Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bir uzattığı çiçeğe bir de ona bakarken kafamı iki yana sallayarak ona bakmayı kestim.
Sanırım bundan kaçış yoktu.
İçeri ilerlerken ona gitmesi için bir şeyler demediğim için rahatlamış olacak ki spor ayakkabısını çıkararak içeri girdi. Üzerimde saten şort takımım vardı. Salona girerek koltuğa oturduğumda sessizce içeri girdi.
"En sevdiklerinden aldım rengarenk."
Cam sehpanın üzerine bıraktığı buket kocamandı.
Kafamı sallayarak teşekkür ettiğimde sessiz bir şekilde öylece karşıyı izliyordum.
"Böyle mi yapacaksın? Beni dinlemeyerek ilişkimizi mi bitireceksin? Söylediği son şeyle kalbimde hissettiğim acı büyürken düşüncesi bile beni korkutacak cinstendi. Onunla ayrılacak olma ihtimali bile kalbimi sıkıştırmaya yetmişti.
Gözlerimin dolduğunu hissederken onun dışında her yere bakıyordum.
"Baksana bana, özledim mavilerini." Dediği şeyle istemsiz ona dönerken dolu gözlerimi görmesiyle yüzündeki ifade değişmişti. Saçını sıvazlayarak kendine küfrederken çiçeklere bakarsk gülümsedim. "Başka bir zamanda almış olsan belki de dünyanın en mutlu kadını olurdum."
"Peki şimdi mutlu olmadın mı?"
Dürüst bir şekilde kafamı iki yana salladım.
"Alınma sebebi ikimizde biliyoruz." Kafasını sallayarak sıkıntıyla nefes verirken ne diyeceğini bilemez halde karşımda oturuyordu. "Bella biliyorum sana yalan söylemiş gibi görünüyorum ama cidden söylemedim. Bak bir k-"
"Ben acıktım bir şeyler yemek ister misin?"
Ayağa kalkarak mutfağa ilerlerken bir şekilde kaçmanın yollarını arıyordum. Çünkü günün sonunda ağlayan ve üzülen olmaktan bıkmıştım. "Hayır ama sen açsan bu konuşmaya mutfakta da devam ederiz." Peşimden gelerek mutfağa girdiğinde ben bar sandalyesine oturarak dolaptan çıkardığım dondurmayı kaşıklamaya başladım.
"Sana olan biteni anlatmama izin ver. Söz veriyorum eğer anlattıktan sonra istemezsen gideceğim."
Bir süre sessiz kalsam da bana herhangi bir tutunma sebebi vermesini istediğim için ağır bir şekilde kafamı salladım.
"Bak o gün cidden sana bahsettiğim arkadaşım Roberta ile buluştum. Dediğim yere gittim. Ben oturduktan bir saat sonra falandı geldiği. Roberta'yı takip ettiğini unutmuşum. O da fotoğrafımızı paylaşınca olduğumuz yere geldi. Yemin ederim ben çağırmadım ya da en ufak bir konuşma bile gerçekleştirmedim daha öncesinde istersen Roberta ile konuş." Kafamı iki yana salladığımda o da sallayarak devam etti.
"Başta masamıza gelmedi uzakta oturdu. Güya beni başka kadınla kıskandırmaya çalıştı ama yemin ederim gram duygu hissetmedim. O an aklımda sadece gece senin yanına kıvrılıp çok sevdiğim bel gamzeni okşayarak uyumak vardı. Benden bir tepki görmeyince yanımıza geldi. Başta kalkmasını söylesem de dinlemedi. Sonra biz kalkacakken bilerek üzerime içeceği döktü. Her yerim ıslandığı için ve arabada da yedek tişörtüm olduğu için tişörtü orada çıkararak lavaboya ilerledim." Dediği şeyler içimdeki huzursuzluğu yavaş yavaş götürürken ona inanmak istiyordum.
"Sonrasında arabaya gittim. Büyük ihtimalle tişörtü orada aldı ve aklınca da böyle bir plan kurdu. Ama tekrar söylüyorum ben onu asla çağırmadım ya da temasta bulunmadım. Senden başka kimseye dokunmak istemezken ona nasıl dokunabilirim ki?"
Sessizce tepkimi ölçerken dondurmayı aldığım kaşığı ona uzattım. Uzattığım kaşığın içindeki dondurmayı yerken öylece ona bakmaya devam ediyordum.
Anlattıklarına inanmak istiyordum.
Çünkü onu seviyordum.
"Biliyorum görünenler farklı ama dediklerim doğru. Ben sadece seni seviyorum ve sana aşığım."
Karşımda durarak bana bakarken ayağa kalkarak sandalyeden indim. Tam karşısında durduğumda ne yapacağımı merak ediyordu. Bir anda omzuna vurduğumda şaşkınlıkla yalpaladı. Diğer omzuna da vurduğumda öylece bana bakıyordu.
"O gece beni çok kırdın. Bir de onun kolunu tuttun." Her cümleden sonra art arda omzuna vururken gülerek ellerimi tutmuştu. "Bebeğim inan kıskanman hoşuma gidiyor ama çözmemiz gereken bir sorun var."
"Hayır sorun yok."
Ciddi olup olmadığıma bakarken bir anda kucağına atladım. Beklemese de elleri hızla kalçamı bulurken bacaklarımı ona sarmıştım. "Sana inanıyorum. Bundan sonra bana her şeyi anlat ne olursa olsun anında anlat ki sonradan başımıza bela olmasın sevgilim." Cümlem biter bitmez dudaklarını öptüğümde hasretle kalçamı sıkarak sırtımı duvara yasladı. Öpüşümüz git gide derinleşirken elimdeki kaşık yere düşmüştü.
Dudakları sertçe dudaklarımda dolaşırken bir yandan dili adeta dilimde dans ediyordu.
Saten geceliğimin içerisine elini sokarken ben hızlıca tişörtünü sıyırarak üzerinden fırlatmıştım. Sırtım soğuk duvara yaslı bir şekilde onun bedeni arasında ezilirken elleri arsızca vücudumda geziniyordu.
Masum olmayan bir şekilde gülümserken ezbere bildiği yatak odama çıkarken kucağındaki beni sıkıca tutuyordu. Dudaklarını öperken beni uyarıyordu fakat dinlemeden öpmeye devam ediyordu. Sonunda odaya girdiğimizde beni yatağa bırakarak üzerimde doğruldu. "Bu geceliği giyerken aklından ne geçiyordu?"
"Sen."
Dürüstlüğüm onun sırıtmasına neden olurken bir anda şortumu indirmesiyle şokla ona baktım. İşte bunu beklemiyordum. Şortumu yere fırlatırken üzerimdeki ağırlığını azaltarak dizleri üzerinde durdu.
Onu birden yatağa itmemle yapacağım şeyi anlayarak dudaklarımı öptü.
"Sana aşığım."
"Senin için yanıp tutuşuyorum."
O gece defalarca sevişirken ayrılmayan tek şey ellerimiz ve gözlerimizdi.
