Olca'dan;
Topal'ın sesi öfkeyi iliklerime kadar hissetmeme neden olmuştu. Telefon kapandıktan sonra Albay'ı arayıp durumdan haberdar ettim. Aldığım cevapsa biraz çelişkili oldu
' onu bul ama kendini tehlikeye atma.'
Bu ikisini aynı anda nasıl yapabilirdim ki? Konu Topalsa tehlike zaten var demekti beni arayışı bir tuzak olduğu anlamına gelir. Tek mi gitmeliyim acaba? Peki timi buna ikna edebilir miyim? Ah bunu hiç sanmıyorum. Tabi ben bunları düşünürken bahçede istemsizce volta atıyordum binbaşı Mert'in olaydan haberi vardı ve o da bir banka oturmuş düşünüyordu askerler ise her şeyden habersiz sadece izlemekle yetinebiliyorlardı. Peki ne yapmalıyım tim ne kadara dinç görünse de yorgun olduklarını biliyordum. En iyisi bu işi yalnız halletmekti peki ama nasıl aklıma gelen fikirle karargaha yönelip önce binbaşıya benimle gelmesini işaret etmek için;
" Binbaşım!" deyip karargaha yöneldim. Binbaşı yerinden kalkıp önce time döndü
" Burada bekleyin."
Karargaha giderken onunda arkamdan geldiğini hissedebiliyordum.
Sonunda koridorun solundaki odaya girdim hemen ardımdan da binbaşı girdi ve kapıyı kapattı.
" Planınız ne binbaşım?"
" Plan basit ' al ve çık ' "
Tek kaşı kalkan binbaşı merakla sordu ;
" 2 ekip olarak mı çıkacağız."
" Hayır..."
Bunun üzerine Mert Binbaşı sözümü keserek atladı
" O zaman biz gidelim hem biliyoruz da burayı siz yenisiniz."
Bu sefer tek kaşını kaldıran ben olmuştum
" Keşke sözümü kesmeseydiniz."
Bu çıkışı beklemediği her halinden belliydi ama yine de istifini bozmadı ve sözlerime devam etmemi bekledi
" Size 2 ekiple gitmeyeceğiz derken 2 ekibin ikisiyle de gitmeyeceğiz demek istedim. Daha doğrusu siz gitmeyeceksiniz."
" Anlamadım!?"
Ona boş gözlerle bakıp başımı olumsuz anlamda iki yana sallayıp cebimdeki telefonu çıkardım bu sırada binbaşıysa daha ne kadar çatabileceğini bilmediğim kaşlarını çatmış birazda sinirlenmişti sanki.
Çıkardığım telefonla Albay'ı aradım." Alo, Albayım?"
" Seni dinliyorum Olca"
" Komutanım ekibime tatil vermenizi istiyorum. "
"Adamımız Topal'ın elindeyken neden böyle bir şey istiyorsun Olca?"
" Çünkü en güvenli yol..."
Cümlemi tamamlayan Albay olmuştu
" Yalnız Kurttur."
" Evet komutanım."
" Daha önce Hakkari'de bulunmadın Olca nasıl yapacaksın?"
" Sadece bana güvenmeniz gerekiyor."
" Eğer sana güvenmeseydim. Şuan ekibine izin vermezdim. Kendine dikkat et. Allah yardımcın olsun kızım."
" Sağ olun komutanım."
Deyip gülümsedim. Telefonu kapattığımda binbaşı sinirli bir sesle" Tek gideceksin ve burayı bilmiyorsun bile yetmezmiş gibi Kurt Timine yalan söyleyeceksin. Bir komutan timine yalan söylemez. Pardon iyi bir komutan diyecektim." deyip çıktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurt Timi : Doğu'da Hayat
ActionRuhu olmayan... Acıyı hissetmeyen... Donuk bakışlı... Kalbinde sadece VATAN aşkı olan... Askerlerine değer veren bir kadın ve hiç bitmeyen görevler ve tuzaklar... (Kitabın tanıtım vidyosuna biomdan ulaşabilirsiniz:))