Herkesin gözlerinin üzerimde olmasından daha kötü bir şey varsa o da babamın sahneye doğru yürüyüp yanıma gelmesiydi. Yüzünde bana hiç tanıdık olmayan bir ifade vardı. Babam sevgi hariç tüm duygularını göstererek yaşayan bir adamdı. Ancak şu anda onu çözemiyordum. Kızgın mıydı, sinirli miydi bilmiyordum. Sinirlendiğinde yapacağı şeylerin sınırları olmadığını bilecek kadar iyi tanıyordum onu. Burada insanların olmasına aldırmaz aklında ne varsa onu yapardı.Kalbim canımı yakacak kadar hızlı atarken onu izleyen insanların şaşkın bakışları altında sahneye çıktı. Göz ucuyla annem ve ablama baktığımda onların da ayaklandıklarını gördüm. Olay çıkmaması için içimden dualar ederken bakışlarımı babama döndürdüm. Yanıma gelmişti, hiçbir şey demeden bana bakıyordu. Önce babama sonra da arkada bekleyen Lale hocaya baktım. Devam etmemi söylüyordu. Ellerim titreyerek mikrofonun olduğu yere yeniden yaklaştım.
"Yanımda olan herkese çok teşekkür ederim," deyip babama bakmadan sahneden indim. İnsanlar şaşırmış olsalar dahi alkışladılar ve benden sonraki konuşmacı yerine geçti. Arkamdan babamın geldiğini biliyordum ancak insanların arasında rezillik çıkaracağından korktuğum için bahçeye doğru ilerledim.
Bahçeye vardığımda tüm vücudumun titremesini göz ardı ederek babama baktım. Bakışlarında hayatım boyunca neredeyse hiç görmediğim bir şey vardı.
"Bir saat öncesine dek senin Dünya Şampiyona'sında altın madalya aldığından, böyle önemli maçlara çıktığından bihaberdim. Her zaman senin başarılarına, hedeflerine, ayaklarının üzerinde duruyor olmana gözümü kapattım. Hayatta önüne çıkacak engellerin ve zorlukların üzerine bir de ben ekledim. Seni hiç anlamaya, dinlemeye çalışmadım,"
Babam sözlerine ara verip derin bir nefes aldı. Hipnotize olmuş gibi onu dinliyordum. Sözlerine o kadar inanamıyordum ki bir ara kendimi çimdikleyip rüyada olup olmadığımı kontrol etmiştim. Gerçekti, babam benimle konuşuyordu.
"Bugün madalya aldığını da tevafuk eseri öğrendim. Kendi evladıma sırtımı döndüğümü ilk defa bugün fark ettim. Başka bir gence yardım etmeyi düşünürken kendi çocuğuma hayatının hiçbir alanında kolaylık sağlamadığımı fark ettim. Bu madalya," deyip elindeki madalyayı kaldırdı. Bakışları bendeydi. "Maddi zorlukların yüzünden kuyumcuya satmak zorunda olduğun madalya. Her şeyin kendi isteğime göre, benim doğrularımla olmasına o kadar kafayı takmıştım ki sana babalık edemediğimi uzun süre fark edemedim. Ne maddi anlamda ne de manevi anlamda bugüne kadar sana hiç destek olmadım. Ama sen," dedi gururlu bir ifadeyle. Gözümden akan yaşın bu ifade yüzünden olduğunu biliyordum. Bunu görmek için o kadar çabalamıştım ki bir süre sonra babamla alakalı bir sürü şeyden vazgeçtiğim gibi bundan da vazgeçmiştim. Ancak şimdi kanlı canlı karşımdaydı.
Babam benimle gurur duyuyordu.
"Bana rağmen ayakta kaldın. Benim sözümü dinlemedin, benden birçok şeyi gizledin ancak bunun için seni suçlamıyorum. Kalbinin sesini dinlediğin için mutluyum,"
Bana biraz daha yaklaştı.
"Sen bu madalyayı da bundan sonra kazanacaklarını da hak etmek için çok şey yaptın. Bunların hiçbirini görmedim, seni hep yalnız bıraktım. Ancak bundan sonra bu madalya boynundan ayrılmayacak," deyip sattığım madalyamı diğerinin yanına taktı. "Ve ben de seni bir daha yalnız bırakmayacağım," dedi. Daha önce gözlerinde hiç görmediğim şefkat ve sevgiyle bana baktı. Bu anı yaşamak için ömrümden çok sene vermiştim. Onun sevgisi, ilgisi, merhameti, koruyuculuğu olmadan büyümüştüm. Yıllar boyunca babamdan umudumu kestiğime kendimi inandırmak istemiştim ancak şu an hep onun gelmesini beklediğimi anlamıştım.
Kollarını açtığında hiç beklemeden ona sarıldım. Son gördüğüm şey gülen yüzüydü. Çocukluğumdan beri babama sarılmamıştım ve bu hissi içten içe özlediğimi bilsem de üzerinden o kadar vakit geçmişti ki unutmuştum. Babama sarılmayı, onun kokusunu, sarıldığında hissettiğim tüm duyguları unutmuştum. Unuttuğum bir şeyi özleyemezdim. Ancak şu an onca yıllık eksikliğe rağmen, küçüklükten hatırladığım bu hisse sımsıkı tutundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Sen İnandır
Fiksi RemajaBenim adım Güzide değil. Yıllardır insanlara ısrarla bunu anlatmaya çalışıyorum. Biriyle yeni tanıştığımda kimliğimde yazan, annemin bana verdiği ismi hiçbir zaman söylemem. Adım Güz derim, çünkü öyledir. "Benim adım Güz" dediğimde çok daha iyi hiss...