"Bol bol yorum atmayı unutmayın.
İyi okumalar!""Şüphem yok, başlayalım."
Omuzumda ki çantayı kenara fırlattım. Yaşam belirtisi olan bir konum da değildim. Yardım çığlıklarım boşa giderdi, bu yüzden kaçmadan elimden geleni yapmaya karar verdim.
25 adamı dövmem imkansıza yakındı. Dövüş derslerini tamamlamış olsaydım bir ihtimal olabilirdi, ama ben dövüş derslerini tamamlamamıştım.
Bana doğru yaklaşan zayıf adamın kasıklarına tekme geçirdim. Hafif bocaladı ama bu sırada diğerleri üzerime gelmeye başladı. Sağ taraftan gelen yunruktan eğilerek kurtuldum. Aynı anda ayağımla arka tarafımda ki adana tekme attım. Doğruldum ve sol tarafta ki adamın bana doğru yaklaşan elini avucumla durdurdum. Yüzüne yumruğumu geçirdim.
Bu sırada saçlarım bir el tarafından çekildi. Kafamı geriye doğru yatırdı. Çırpındıkça daha çok asılıyordu saçlarıma.
"Akıllı ol." dedi saçlarımı çeken kişi.
"Bana akıl verecek son insan bile değilsin. Zaten insan da değilsin. Yerinde olsam saçlarımı bırakırdım. 5 dakika sonra özür dileyeceksin ve affetmem için yalvaracaksın sonuçta." dedim rahatça.
"İddialısın Deren. Ama bize icraat lazım. Laf, sözle olmuyor o işler." diyerek sohbete dahil oldu Kurşun.
"Hay hay, nasıl isterseniz." dedim ve dirseğimi saçımı çeken adamın karın boşluğuna geçirdim. Saçımı daha çok çekmeye meylediyordu ki elimle arkadan elini tuttum ve saçlarımdan uzaklaştırdım.
Bu sırada diğerleri geldi ve iki kişi, iki yanımdan da tutarak bizi ayırdılar. Saçımı çeken şahıs gelip yüzüme yumruklarını geçirdi. Bunun hesabını soracaktım!
Aniden sokak lambaları tekrar söndü. Deja vu yaşıyormuş gibi ardından az öncekinden daha çok adım sesleri geldi. İşte şimdi daha büyük bir çemberin içindeydik.
"NE OLUYOR LAN!?"diye bağırdı Kurşun. Lambalar yandı ve karşımda Baran'ı gördüm. Kurşun'a bakarak cevap verdi.
"Selamını iletmişsin, dedik ki iadeyi ziyaret yapmak en doğrusu. İyi yapmış mıyım?" dedi sahte bir gülümsemeyle.
"İyi yapmışsın. Ama tek gelsen daha iyi olurdu, adam gibi bitirirdik bu işi." dedi küçümseyerek.
"Rakibime ayak uydurdum." dedi Baran lafını esirgemeden. Kollarımı tutan adamlara baktım ve sinsice gülümsedim.
"İsterseniz yalvarma seansına başlayabilirsiniz. Şu an affetme şansım var, ama sonra olmaz. Haberiniz olsun." dedim ve göz kırptım.
"ÖNÜNE DÖN SÜRTÜK!" dedi sağımda ki adam ve saçımı eline dolayıp kafamı geriye yatırdı. Bu bağırmayı duyan Baran'ın gözleri bana değdi. Tam bir adım atıyordu ki Kurşun kolunu tuttu.
"Orada dur!" dedi. Sorun yok dercesine gözlerimi açıp kapattım. Bu sefer sol tarafımda ki adam yüzüme sert bir tokat geçirdi. Öyle yüksek bir kahkaha attım ki bugün adamlar dönüp bana baktı.
"NE GÜLÜYORSUN LAN! DELİRDİN Mİ!?" diye bağırdı sağ tarafta ki.
"Yok daha delirmedim. Delirmemi ister misiniz?" diye sordum hâlâ gülmeye devam ederken.
"HADİ DELİRSENE!" diye bağırdı adam tekrar ve saçlarımı çekti. Yüzüm acıyla buruştu. Herkesin dikkati bendeydi.
Sağımda ve solumda olmak üzere 2 tane adam, onların yanların da 10 adam, bir de hepimizi çember içine alan 15 adam vardı. Çok çok fazlalardı. Ama hareketi birinin başlatması gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3 HAFTA
Novela Juvenil3 hafta- 2 gün serisi🌸 Ben kimseydim. Ben biriydim. Ben Deren'dim. Deren dans etmeyi severdi. Deren mutluydu. Deren eğlenceliydi. Ama diğer tarafım böyle değildi... O vahşeti severdi. O ölümü severdi, ölümü isterdi. Ölümler ona adaleti getirirdi...