16. Bölüm; Terk ediliş

10.8K 628 510
                                    

Bol bol yorum atmayı unutmayın!
İyi okumalar!

Kırmızı alarm dedikleri bu olmalıydı!

Yalgı'nın yanına ilk girdiğim zamanlarda kendi tarafından birkaç kişiyi kaçırmış ve işkence çektirmişti. Neden bunu yaptığını sormuştum bazı adamlarına ve aldığım cevap şu olmuştu;

"Yalgı abim onlara güvenmek istiyor. Sanki bize ihanet etmişler gibi davranıyor ve eğer gerçekten ihanet etmişlerse direkt ötüyorlar. Kimisine 1 hafta, kimisine 3 hafta işkence ediyor. Benim bakarken canım yanıyor." demişti bir adam. Bu cümleyi hiç unutmamıştım.

Şu an yaşadığım gerçekte olabilirdi. Bunu bilmiyordum.

"Ne saçmalıyorsun sen!" diyerek bağırdım Yalgı'ya.

"Sen kendini çok mu akıllı sanıyorsun, yoksa bizi salak olarak mı görüyorsun?" diye sordu dişlerinin arasından. Cümlesi bittiği gibi 6 adam birden bana yaklaşmaya başladılar. Bana kırmızı alarmın ne olduğunu anlatan adam da içlerindeydi.

"Geri çekilin gerizekalılar! Siktirin gidin!" dedim geriye doğru bir adım atarak.

"DEREN!" diyerek üzerime atıldı Yalgı. Bu ani hareketine karşı gelemedim. Yüzüme çok sert bir tokat attı. Tam ikinci kez elini kaldırmıştı ki elini havada yakaladım.

"O elini indir, münasip bir yerlerine sokmayayım!"dedim daha gür bir sesle.

Yalgı başıyla arkadaki adamlarına da işaret verdi ve 4 kişi daha bana doğru gelmeye başladı.

"O kadar korkuyorsun ki benden, karşıma tek çıkmaya cesaretin bile yok. Yazık..." dedim Yalgı'nın gözlerinin içine bakarak.

"Birazdan sana yazık olacak güzelim." dedi yalancı bir üzüntüyle. Elini silkeledi ve salonda ki koltuğa uzandı. Sanki film çekiyorduk!

Adamlardan biri bana yaklaşmaya başlayınca hızla eğildim ve kolunun altından geçtim. Tam arkasını döndüğünde ise yüzüne sert bir yumruk attım. Başka bir adam arkamdan geldi ve saçlarımı tuttu. Çekmesine müsaade etmeden elimle bileğini kavradım ve döndürüp saçımı bırakmasını sağladım.

"Bakın eğer devam ederseniz canınız yanacak. Evimden gidin ve bende olanları unutayım, tamam mı?" diye sordum masumca.

"DEVAM BEYLER!" diye bağırdı Yalgı. Onun bağırmasıyla beraber iki adam geldi ve kollarımdan tuttular. İri yarılardı ve ellerinden kurtulmam imkansızdı.

Çırpındığım sırada karın boşluğuma öyle sert bir yumruk yedim ki ağzımdan kan geldi. Astımım vardı ve ben şuan nefes alamıyordum. Astımım ileri derecede değildi. Bazen çok nefessiz kalsam bile panik yapmazdım ama bazen de öyle bir kendini hatırlatırdı ki, kendimi öleceğim düşüncesinden kurtaramazdım. Ve şu an o anlardan birindeydim.

Ben öksürük krizine girmiştim ama karın boşluğuma yumruk atmaya devam ediyorlardı. Bir zamandan sonra gücümün kalmadığını anlamış olacaklar ki kollarımı tutan adamlar bıraktı. Yere düştüğüm de ellerim boğazımdaydı.

"Abi nefes alamıyor!" dedi biri panikle.

"DEVAM EDİN!" diyerek bağırdı Yalgı.

Ardından yüzüme öyle sert bir tekme atıldı ki burnumun kırılmış olacağını düşündüm. Sonra karın boşluğuma tekrar tekrar tekme attılar ve asla durmadılar. O kadar acıya dayanamadım ve bilincimi kaybettim.

Gözlerimi açtığımda etraf zifiri karanlıktı. Bir kaç kez öksürdüm ve karanlıkta bir şeyler görmeye çalıştım. Normalde karanlıkta iyi görürdüm ama şu an görme imkanım yoktu.

3 HAFTA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin