Başlangıç

123 3 1
                                    

10 ay önce 

"İçecekler geldi! Herkes birer tane kapsın!"

Alara üç plastik bardak ucuz birayla ortaya çıkıverdi. Bardakları tutabilmek için iki elini birleştirmişti.Siyah kâkülleri endişeyle kırışan yüzünü örtmüş, elleri titriyor, istemsizce yere bira damlalarısıçratıyordu. Bu kadar içeceği kayıp vermeden taşıyabilmek için çok fazla enerji harcamış olmalıydı. 

Ona yardımcı olabilmek için hızlıca bir bardağı altından destekleyerek elinden aldım. Bardaklarnemden olamayacak kadar ıslaktı. Durumu fark ettiğimi görünce bana pis pis sırttı. 

"Ee, tabi biraz dökmüş olabilirim. Ve annem beni bunun için öldürebilir." Gözlerini korkuyla açtı."Temizliğe kalıyorsunuz değil mi?" deyip bana göz kırptı. 

Onun bu lafına kıkırdadım. "Ciddi olamazsın."İşaret parmağını dudağına tatlı bir şekilde vurarak "Belki, biraz." dedi. 

Bardaklardan birini hararetli bir tartışmanın içindeki Deniz'e uzatıp bir şekilde eline tutuşturmayıbaşardım. Ama o bunun hiç farkında değil gibiydi. Henüz tanışmış olduğumuz uzun boylu, kısa kıvırcıksaçları ve üzerinde Ölen Bir Daha Ölemez yazılı siyah bir tişört olan bir çocukla hararetli birtartışmanın içindeydi. Konu benim ne olduğunu bilmediğim bir Amerikan dizisiydi. Kıvırcık çocuk diziyiizlediğini söyleme hatasına düşmüştü ve Deniz tüm yabancı sinema dünyasına hâkim biri olarakkendisine muhteşem bir kurban bulmuştu. Tırnaklarını çocuğa saplamadığı kalmıştı. Hevesinin nekadar korkutucu olduğunu çocuğun yüz ifadesi yeterince anlatıyordu. 

En azından bizim için. 

"Arkadaşlar bir dakikanızı alabilir miyim?" Alara'nın sesi kalabalığın gürültüsünü bastırdı. Yine deyeterince dikkat çekemedi. Benden destek alarak bar taburesinde dizlerinin üzerine çıkarken nasıl birçılgınlık peşinde olduğunu merakla bekliyordum. 

"Sessizlik lütfen!" Dengesini benden tutunarak sağlayıp istediği ilgiyi üzerine topladığında yüzüne tatlıve otoriter bir gülümseme yerleştirdi. "Teşekkürler canlarım. Bu akşam neden toplandığımızıbirçoğunuz bilse de sizlere tekrar hatırlatmak istiyorum. Bugün, biricik suç ortağım Güneş Tezel'indoğum günü!" İçkisini havaya kaldırdı ve etrafa bira damlaları sıçrattı. Sanırım bir kısmı saçıma dageldi ama bunu umursamadım. Herkes alkışlarla tezahürat yapınca utançtan yanaklarım kızardı vesırıtmama engel olamadım. 

Alara bir kolunu omzuma koyup beni kendine çekti. 

"Evet, Güneş'i hepiniz biliyorsunuz ve muhtemelen ders dışı hiçbir aktiviteye katılamadığı için onuyeterince tanımıyorsunuz. Aslında doğum gününü kutlayabilmek için koçundan izin alırken kıçımıyırtmasaydım muhtemelen bu parti de olmayacaktı." Onunla birlikte kalabalık güldü. "Onu benimkadar tanıma şansınız olmasa da dünyanın en tatlı gülümsemesine, bitmez bir enerjiye ve bizimaklımızın alamayacağı kadar büyük hayallere sahip olduğunu hepiniz biliyorsunuz. Derslerde bazenuyuyakalıp horlar ve sizi korkutur ama onun yaptığı işi üç kişi bir araya gelse yapamayacağına kalıbımıbasarım." 

Kıkırdamalar devam ederken sessizce "Yeter artık utandırıyorsun beni." diye fısıldadım. Yine de deligibi sırıtmama engel olamıyordum. 

"Şşt, bitiyor bekle. Şuan tam nostalji havamdayım." Beni kendine yapıştırıp kaçmamı engelledi. 

"Güneş ile beş yaşındayken, yüzme kursuna başladığımda tanışmıştım. Güneş yüzmeye bayılır, süreklidaha iyisi olmak için çabalardı fakat ben suda tembel bir ördek gibi gezinirdim. Hiçbir hareketi dedoğru yapamazdım. Her seferinde bana yardımcı oldu ve beni antrenmanlara devam etmeye birşekilde ikna etti. 

Güneşin Gülümsediği YerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin