Bol bol yorumlar neredeeee aloooooooo
Hadi okuyun bakalım...
Ha aşkolar konuşmalar kısmına bir seçim sundum size katılırsanız çok sevinirim 💜
"Hadi geç kalacağız uçağa."
Ebrar elindeki valizi arabaya yerleştirirken ben annemin valizini getiriyordum. Babam işleri yüzünden gelemeyecekti ama annem inatla benimle gelmek istemişti.
"Anne hadi gidiyoruz." Annem güneş gözlükleriyle gelirken havalı havalı yürüyordu. Ebrar ona ıslık çalarken gülerek omzuna vurmuş arka koltuğa yerleşmişti. Direksiyonun başına geçtiğimde uçağımıza neredeyse üç saat vardı.
"Of iyi ki sen de geliyorsun Esme Teyzeciğim ya." Annem Ebrar'a kafa sallarken ben yola odaklanmış sessizce onları dinliyordum.
Santarelli beni aramıştı.
İlk hafta antrenmanlara katılmamamı gayet ılımlı karşılasa da takımda beni görmek istediğini ihtiyacı olduğunu devamlı söylemişti.
Sonuç şu an Türkiye'ye geri dönüyordum.
İki haftadır buradaydım ve Ebrar iki gün önce yanıma gelmişti. Beni özlediğini söylese de ikna etmek için geldiğini ikimizde biliyorduk. İki gün boyunca ne konu açılmış ne de o gün hakkında konuşmuştuk. Sadece eğlenmiş ona Los Angeles'ı gezdirmiştim. İkimizde bolca eğlenmiş kafa dağıtmıştık. Belli etmese de o da stresliydi.
Hem benim için hem de yeni mevkisine alışmak için.
Türkiye'ye döndüğümüzde onunla ekstra ilgilenecektim.
Havaalanına geldiğimizde arabayı otoparka bırakarak kilitledim. Babamın yedek anahtarı olduğu için arabayı almaya geleceğini söylemişti.
Check-in yaptırdıktan sonra uçuşu beklerken acıktığımız için bir şeyler yedik.
Hande ve İlkin'lr görüntülü konuşmuştuk. Onlar şu an antrenmandaydı ve biz de yarın onlara katılacaktık. Kızlar geri döndüğümü duyunca çok sevinmiş çığlık çığlığa bağırarak sevinmişlerdi.
Los Angeles'a geldiğim günden beri Zehra arada sırada beni arıyordu.
İlk başlarda konuşmamız hep kötü bitse de artık o da konuyu açmıyor tamamen normal bir şekilde sohbet ediyorduk. Pek belli olmasa da bu tatil bana iyi gelmişti. Kafam biraz da olsa rahatlamıştı fakat içimdeki şeyler asla gitmemişti.
Geceleri bazen gördüğüm kabuslar yüzünden tekrar stres sinir haplarına başlamıştım.
Fakat bunu bilmelerine gerek yoktu.
Uçağa bindiğimizds uykulu olduğum için Ebrar'ın omzuna yatarak gözlerimi kapattım. O kadar uykusuz ve bir o kadar da yorgun hissediyordum ki kendimi gözlerim kendiliğinden kapanıyor zihnim beni çoktan terk ediyordu.
•
İndiğimizde saat gece bire geliyordu.
Hande'ye her ne kadar o saatte uyuması gerektiğini söyleyerek bizi almaması için söylensem de asla dinlememiş havaalanına gelmişti. Bizi aldıktan sonra eve gitmiş annemin odasını hazırlamıştım.
Son bıraktığım gibi değildi evim.
Büyük ihitmalle Ebrar ilgilenmişti bu konuyla.
İkisi de bugün biz de kalacaktı.
"Bella gel bakalım şöyle bir." Hande elimdeki tabağı bırakarak beni bar sandalyesine oturttuğunda Ebrar bunu yapmaması için ikaz edercesine bakıyordu. Fakat Hande'ydi bu illa ki soracaktı biliyordum.