Hooop yeni bölüm geldii
Yolun bitmesine çok az kalmıştı.
Amirimle konuştuktan sonra 2 gün geçmişti ve biz şimdi uçakta, Kıbrısa gidiyorduk. Baran ve ben dahil olmak üzere toplam 5 kişiydik. Diğer 3 kişi gözlem yaparken bizimle olmayacaktı ancak acil bir durum olursa diye her ihtimale karşı onlar da Kıbrıs'a geliyordu.
Yolculuk bittiğinde ve pilotun anonsunu duyduğumuzda uçaktan inmiştik. Yol çok kısaydı bu yüzden keyif almıştım.
Önceden belirlediğimiz otele geçtiğimiz de Baran ve ben tek odaya yerleştik. İzleyeceğimiz adam arabayla 10 dakika uzağımızdaydı bu yüzden bu oteli tercih etmiştik.
Kıbrıs haberlerine göz attığımız da burada ki günlük cinayet sayılarının bile epey fazla olduğunu gördük. Ancak suçlular öyle titizlikle suç işliyordu ki yakalanan katil sayısı çok çok azdı. Ve yakalanmayanlardan biri de bizim gözlemleyeceğimiz adamdı.
"10 dakikaya çıkalım." dedi Baran. Başımı salladım ve banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Burası epey sıcaktı ve oturduğunuz yerde bile terliyordunuz.
Göz altlarıma kapatıcı geçip tekrar içeri girdim. Hazırladığım valizimden kot pantolon ve beyaz bir bluz çıkarıp giyindim. Bu sırada Baran balkonda sigara içiyordu.
"Ben hazırım, çıkalım." dedim ve beraber odadan çıktık.
Otel fazla kalabalık değildi. Hatta kafa dinlenecek bir yer bile diyebilirdim. Şehirden bir tık uzak olduğu için bu kadar sakindi muhtemelen.
Otelden çıktığımızda arabaya binip gözlem yerine doğru yola koyulduk.
"Evliliği ertelememiz senin için sorun oldu mu? Pek konusma fırsatımız olmadı." dedi Baran sessizliği bölerek.
"Hayır, olsaydı zaten kabul etmezdim bu görevi. En fazla 1 ay ertelenecek. Yan yana olduğumuz sürece bir sıkıntı yok aşkım." dedim. Kafasını aşağı yukarı sallayarak beni onayladı.
Sonunda gideceğimiz yere vardığımız da buranın bayağı ıssız bir yer olduğuyla karşılaştık. Terk edilmiş fabrikalar ve evler vardı. Sokakta sadece tek bir adam yürüyordu. Yaşam belirtisi olan pek bir şey yoktu.
Gözlemleyeceğimiz evi bulduğumuzda karşı evin çatısına kurulduk. En az bir hafta bir şey çıkmayacağını düşünüyorduk ama yine de izlemek de fayda vardı. Bir şey kaçırırsak pek iyi olmazdı.
Saat şu an öğlen 1 sularındaydı. İzlediğimiz evin balkonuna çıkan adam uykudan yeni uyanmış gibi duruyordu. Üstü çıplaktı ve altında sadece boxer vardı.
"Bakma." dedi Baran. Onun bu kıskançlığına sessizce güldüm.
"Saçmalama, görevdeyiz." dedim gülüşümü zorla bastırırken.
"Ben izliyorum, sen izleme." dediği an balkona neredeyse yarı çıplak bir kadın çıktı. Gözlerimi fal taşı gibi açtım. Ve hemen sağ elimle Baran'ın iki gözünü de kapattım.
"Ne yapıyorsun yavrum?" dedi Baran.
"Gözlerini kapatıyorum."
"Onu anladık da neden?" diye sordu.
"Ne demek neden? Kadın yarı çıplak balkona çıkmış. Nişanlımın bakmasına müsaade mi edeyim?" dedim sinirle.
"Sen müsaade etsen de benim gözüm senden başkasını görmez zaten." dedi serserice sırıtırken.
"Olsun, bakma yine de." dediğim de ikisi de eve girmişti. Elimi gözlerinden çektim. Daha elimi uzaklaştıramamışken avuç içimi öptü.
"Kurban olurum sana." dedi ve beni kendine çekip yanağıma da sert bir öpücük bıraktı. Ben de onun yanağını öptüm.
Bir kez değil, çok kez.
"Sence ne kadar sürer bu görev?" diye sordum.
"Biz başındayız, en fazla 1 hafta." dedi. Haklıydı. Bugüne kadar ki en uzun görevimiz 1 ay sürmüştü ve o da Kurşun'u yakalamaktı. Bu görevin çok uzun süreceğini düşünmüyordum.
4 gün sonra
Günlerdir olduğu gibi Baran ve ben çatıdan evi gözetliyorduk. 4 gün olmuştu ve henüz bir şey bulamamıştık.
Apartmandan çıkan suçluyu gördüğümüz gibi hemen kulaklıktan bizimle gelen ekibe anons geçtim ve takibe almalarını söyledim.
"Çok yorgunum, şuracıkta bayılacağım." dedim alnımda ki yeri silerken. Hava o kadar sıcaktı ki neredeyse eriyecektim.
"Yaslan dizime, uyu. Önemli bir şey olursa uyandırırım." dedi Baran.
"Olmaz, görev başındayız." dedim ve gözlerimi ovuşturarak kendime gelmeye çalıştım.
1 saat sonra suçlu tekrar arabasıyla apartmanın önüne geldi. Onu yalnız bekliyorduk ancak kucağında baygın şekilde taşıdığı kadınla İkimiz de çok şaşırdık.
Evin perde olmayan camından içeriyi izliyorduk. Eve girdiğinde kadını koltuğa âdeta fırlattı. Ardından üstündekileri çıkarmaya başladığın da hemen ayaklandım.
"Sen burada kal. Olası bir durumda kafasına sık." dedim ve koşarak aşağı indim. Daire kapısına geldiğim de elimde ki silahla kilide bir el ateş ettim ve hemen içeri girdim.
Salonda kimse olmadığını görünce etrafıma bakınacakken kenardan fırlayan adam üstüme atladı. Beklemediğim hamleyle karşılaştığımdan dolayı kendimi aniden yerde buldum.
Ancak hemen toparlanıp ayağa kalktım ve karşımda ki adamın karın boşluğuna dizimi geçirdim. İki büklüm olduğunda silahımın kabzasıyla ensesine vurdum ve ayaklarımın dibine yığıldı. Camdan Baran'a işaret verip gelmesini söyledim ve koltukta baygın yatan kadının çıkarılmış üstünü yeniden giydirdim.
Kadını güvenle ailesine teslim ettikten sonra suçlu adamı ve evinde bulduğumuz küçük delilleri Kıbrıs polisine teslim ettik. 4 günde görevi tamamlamıştık ve şimdi memlekete dönme zamanıydı.
💃🏻
Bu bölüm aşırı kısa oldu farkındayım. Ancak şu sıra gerçekten yoğunum ve bir türlü bölümü yazamadım.
Zaten son 2-3 bölüm olduğu için siz de tadını çıkarın istiyorum. Lütfen üstüme gelmeyin😭
Diğer bölümü hemen atmaya çalışacağım sizleri çok seviyorumm
Ig: birhissizyazarrr
Kişisel ig hesabım: xsewal._
Yeni bölümde görüşmek üzere...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3 HAFTA
Teen Fiction3 hafta- 2 gün serisi🌸 Ben kimseydim. Ben biriydim. Ben Deren'dim. Deren dans etmeyi severdi. Deren mutluydu. Deren eğlenceliydi. Ama diğer tarafım böyle değildi... O vahşeti severdi. O ölümü severdi, ölümü isterdi. Ölümler ona adaleti getirirdi...