Bölüm - 31

2.7K 135 26
                                    


Ne demişti yazar Ahmet Şerif İzgören: " Güven, görüp görebileceğiniz en ürkek kuştur. Bir uçarsa bir daha yakalayamazsınız. "

Olca Semih'e güvenmiş ve aldatılmıştı. Bir daha da hiç kimseye güvenmemeye adeta yemin etmişti. Fakat şuan karşısında oturun bu adama güveniyordu. Hem de bu kadar kısa sürede. Oysa Semih'e bile güvenmesi yıllar almıştı. Peki Mert'te olup da Semih'te olmayan neydi de böyle az zamanda öyle çok güvenmişti ona? Olca henüz tam anlamıyla kendisine itiraf edemese de Mert, Olca'da kendine ayrı bir yer edinmiş ve Olca dahi henüz bunu fark edememişti.

Olca ve Mert karşılıklı oturuyor. Olca susuyor Mert ise Olca'yı izliyordu. Beş dakikadır odada sessizlik hakimdi. Fakat Mert kendisini daha fazla tutamayarak bu sessizliği bozdu:

"Olca, şimdi senden daha önce hiç istemediğim bir şey isteyeceğim."

Olca beklemediği bu cümleyle gözlerini Mert'in gözleriyle buluşturdu ve 'nedir o?' dercesine baktı. Bunun üzerine konuşmaya devam eden Mert oldu.

" Şuan benimle Binbaşı Mert Akay olarak değil. Sadece Mert olarak konuşmanı istiyorum."

Olca kafası karışık bir şekilde sordu:

"Nasıl yani?"

"Şöyle Mert'e anlattıklarını Binbaşı Mert bilmeyecek. Anlaştık mı?" deyip gülümseyerek göz kırptı. Olca o an içinde Mert'e karşı inanılmaz bir sıcaklık hissediyordu. Fakat sonra fark etti ki bu duyguyu sadece tek bir kişinin yani Bartu'nun yanında hissederdi. Ama şimdi Bartu yoktu, Mert vardı. Ve Olca şuan güvende ve huzurlu hissediyordu. Olca zihninin içindeki belki de ışık hızında dönen bu düşüncelerden sıyrılarak olumlu bir şekilde başını salladı. İkisi de gözlerini birbirine kenetlemişti. Olca tekrardan boğazını temizleyerek konuşmaya başladı:

"Efsun'u hatırlıyor musun? Seher ve diğer kadınlar için bir Türkmen köyüne gittiğimiz görevde yardım için çağırmıştım."

Mert, Olca'yı hem başıyla hem sözleriyle onayladı:

"Evet, hatırlıyorum."

" Biz yani Bartu ve ben Efsun'la dört yıl önce bir sınır köyünde tanıştık. Efsun normalde bir bilim insanı fakat aynı zamanda tıp da bitirdi. Sınır köylerde arkadaşlarıyla gönüllü doktorluk yapıyor. İyi ve güvenilir bir kadındır. Bundan iki yıl öncede ailesiyle tanıştırmıştı bizi. Babasının özel hastaneleri ve otelleri var annesi de ünlü bir moda tasarımcısı. Efsun ailenin tek çocuğu. Ailesini daha sonraki zamanlarda daha iyi tanımaya başladığımızda Bartu'ya Efsun'un iyi niyetini ve dürüstlüğünü ailesinden aldığını söylemiştim."

Olca sustu. Mert, Olca'nın gözlerine bakarak konuştu:

"Devamını da ben getireyim. İyi ve dürüst olan bu çekirdek ailedeki baba robot resmi çizilen adamla aynı kişi değil mi?"

Olca gözlerini Mert'ten çekerek başını olumlu anlamda salladı. Mert refleks olarak Olca'nın ellerini tuttu. Bunu istemsizce yapmış fark ettiğinde iste tekrar bırakmanın saçma olacağını düşünerek Olca'nın gözlerine bakmaya devam etmişti. Olca, Mert'in bu beklenmedik hareketiyle irkilse de tekrar gözlerini Mert'in, zaten ona bakmakta olan, gözleriyle buluşturmuştu.

" Bak Olca seni anlıyorum. Fakat bazen iyi sandığımız insanlar pek de sandığımız gibi çıkmayabilirler. Fakat biz böyle zor anlarda dahi görevimizi yapmak zorundayız."

Olca başını olumlu anlamda sallarken bir yandan da konuştu:

" Biliyorum Mert aklımın almadığı şey Ceyhun amcanın vatana olan bağlılığı... Yani nasıl desem ben insanlar yalan söylediğinde anlarım ama onun ne davranışlarında ne de sözlerinde yalana rastlamadım."

Kurt Timi : Doğu'da HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin