum." Çıkmadan önce tekrar Sevime döndüm.

"Eve nasıl döneceksin?" Utanarak kafasını eğdi, ah şu kızın utangaçlığı beni öldürüyordu.

"Hadi o dosyaları koy çıkalım birlikte." Hızlıca dosyaları koydu ve birlikte şirketten çıktık. Karnımın acıktığını hissetmiştim.

"Kokoreç sever misin, bu saatte en iyi kokoreç gider."

"Ben zahmet vermeyeyim Hazan Hanım, siz kendiniz yiyin."

"Beni sinirlendirme, gidip güzel bir yemek yiyelim yorulduk." Kafasını sallayarak gülümsedi. Bende arabayı güzel bir seyyar kokoreç arabasının önünde durdurdum.

Arabada slow bir şarkı eşliğinde kokoreçlerimizi yerken, Sevimin bakışlarıyla ona baktım. Hayran gözlerle beni izliyordu.

"Bir şey mi oldu?" Gözlerimi anlamazcasına ona çevirdim.

"Şey kusura bakmayın, sizi izlemeyi seviyorum." Daha da şaşkın gözlerle suratına baktım.

"Ay yanlış anlamayın, ben sadece size hayranım yoksa kötü bir niyetim yok." Küçük bir kahkaha attım.

"Tamam sakin ol, neden hayransın peki bana?" Bakışlarını caddeye çevirdi.

"Siz gerçekten hayran olunası bir insansınız, aramızda sadece 1 yaş var ama siz Türkiyenin en önemli bankalarından birinin bilişim sistemleri müdürüsünüz. Azimlisiniz, şirketin gelişiminde katkınız yadsınamaz. Aynı zamanda özel hayatınızda da çok asil ve oturaklı kararlarınız var. Size yanaşmaya çalışan çok iş adamı gördüm, hiçbirine yüz vermediniz. Çok güçlüsünüz, hayran olmamak elde değil." Gülümseyerek kafamı camdan dışarıya çevirdim.

"Güçlü olmayı istemekle, güçlü olmaya mecbur bırakılmak farklı şeyler Sevim. Ben güçlü olmaya mecbur bırakıldım." Sevim elleriyle oynadı.

"Özür dilerim Hazan Hanım, ben yaralarınızı deşmek istemedim." Anlayışla gülümsedim.

"Yaramı deşmedin saçmalama. Hadi doyduysan seni eve bırakayım yarın uzun bir gün."

Sevimi evine bırakıp, kendi evime geçtim.

...

"Sevim odama gel." Kulağıma yasladığım telefonu yerine koyup elimdeki dosyalarla meşgul olmaya devam ettim.

"Efendim Hazan Hanım?"

"Medya şirketiyle görüşme kaçta?" Elindeki tabletten kontrol edip bana döndü.

"Burada olmak üzeredirler, yapacağımız anlaşmayı hazırladım zaten. Sizin onayladığınız şirketle görüşürüz, sizin ardınızdan yönetim kurulu da bir anlaşma yapar." Son bir kaç dosyayla ilgilenirken kapım çaldı. Gelen başka bir asistandı, neydi bu kızın adı?

"Merhaba Hazan Hanım, medya şirketinden geldiler. Toplantı salonuna aldık."

"Tamam geliyorum." Masamın karşısındaki aynadan üstümü düzelttim. Eteğimin takımı olan vatkalı ceketimi üstüme giydim. Bal köpüğü uzun saçlarımı belimden aşağı sarkıttım. Aynada son kez yüzüme baktım, ince düz gelen bir burnum vardı, öyle kavisli bebek burnu gibi değildi. Dudaklarım gerçekten dolgundu, yanaklarım da aynı şekilde. Gözlerim ne çok iriydi ne çok küçük, kahverengi gözlerim baya koyu bir tondaydı. Kendimi incelemeyi kesip, kırmızı takımımla aynı renkte rujumu tazeleyip odadan çıktım.

Toplantı odasına girip elimdeki dosyaları masaya bırakırken aynı zamanda konuşuyordum.

"Merhaba hoşgeldi-" Kafamı kaldırmam göz göze geldiğim kişi beni gerçekten şaşırtmıştı. 5 yıl önceki kehribar gözler yine karşımdaydı, onun da şaşkın bakışları beni buldu.

Son 5 yıl gözümün önüne geldi, kaç kere daha geçmiştim o evin önünden. O caddelerde sırf onu görürüm umuduyla kaç kere yürümüştüm. Bir daha hiç yollarımız kesişmemişti, sonradan vazgeçmiştim. Sıradan bir kızdım ben, öyle şeyler başıma bir kere gelirdi. Ama bugün sanki sıradan olmadığımı bana kanıtlarcasına kehribar gözleriyle gözlerime bakıyordu.

DERMAN +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin