Sessizce önüme döndüm. İçimde yükselen duyguların üzerini örtmek için çabalayacak güç bulamıyordum. Hayatım boyunca hoşuma gitmeyen şeylerin üstünü kapamayı becerebilmiştim. Bu belki de anlık bir çözümdü ancak her seferinde devam etmemi sağlıyordu. Ama söz konusu Kerim olunca bunu başarmak artık imkansızdı. Hislerim arttıkça onları kontrol etmek de zorlaşıyordu. Ne Kerim'i ne de hislerimi görmezden gelemiyordum.
Ve Kerim bana hiç yardımcı olmuyordu. Kalbinde ne varsa dilinde olan bir insandı. Benim tam tersimdi ve bu beni çok zorluyordu. O böyle şeffafken hislerimi saklamak doğru gelmiyordu.
"Önceden olsa şu duruma o kadar çok sinirlenirdim ki. Bizi yolculamaya gelmesi," dediğimde Ahsen araya girip, "Bizi değil seni yolculamaya geldi Güz. Hiç kimse sabahın bu vaktinde sebepsiz yere gelmez. Seni görmek ve veda etmek istemiş. O kadar güzel bir şey ki bu." dedi. Söylemeye cesaret edemediğim şeyi Ahsen dile getirmişti.
Kerim gerçekten beni görmek için gelmişti.
"Dün mesaj attığında da ne yapacağımı bilemedim. Ben böyle şeylerde kendimi çok beceriksiz ve güçsüz hissediyorum Ahsen. Ne yapsam yanlış olacakmış gibi. Artık Kerim'e karşı kendimi geri çekmekten çok yoruldum ve bunu başaramıyorum. Bana neler olduğu hakkında hiçbir fikrim yok," İç çektim. Uzun zamandır hissettiğim bu şeyleri dile getiriyor olmanın beni gereceğini düşünürken rahatladığımı fark etmiştim.
"Aşık olmak, birinden hoşlanmak ve en nihayetinde sevmek dediğimiz şey deneyimli olduğunda daha iyi sonuçlar vermez. Dünyanın en şıpsevdi insanı bile birinden hoşlandığında sanki ilk kezmiş gibi yaşar. O nedenle kendini beceriksiz olarak görme. Sadece sana bir tavsiyem içinden nasıl geliyorsa öyle yaşa. Kendine izin ver çünkü Kerim gibi birini daha da bulamazsın."
Ahsen'in ciddiyetle başladığı konuşmanın goygoya dönüşmesine hiç şaşırmamıştım. Gözlerimi devirdiğimi görünce bana sarıldı. "Tamam, tamam şaka yaptım. Ortamdaki ağır havayı dağıtmak için böyle bir şey yapmam gerekiyordu. Hem Kerim senden daha iyisini bulacak değil ya." dedi gururla. Sarılmasının geçmesini hareketsiz kalarak beklesem de ayrılmayı düşünmüyordu. Hafifçe ittirip, "İstersen biraz daha bağır da kulüpte bilmeyen kalmasın. Ayrıca benim böyle şeylerle gaza gelmemi beklemiyorsun değil mi?" dedim şüpheyle ona bakarak. Ahsen omuz silkip ayağa kalktı. "Yok mu şarkı açan usta?" deyip şoförün yanına gitti. Birkaç dakika sonra otobüsün içinde şarkı sesi duyulmaya başlamıştı. Ahsen nereden bulduysa bir mikrofon bulmuş, "Bu şarkı benden Güz'e gelsin," deyip utanç ve sinirden yerin dibine girmeme sebep olmuştu. Yanıma doğru yürürken ona nasıl baktıysam, "Tamam gözlerinden ateşleri sonra çıkarırsın, şarkıyı dinle önce," dedi. Neyse ki otobüsteki herkes kendi haline geri dönmüştü o nedenle şarkıya kulak verdim.
Umduğunla değil bulduğunla yetin demişler.
Seni bana nereden göndermişler?
Nasıl olup da kalbime kalbime eklemişler.
Yüzümdeki ifadeyi sabit tutup Ahsen'e döndüm. "Bu ne şimdi?" Onun diline düşmek can sıkıcıydı ancak şarkıyı beğenmiş olmak daha da canımı sıkmıştı. Ben böyle şarkılar sevmezdim ki. Hepsi birbirine benzerdi ve çoğu vıcık vıcık aşklardan bahsederdi.
"Güzel değil demeyeceksin umarım," dedi ardından, "Dur, dur bu kısım da çok güzel," deyip sustu. Konuşan oydu ama susturulan ben olmuştum.
En kötüsü böyle olsun.
Her acı sonunda huzura kavuşur demişler.
Sevdim seni çok sardım.
Severdim bir bu kadar daha.Kulağıma doğru eğildi. "Bu kısım da Kerim'den sana gelsin," deyip kendi kendine kıkır kıkır güldü. Başımı iki yana sallarken gülümsememi engellemedim. Başımı cama dayayıp dışarıyı izlerken şarkının melodisi kulaklarıma doluyordu. Kerim'den ayrı kalmanın beni bu kadar etkileyeceğini hiç düşünmemiştim. Son zamanlarda her şey o kadar karışmıştı ki ona olan hislerim arka planda kalmıştı. Ancak sabah onu gördüğümde değişen bir şeyin olmadığını görmüştüm. Hislerim her seferinde beni yeniyordu. Kerim'in karşımda tüm gerçek duyguları ile durması beni çıkmaza sokuyordu. Ona kapılıp gitmemek, gülen yüzüne gülümsememek çok zordu. Günden güne, içimden gelen her şeyi paylaşabileceğim, bana güvenen, inanan ve destekleyen birinin yanı başımda olduğunu bilip geri durmak istemediğimi fark ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Sen İnandır
Ficção AdolescenteBenim adım Güzide değil. Yıllardır insanlara ısrarla bunu anlatmaya çalışıyorum. Biriyle yeni tanıştığımda kimliğimde yazan, annemin bana verdiği ismi hiçbir zaman söylemem. Adım Güz derim, çünkü öyledir. "Benim adım Güz" dediğimde çok daha iyi hiss...