BÖLÜM :21 AYRILIK

19 0 0
                                    

ALTAY:

Gözlerimi yanılsın istedim. İlk değe gözümle gördüğüme bile inanmak istemedim. Yapmamıştır o değildir dedim ama karşımda ispatli kanıtlı mesaj vardı.
-Sus Mehir!
-Altay yemin ederim-
-Sus dedim sana! Tek bir şey ya tek bir şey soracağım.
Gözleri dolmaya başlamıştı bile. Yaptığını yaptın ne diye ağlıyorsun ki sen şimdi. Zaten istediğin kurtulmak değil miydi?
-Neden? Onlar benden daha mı güvenli? Arkadaşın benden daha mı güvenli?
-Altay bak en başta git-
-Boşversene Mehir. Senden artık tek kelime bile duymak istemiyorum.
-Bana öyle bakma!
-Nasıl bakmayayım!
-Nefret ediyormuşsun gibi.
-Ağlamayı kes. Ne diye ağlıyorsun ki. Tamam salacağım seni arkadaşına merak etme.
-Benim istediğim bu değil.
Uzun bir alaycı kahkaha attım. Yemin ederim bu kız beni çıldırtacaktı.
-Bu olmadığı için zaten biz şu an bunu yaşıyoruz Mehir? Kesin mesajı da sen yazmadın. Kim yazdı ben mi Güloş mu?
Sustu. Daha çok ağlamaya başladı.
-Ha Mehir cevap versene kim yazdı haa! diye bağırıyordum kulağının dibinde. Beni bu hale kendi isteği ile getirmişti. Cebimden telefonu çıkarıp Umut'u aradım.
-Umut havuzun önüne gel!
-Altay lütfen!
-Bir kadını yanımda zorla tutup sonrada benden kaçmasını kabullenecek kadar artı sonra önümde böyle saçma sapan bir şekilde ağlamasına inanacak kadar kafayı yemedim daha Mehir. O yüzden sus artık.
Umut bize doğru gelince ona adım attım.
-Dışarıda Mehir hanımın arkadaşı var. Teslim edin arkadaşına.
-Ama abi-
-Sana ne diyorum ben Umut.
-Tamamdır abi. Yenge gel hadi.
-Artık yengen değil o senin.
-Buyrun Mehir hanım.
Kollarımı göğsümde birleştirip sadece suya baktım. Onun gidişini görecek kadar güçlü değildim.
-Çok yanlış anladın. Çok pişman olacaksın Altay. Hoşçakal.
Gözlerimi yumup tekrar açtım ama asla cevap veremedim. Onun ayak sesleri uzaklaştıkça kalbime daha çok ağrı saplanıyordu. Gözlerim o uzaklaştıkça dolmaya başladı. Nefesim kesiliyordu. Dış kapının açılma sesi geldiği an bende kendi sesimin kalbini kısmak için gerekeni yaptım. Kendimi bu soğukta havuzun dibine bırakıp suyun içinde ağlamaya başladım. Hıçkıra hıçkıra...

MEHİR:

Yaptıklarımın, salaklıklarımın bedelini ödüyordum.
Umut beni dışarı çıkardığı gibi gözyaşlarım daha çok akmaya başladı. Tutamadım kendimi. Resmen beni dinlemeden yargıladı. Anlatmama izin bile vermedi.

-Mehir! Ne yaptınız lan kıza,diye saldırdı  Emir Umut'a.
-Siktir git bir bok bildiğin yok elimde kalacan,diye yakasını tutmuştu Umut hemen.
-Emir kimse bir şey yapmadı yürü gidelim.
-İyi misin sen?
-İyiyim hadi gel.
-Yengeee!
Umut seslenince direk arkamı döndüm. Gözlerimin içine minnetle baktı. Pes etme der gibi.
-İyi bak kendine. Bize lazımsın.
Zorda olsa gülümseyerek başımı salladım.
Arabaya binince  bacaklarımı dizlerime çekerek daha çok ağlamaya başladım.
-Mehir korkutuyorsun beni noldu sana bir şey mi yaptılar?
Kafamı sadece hayır diye sallayabildim.
-Noldu peki Mehir?
-Sadece evime götür beni,dedim hıçkırıklarımın arasından.
-Mehir haline bak-
-Emir lütfen sadece bana bunu yaparsan en büyüm iyiliği yapmış olursun.
-Peki sen nasıl istersen!
Gözlerimi yavaşça araladığımda evin önüne geldiğimizi gördüm.
-Sağol Emir bu gece aramızda kalsın olur mu?
-Bakma dangalak herifin tekiyim ama sırf senden hoşlanıyorum seni seviyorum diye sana asla zarar verecek bir şey yapmam Mehir. Tabiki aramızda.
-İyi geceler.
-İyi geceler Mehir!
Ayaklarımın götürebildiği ağırlıkla merdivenleri çıktım. İçeri girince kapkaranlıktı. Tıpkı şu an benim gibi. Bir ara kapıldın be kızım! Kapıldın azıcık ışık gördün bir daha asla karanlığa girmeyeceksin sandın! Al işte sen uyanmazsan kendine gelmezsen böyle getirirler! Sinirle botlarımı çıkarıp kenara attım ve ışığı açmadan oturdum koltuğa. Her zaman yaptıklarımın bedelini ödüyordum ben. Tamam evet bir yandan haklıydı ama beni dinlemeliydi. Hiçbir şekilde dinlemeden yargılamak nedir ya! İnsanız değil mi sonuçta. Konuşa konuşa demişlerdi ya. Altay yine her zamanki gibi önyargılı davranıyordu.
Bu gece gözlerindeki duyguyu nefreti nasıl unutacaktım ben! Neden ya neden böyle oluyordu Allahım! Benim hayatım biraz düzgün ilerleyince bunları yaşamak zorunda mıydım? Belki de artık tamamen kabullenmeliydim. Ben sevdiklerini kaybetmeye mahkum bir yaratığım. Başka bir açıklaması olamazdı çünkü. Gözlerimden akan yaşları elimin tersiyle silip koltukta cenin pozisyonuna geçip uzandım. Karanlık ile gözyaşları içinde dertleşmeyi seçtim yine yine yine...

FALAKA ESARETİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin