Antrenman salonundan yükselen Barış Manço sesini duyduğumda şaşkınlıkla Ahsen'e baktım. Biz çalışırken salonda genelde hareketli fon müzikleri çalardı. Hatta çalışırken o kadar çok dalardık ki bu sesi hiç duymazdık. Bu yeniliğin sebebini anlamadan Ahsen'le salona girdiğimizde Kerim'in de içeride olduğunu gördüm. Bizi görmemişti ve ciddi bir şekilde çalışıyordu. Onun beni görmemesini fırsat bulup uzakta bir köşeye geçtim. Hep aynı ortamda olduğumuz için onu görmeme ihtimalim yoktu. Belki de duygularımın hep bu kadar yüksek seviyede olmasının sebebi de buydu. Belki görmesem, hiç iletişime girmesek, onu gün geçtikçe daha çok tanımasam kalbim her dakika böyle hızlı atmayacaktı.
"Bu zamana kadar böyle şarkılar çalınabiliyorsa biz neden hiç istekte bulunmadık Güz?"
Bakışlarımı Kerim'den çekip, "Konserde değiliz ki Ahsen. Çalışırken ne çaldığının ne önemi var?" dedim. İkimiz de koşu bandındaydık, nefes nefese de olsa Ahsen etrafıyla ilgilenmeyi ihmal etmiyordu. Yarım saatlik bir ısınma hareketinden sonra programda gözüken çalışmayı yapmak için kum torbasının olduğu yere ilerledim. Kerim'de oradaydı, şınav çekiyordu. Bugün diğer günlerden farklı olarak çok daha konsantre çalışıyordu. Genelde etrafındaki insanlarla iletişime geçer, muhabbet ederdi. Bana el sallamadığı bir zamanı hatırlamıyordum. Bir şey mi oldu düşüncesi kafamda yanıp sönerken çalışmaya başladım. Kafamdaki yoğunluğu boşaltmak adına yumruklarımı kum torbasına vursam da aklımda var olan tek şey Kerim'di. Bana yanlışlıkla dirsek attığı zamanki tavrı gözümün önünde tekrar tekrar canlanıyordu. Onun zihnimde dolanması yumruklarımın daha çok sertleşmesine sebep oluyordu. Nefeslenmek için durduğumda etrafıma bakındım ve bugün ilk kez Kerim'le göz göze geldim. Birkaç saniye anlayamadığım bir ifadeyle bana baktıktan sonra gülümseyerek yerinden kalktı. Yanıma geldiğini fark ettiğimde sanki dakikalardır onu beklemiyormuş gibi çalışmaya devam ettim.
"Şarkıyı beğendin mi?" dediğinde kaşlarımı çatarak ona baktım. "Anlamadım?" dedim. Onu terslemek her geçen gün zorlaşıyordu. Herhangi bir sebebe gerek duymadan yanıma gelmesi hoşuma gitmişti. Gerçi Kerim böyle bir adamdı, bahaneler üretmezdi. Düşündüğünü, istediğini veya hissettiğini net bir şekilde karşısındaki kişiye söylerdi. Hiçbir şeyden çekincesi yok gibiydi.
"Barış Manço çalmalarını ben rica ettim. Diğer fon müziklerinden çok daha güzel değil mi?" derken 'Arkadaşım Eşek' şarkısı çalmaya başladı. İstemsizce gülümsedim. "Bunca yıldır bu kulüpteyim ilk defa böyle bir şeye rastladım. Buralarda seni çok seviyor olmalılar," dedim. İçtenlikle, "Umarım öyledir. Herkesin birbirini tanıdığı ve sevdiği bir ortama sonradan girmek gerçekten zor," dedi.
"Öyle olduğuna eminim. Sen iyi bir adamsın," dediğimde gülümseyerek bana baktı. "Çalışmana engel olmayayım," dedi ve yanımdan ayrıldı. Kum torbasında çalışmayı bırakıp Ahsen'in yanına gittim. Ağırlıklarla çalışıyordu, bu aralar kaslarının yeterince iyi olmadığına takmıştı. Onun yanındaki koşu bandına geçip koşmaya başladım. Ağırlıklarla çalışmayı bitirince yanıma geldi. "Durumlar nedir?" dediğinde bugünün programını anlatmaya başladım ancak beni susturup, "Onu sormuyorum," dedi ve bakışlarını Kerim'e döndürüp, "Kerim'le durumlar ne?" dedi.
Birileri duydu mu diye etrafıma baktıktan sonra ateş çıktığını umduğum gözlerimle Ahsen'e baktım. Benim aksime çok keyifli gözüküyordu. "O ağırlıklardan biri kafana mı düştü? Düşmediyse bile böyle konuştuğun için düşebilir, dikkat et," dedim. Hiç istifini bozmadan, "Önce denize atılmakla tehdit edildim şimdi de kafama ağırlık yemekle. Güz hanım çok fazla dikkat çekiyorsunuz ben size diyeyim," dedi.
"Hasbinallah," çekip Ahsen'i yok sayıp çalışmama devam ettim. Ona karşı tepkimin fazla olduğunun farkındaydım ancak ben bile kendi duygularımı kabullenemiyorken başkasının bunu fark etmesinden korkuyordum. O kişi en yakın arkadaşım olsa bile kendimi güvende hissetmiyordum. Ahsen'den sır çıkmayacağından emindim ancak ona açılmak, hislerimden bahsetmek bunu kabul edeceğim anlamına geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Sen İnandır
Ficção AdolescenteBenim adım Güzide değil. Yıllardır insanlara ısrarla bunu anlatmaya çalışıyorum. Biriyle yeni tanıştığımda kimliğimde yazan, annemin bana verdiği ismi hiçbir zaman söylemem. Adım Güz derim, çünkü öyledir. "Benim adım Güz" dediğimde çok daha iyi hiss...