İyi okumalar!
O ZAMAN BAŞLIYORUUM.
Pencereden beni izleyen abime öpücük attım ve o da gülümsedi, önüme döndüm.
"Beni uğraştırmak istediğinize emin misiniz? Geçen de hoş şeyler olmamıştı. Siz ikiniz görmüştünüz."dedim karşımdaki ve yanındaki adamı parmağımla işaret ederek.
Arkamdaki adam sesler çıkarınca o tarafa döndüm. Üstü başı yırtık değildi ama bu da diğerleri gibi fena sarhoştu. Aramızda 2 adım bırakacak şekilde yaklaştı. O sırada gözlerim pencereye kaydı. İkisi de pür dikkat beni izliyordu. Önündeki adam saçımın bir tutamını eline aldı, tam burnuna götürecekken dizimle kasıklarına sert bir tekme geçirdim. Acı içinde eğilip inlerken, bana beni öldürecekmiş gibi bakıyordu. Çok korktum lütfen beni öldürmee.
Ona meydan okurcasına bakarken, arkamdaki adam saçımı tuttuğu gibi kendine doğru çekti. İstemsiz bir şekilde ağzımdan ufak bir çığlık kaçtı ama ufak olduğundan emin değildim.
Elini tuttuğum gibi çevirdim, saçım çekildiği için canım yanmış olsa da umursamadım. Adam acıdan bileğini kullanamazken bu fırsatı değerlendirmek istercesine yüzüne sert bir yumruk geçirdim. Sanırım sertliği birazcık abartmıştım. Çünkü adamın burnu âdeta kan çeşmesine dönmüştü.
Diğer ikisi de üzerime gelirken geri geri gittim. Hedefim dikkatlerini dağıtmaktı. Ama arkamdaki lanet çukuru görmediğim için yeri boylamıştım. İşte şanssızlık böyle bir şeydi. Hiç beklemediğiniz anda sizi bulurdu. Gerçi ben alışkındım çünkü şanssız olmamın yanında ekstra sakarlık da verilmişti bana...
Adam üzerime eğildi ve yüzüme yumruk geçireceği esnada kafamı yana çevirdim. Tam kurtulamasam da az hasarla atlatmıştım. Sadece dudağım patlamıştı. Az önce ruj ve gloss sürdüğüm güzel dudaklarım...
İşte şimdi çok sinirlenmiştim!
Hemen ayağa kalktım ve adama yumruğumu geçirdim. Adam yere düşünce üstüne oturdum ve yüzüne yumruklarımı geçirmeye devam ettim. Kendimi kaybetmiş gibi adamı dövüyordum."Kimin kardeşi be!" diye bağırdığını duydum abimin.
Öbür adamı unutmuş olmalıydım ki bel çantamdan tutulup geriye çekilince bir an neye uğradığımı şaşırdım.
"Nazar değdirdin be abi!" diye bağırdım.
"Yok,yok halledersin sen!" diye cevap verdi.
Tabi ki hallederdim. Ve halletmeliydim de çünkü saç diplerimi hissetmiyordum.Dirseğimi adamın karnına 5-6 kez geçirdikten sonra kurtarabilmiştim saçımı. Üzerime doğru gelirken, etrafımda döndüm ve sağ ayağımla yüzüne sert bir tekmeyi geçirdim. Ama adam pes etmiyordu ve içlerinden en ayık olanı buydu.
Tekrar üzerime yürüdüğü sırada arkasında birşey varmış gibi korkuyla arkasına bakmaya başladım. Adam da merak etmiş olacak ki arkasını döndü. Tam o esnada adamın sırtına zıpladım. Ayaklarımı boynuna doladım ve sıkmaya başladım. Amacım onu sadece etkisiz hâle getirmekti ve amacıma ulaşmıştım.
Adamın üstünden kalkıp, üstümü başımı düzelttim. Pencereye baktım ve abime tamamdır anlamında bir işaret yaptım. Baran bunları yapacağımı beklemiyor olacak ki bana yarı şaşkın, yarı gururla bakıyordu. Ona göz kırptım ve dövüşürken yere düşen telefonumu elime aldım. Dans kursuna gitmem gerekiyordu ama bu hâlde gidemezdim, üzerimi değiştirmem gerekiyordu. Sürekli yere düştüğüm için sırılsıklam olmuştum.
💃
"Gerek yok dedim, niye anlamıyorsunuz ki?!"
eve girip güzel bir duş almıştım ve gri bir eşofman takımını üzerime geçirmiştim. Odamdan çıktığım şu 5 dakikada abim tam 37 kez dudağıma pansuman yapılması gerektiğini söylemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3 HAFTA
Roman pour Adolescents3 hafta- 2 gün serisi🌸 Ben kimseydim. Ben biriydim. Ben Deren'dim. Deren dans etmeyi severdi. Deren mutluydu. Deren eğlenceliydi. Ama diğer tarafım böyle değildi... O vahşeti severdi. O ölümü severdi, ölümü isterdi. Ölümler ona adaleti getirirdi...