Ay aşkolar buyrun.
Yorum yapın kız bol bol.
Ayrıca kadroyu gördüm ama sakinim. Santanın vardır bir bildiği diyerek sizi yorum yapmaya davet ediyorum kadro hakkında.
He bu arada medyada Bellamız...
"Ben çok sıkıldım dışarı çıkalım lütfen ya patlayacağım sıkıntıdan."
Hande'nin serzenişi ile birlikte Ebrar'la aynı anda kafa salladıktan sonra Ebrar sanki bunu bekliyormuş gibi ayaklandı. "Hay ağzını öpeyim Hande kalkın çabuk bir yerlere gidiyoruz." İkinci haftadaki maçlar için yarın Bankok'a gidecektik. Bu yüzden dışarı çıkabileceğimiz tek gün bugündü. Sabah erkenden antrenman yaptığımız için öğleden sonramız boştu çünkü gece uçuşumuz vardı.
Şimdi ise Hande ve Ebrar benim evime gelmişti.
Son bir buçuk iki hafta içerisinde Melissa ile resmen flört ediyorduk. Dediği gibi yavaşça ilerlerken bir yandan ona olan hislerim çoğalıyordu.
Bu durum beni korkutmuyor değildi.
Antrenmanlardan sonra ya onun ya benim evime geliyor değişik aktiviteler yaparak zaman geçirerek birbirimizi daha yakından tanıyorduk. Şu an aramızdaki durumu bilen sadece Hande Ebrar ve Zehra'ydı. Hatta Melisa ile O günkü konuşmamızı kızlara anlattığımda resmen otel odasında çığlığı basıvermişlerdi.
"Hişt kız ara çabuk flörtünü o da gelsin ben de Zehra'yı arıyorum hemen." Kafamı sallayarak masanın üzerindeki telefonuma yönelirken Hande çoktan benim odama çıkmış ne giyeceğini seçiyordu. İkinci çalışta açılan telefonla derin bir nefes verdim.
Şu sıralar onunla konuşurken saçma bir şekilde heyecanlanıyordum.
"Bella?"
"Merhaba ne yapıyorsun?" Birkaç saniye bekledikten sonra cevap verdi. "Yatıyordum sen?" Sanırım onu uyandırmıştım.
"Özür dilerim sanırım uyuyordun ben sonra ar-"
"Güzelim saçmalama istersen." Güzelim demesi ile dudaklarım kendiliğinden kıvrılırken içimde garip hisler oluşuyordu bu kelimeyi her söylemesiyle. "Şey kızlar bir şeyler yapalım dedi eğer istersen gel." Birkaç hışırtı sesi duyulduktan sonra tekrardan onun sesini duydum. "YPekala nereye gideceğinizi bana konum atarsın."
"Tamam atarım. Şey Melissa birlikte aldığımız mavi takımı giysene sana çok yakışmıştı." Tanrım ben bunu cidden demiş miydim? Cidden bu kız benim ayarlarımı fena halde bozmuştu. Gülme sesini duyarken tırnaklarımı yiyerek kendime kızıyordum.
"Sen iste yeter ki. O zaman sen de benim için mavi giy." Görmese bile kafamı hızlıca sallamıştım. "Yeter ki sen iste. " Onun söylediği şeyi atıfta bulunarak sonunda vedalaştığımızda hızlıca yukarı odaya doğru koştum. Hande üzerine geçirdiği benim bej rengi elbisemle saçlarına şekil veriyordu.
Şu son 2-3 haftada onunla o kadar yakınlaşmıştık ki Ebrar'dan sonraki en yakın arkadaşım oluvermişti bir anda.
Dolabı açtıktan sonra elbiseler arasında göz gezdirirken bebek mavisi askılı vücuduma oturan mini elbiseyi aldım. Üzerime geçirdiğim elbisenin altına Beyaz Spor ayakkabılarımı giydikten sonra saçlarımı açtım. Düz saçlarımı taradıktan sonra kafama beyaz yuvarlak şapka takarak handenin az önce kalktığı masaya oturdum.
"Melisa hanım için ayrı süslenmeler mi görüyorum?" Ağzına dil çıkararak cevap verirken o bana öpücük atmıştı.
Gözlerime sadece rimel sürdükten sonra dudağıma hafif pembemsi glosu sürdüm. Normal hayatta kullandığım parfümden sıktıktan sonra dolaptan çantamı çıkararak içerisine telefonumu ve cüzdanımı yerleştirdim. Kızlarla birlikte benim arabama yöneldiğimizde saat neredeyse 4'e geliyordu.
