1. Mezarlık Şekeri

25 5 38
                                    

Au/Ra- Assassin

-------------------------

Biliyorsun sen kendi kendinin katilisin

Bunun için yardıma ihtiyaç duymuyorsun

Bıçakladığın kendi sırtın

Ne zaman anlayacaksın?

--------------------------

Sarı saçlarımı tepede atkuyruğu yapıp siyah bir lastikle bağladım. Tuvalete girdiğimden beri bunu kaçıncı yapışımdı saymıyordum. Kapının önünde arkadaşlarıyla lak lak eden kız ise aklımdan geçenlerden habersiz sinirimi fazlasıyla zorluyordu.

Derin bir nefes aldım. Bu hareket at kuyruğuma sokuşturmayı unuttuğum bir tutam saçı yüzüme düşürdü. Ellerimle lavabonun mermerlerine koyarken başka bir nefes daha aldım. Aynadaki yansımama dik dik bakıyordum. Gergin ifademe rağmen kahverengi gözlerim kararsızlıkla çalkalanıyordu.

Zamanım azalıyordu. Kararı hemen vermeliydim aslında ne istediğimi biliyordum ama bunun sonuçları ağır olabilirdi. Ama eğer gitmezsem-

Kapıdaki kızlardan biri yumruğunu tek kişilik tuvaletin kapısına geçirince yerimde sıçradım. Öfkeyle dönerken musluğun yanında üst üste dizilmiş kâğıt havluları devirmiştim. "Patlama!"

Söylediğimin tam tersini yapan kız daha güçlü kapıya vururken gerginlik içinde eriyip yok olacağımı düşündüm.

Pekâlâ günah benden gitti.

İki adımla küçük tuvaleti geçtim ve kapıyı açtım. Kapıdaki kızın arkadaşlarından biri savrulan kapının altında kalmaktan zar zor kurtuldu. Hemen önümdeki kıvırcık saçlı kız bağırdı. "Yarım saattir içerdesin be!" Diğer arkadaşları bana ters ters bakıp süzmeye başlamıştı. Onları hatırladım, iki oda yanımızda kalıyorlardı.

"O kadar olmamıştır." Kız içeri girmek için üzerime doğru hamle yaptığında tuvalete doğru gerileyerek izin vermedim. Kollarım geçit vermeyecek şekilde pervaza dayalıydı. Son mantık kırıntılarını toplamaya çalıştım. "Odandakine gider misin arkadaşım!" dedim gerginliğimin bir kısmını sesime akıttım.

Kız dişlerini sıktı. "Orası iki kat yukarda! Sen git!" Gidemezdim oda arkadaşlarımı bir şekilde atlatarak odadan anca dışarı çıkabilmiştim. Beni merak edip aramaları an meselesiydi.

Kızın bacakları sabırsızca hareket ettiğinde beni yıkıp geçmekle uğraşamayacak kadar çok beklemiş olmalı ki "Aman be!" diyerek merdivenlere koşturdu. Onu takip etmeden önce arkadaşlarından biri "Burası ortak tuvalet!" diye hatırlattı sanki bilmiyormuşum gibi.

Yine de dalga geçercesine kaşlarımı kaldırdım. "Öyleyse işimizi beraber görebilirdik." Anlaşılan kız sessiz kalmak konusunda benden daha akıllıydı merdivenlere yönelmeden önce cevap vermedi. Homurdanmakla yetindi.

İçeri girip aynada kendimi izlemeye dönmeden önce bakışlarım evin iki kanatlı açık kapısına kaydı. Dikkatimi çeken bu değildi. Çift kanatlı açık kapının arasında gözüken ağaçların arkasında kalan gökyüzünün rengi değişmeye başlıyordu. Birazdan hava kararacaktı.

Harekete geçmek için az zamanım kalmıştı. Eğer gitmeyi istiyorsam elbette.

Sinirle tuvalet kapısını arkamdan çarparak içeri girdim. Sinema odalarından yükselen seslere bakılırsa küçük sinir krizim televizyonda oynayan filmin gürültüsü arasında dikkat çekmeyecekti.

Ölü OlanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin