22

1.6K 109 47
                                        

"Kıpırdanma canın yanacak bak."

İnlememle birlikte gözlerim sıkıca kapanırken onun eli yumuşak bir şekilde daireler çiziyordu.

"Bitsin hadi artık."

"Sabret az kaldı."

Yüz üstü yatağa uzanmış belime sürdüğü kremi iyice yedirerek masaj yaparken canım yanıyordu. İlkine göre fazla acımasa da varlığını belli ediyordu. İki gündür evdeydim, sadece antrenman zamanlarında evden çıkmış katılmasam bile izlemiştim.

"Morluğun azalmış, hafif kızarıklıklar kalmış sadece."

Krem sürdüğü bölgenin hafif üzerine öpücük kondurarak doğruluğunda öylece uzanmaya devam ediyordum.

Her gün yediğim yüksek dozda ağrı kesiciler ve fizyoterapistimiz sayesinde kendi başıma hafif ağrılarla yürüyebiliyordum.

Bana sevindirici haberi vermişti.

Üç dört gün sonra yavaştan antrenmanlara katılacaktım.

Melissa nazik hareketle beni doğrulturken yatağın üzerinde oturur pozisyondaydım. Kafamdan geçirdiği tişörtü kollarımdan da geçirdikten sonra içerisindeki kalan saçları çıkardı.

İki gündür dediği gibi benimle adeta küçük bebekmişim gibi ilgilendi.

Annemin olmaması da artıydı bizim için.

İlk duyduğunda arayıp tatilden gelmek istese de buna engel olmuştum. Teyzemle birlikte Çeşme'ye tatile giderken kızının sakarlığının tutacağını bilemezdi sonuçta.

"Normalde seni aşağıya kucağımda indirirdim ama doktor yürümen gerektiğini söyledi."

Yanağını öperek ona teşekkür ettiğimde uzanarak kısaca dudağıma öpücük kondurdu.

Sabahları beni duşa götürüyor yıkıyordu. Yemek hazırlayarak bizzat ilgileniyor ilaçlarımı yutturuyordu. Erinmeden iğne vurdurmak için yakındaki hastaneye götürüyor geri eve bırakarak antrenmana gidiyordu.

Benim için o kadar uğraşmıştı ki, o olmasa bu kadar hızlı iyileşemezdim.

"Kızlar geliyor canın sıkılıyordu iyi olur biraz kafan dağılır." Merdivenlerden inerken arkamdan her ihtimale karşı geldiğini ve beni tutmak için pozisyon aldığını biliyordum.

Kafamı salladığımda son basamağı da inmiştim.

"Bir şeyler hazırlayalım bari ayıp olacak."

"Hayır sen oturup burada uslu uslu izleyeceksin, sevgilinde o çok sevdiğin spagettiden yapacak."

Benim için hava hoştu.

Masanın üzerindeki çilek kasesini alarak yemeye başlarken Melissa beni tezgaha oturttuğu için rahat bir şekilde onu görebiliyordum. Kazanı çıkararak su koyduğunda bir yandan dolaptan malzemeleri çıkarıyordu.

Güzel yemek yapabildiğini iki gün içerisinde öğrenmiştim.

"Telefonumu uzatır mısın?"

Masadaki telefonumu bana uzattığında ısırdığım çileği ona uzattım. Dudakları parmağıma dokunarak çileği ısırdığında tatlılığı yüzünden yanağını tekrardan öpmüştüm.

Bu ağrı kesiciler beni iyice mayıştırmıştı.

Ebrar'ın numarasını bularak aradığımda epey bir süre çaldı. "Efendim kanka noldu ağrın mı başladı bak ben hemen hemen oraya geldim sayılır alalım seni götürelim hastaneye ha söyle Mile'ye hazırlasın se-"

Amour' Melissa VargasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin