Safkanlık

125 86 26
                                    

"Bu.. nasıl olabilirdi?" diye kendi kendine konuştu kız. Ayaz da buna bir anlam veremiyordu. Fakat şaşkınlığı geçiciydi. Kızın şaşkınlığı sanki sonsuza kadar sürecekmiş gibiydi.

"Hakan, iyisin değil mi?"

"Evet Gamze, iyi- Ah, iyiyim. Ancak anlamlandıramadığım şeyler var."

Hakan'ın bu konuşmaları ve Gamze'nin şaşkınlık ve hayranlık uyandıran bakışları artık Ayaz'ı tedirgin etmeye başlamıştı. Konuştuları şeyler hakkında bir fikir yürütmediği için konuşulanları dinlemek en iyi tercihti.

"Melez değil ki. Melez olsa aynı gerçeklikte bulunmanızın imkanı yoktu."

"Saçmalama. Nasıl olabilir böyle bir şey? Safkan şu ana kadar hiç görülemedi. Melezlerin çoğunun soyunun kurutulduğu söylenmişti."

"Demek ki değilmiş ha, Gamze." dedi Hakan. Ardından öksürmeye başladı. Öksürüdüğü sırada göğsündeki beyazlık büyümeye başladı. Gamze hemen endişe ve acı çeken bir ses ile, " Hakan... Tamam... Tamam. Sakin ol. Gel- gel. şöyle." Hakan ayaktaydı o zamana kadar. Şimdi tahta çıkıntıya oturuyordu. Gamze onunla bu şekilde tartıştığından bu hale geldiğini düşünmüş olmalı ki Hakan oturduktan bu yana on dakika geçmişti ve Gamze hiç konuşmamıştı.

Safkan.. Melez.. Bunlar ne demekti? Farklı bir dünyaya falan mı gitmişti. Bunlar yabancı olduğu terimlerdi. Ayaz tam otuz dakikadır dilini yutmuş gibi Gamze ve Hakan arasında geçen tartışmaları dinliyordu. Bir yandan da kendisi hakkında konuştukları gerçeği olması Ayaz'ı bir yandan geriyordu, çünkü artık kendisinin delirmiş bir aptal olduğunu düşünüyordu.

"Gamze." diye seslendi Ayaz. İlk defa onun ismini kullanınca kendini değişik hissetti. Gamze ise hiç afallamadan Ayaz'a döndü. Bakışları şüpheli ve meraklıydı. Galiba az önce konuştukları şey yüzünden Ayaz'ı bu gerçeğin üzerine yapılandırması onun için çok zor bir şey olmalıydı.

"Bir şey mi oldu?" diye sordu Gamze sert bir tonlama yaparak. Bu sefer afallayan Ayaz'dı. "Şey.. bir sorun mu var?" dedi ve sonra kendini ne kadar küçük duruma düşürdüğünü kavradı. Gamze duraksadı, ardından kaslarını çatarak," Bilmem. Biz kaç dakika burada kimin hakkında konuşuyoruz. Ve sen de konuştuklarımız üzerine biraz kafa yorsan iyi olur." dedi. Ayaz, hala kavrayamadığı şeyler vardı. Sormak istiyordu. Sormak en doğal hakkı değil miydi?

"Ama bilmek istiyorum. Neler oluyor? Daha doğrusu bana?"

"Bizde bunu anlamaya çalışıyoruz." diye araya girdi Hakan. Ortamı sakinleştirmek amacı taşıdığı belliydi. Gamze ve Ayaz bunu anladıkları için sustular. "Tamam ama safkanlık melezlik falan diyorsunuz. Anlayamıyorum."

"Yani bak yaşadığın gerçekliği bilmiyorum ama yani az çok biliyorum da neyse, burası bambaşka bir yer. Kendi dünyanda neler oluyor bilemem. Kaç tane gerçeklik yaşadığını da bilmiyorum. Şunu da söyleyeyim. Buradaki gerçeklik hakkında ne kadar çok şey bilirsen o kadar iyi. Yeni bir kan grubu keşfedildi. Adı C-Ta. Ben ve Gamze bu kanı taşıma bakımından meleziz. Melezler, sadece var olan pozitif gerçekliklerde yaşar. Bende birkaç gündür uykudaydım. Bir sürü gerçekliklerde bulundum. Uyanmadan önceki gerçekliğimde bir barakada yaşayan biri vardı. Oradaki sendin değil mi?"

Ayaz, şaşkınlık içerisinde baş salladı.

"Heh işte. Melezler için bu olağan bir durum değildir. Ama senin gibi safkan olanların (biz öyle düşünüyoruz.) gerçekliklerinde başka kişiler girip çıkabilir-"

"E bu kötü bir şey sayılmaz mı?" diye sordu Ayaz. İyice merak salmıştı bu konuya.

"Bitirmeme izin ver. Safkanların melezlerden ayrılan en önemli özelliği şu: Melezler olağan gerçekliklere girip çıkarlar. Ancak safkanlar için durum böyle değil. Safkanlar, gerçekliklere girip çıkabilmelerinin yanında kendi gerçekliklerini yapabilirler. Çünkü C-Ta kanı direkt olarak beyin nöronlarına etki ediyor. Bu da beynin işlev hızını yüz elli kat arttırdığı anlamına geliyor. Şimdilik bilinen bu. Eğer senin safkan olduğunu öğrenirlerse seni benden daha beter hale getirene kadar üzerinde binlerce deneyler yaparlar."

Sessizliğin KeşmekeşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin