"Hadi güzelim geç kalacağız."
Antrenmana gidecektik. Melissa'nın seslenişiyle sporcu çantamı alarak odadan çıktığımda aşağıda ayakkabısını giymiş beni bekliyordu.
Sabah ki antrenmandan sonra eve gelmiş sarılarak uyumuştuk.
Tekrar uyanmak zorunda olduğumuz için erken kalkıp duşa girmiştik. Ayakkabımı giydikten sonra kapıyı kilitlediğimde arabaya gidiyordu. İkimizde yerleştikten sonra yola çıktık. Radyodaki müzikleri beğenmediğim için telefonumu bağlamış onunla dinlediğimiz şarkılardan rastgele birisini açmıştım.
Annem arkadaşlarından biriyle dışarı çıktığı için Melissa rahat dolaşmıştı.
Son olanlardan sonra annemden epey bir tırsıyordu.
Hatta yarın akşam çıkacağımız yemek içinde çok fazla gergindi.
Ona bu kadar gergin olmaması gerektiğini annemin o kadar da korkulacak biri olmadığını söylesem de bir türlü gerginliğini alamamıştım. Sabah bile üç kere arayıp teyit ederek gelmişti.
"Çıkışta bir şeyler yapar mıyız?"
"Yorgun olmazsak eğer neden olmasın."
Arada sırada çok yorulmadığımız müddetçe antrenmandan sonra güzel bir kafeye gider deli gibi sohbet ederdik. Filmlerden, dizilerden ya da voleyboldan konuşur birbirimiz hakkında daha da çok şey öğrenirdik.
Mesela ikimizde aksiyon ya da macera tarzı filmlerden hoşlanıyorduk.
Ben balık sevmezken, o çok seviyordu.
Şarap tercihlerimizde farklıydı.
Melissa kırmızı şarabı tercih ederken ben rose tercih ediyordum ama dışarı çıktığımızda bunu sorun etmiyorduk.
Her sabah yedide koşuya çıkıyordu.
Arada uyuyakalsam da beni de buna alıştırmıştı.
"Aslında evde kalıp filmde izleyebiliriz annem bu gece gelmeyecek."
Emin olmak istercesine bana baktığında alayla gülerek göz kırptım. "Koskoca Melissa Vargas annemden bu kadar korkuyor olamaz. Tanrım çok tatlısın." Dalga geçmeme göz devirirken ben gülmeye devam ediyordum.
"Sence benden ne kadar nefret ediyordur?"
Düşünmüş gibi yaptım.
"Bilmem ki sonuçta olanlardan sonra nefreti artmış da olabilir." Ciddi bir şekilde ona bakmamla yutkunmuştu. Onunla uğraşmak çok hoşuma gitse de korkulu gözlerine daha fazla dayanamadım.
"Aşkım sen iyi misin? Annem senden nefret falan etmiyor çıkar şu düşünceyi aklından. Eğer senden nefret etseydi bu yemek hiçbir zaman gerçekleşmezdi."
"Çok fenasın."
Rahatlayarak arabayı park ederken uzanıp yanağına sulu bir öpücük kondurdum. İkimizde indiğimizde kapıdaki güvenliğe selam vererek içeri girdik. Soyunma odasına girdiğimizde Zehra ve Hande bağdaş kurmuş dedikodu yapıyordu.
Ebrar yine kendi halinde tiktok çekiyordu.
Bu kızın tiktok sevgisi deliceydi.
"Ay hello çifte kumrularım da gelmiş."
Zehra yanına çağırdığında çantamı bırakarak Ebrar'ın saçlarını karıştırdım ve diğer tarafa doğru oturdum. Melissa da karşıma otururken kızlar elindeki telefonu bana gösterdi.
