Sarper
"Ee, nasıldı bugünkü randevun?"
Enes kocaman sırıtarak bana baktı. Elinde üzerinden su damlaları akan büyükçe bir kokteyl bardağı tutuyordu.
"Randevu değildi." diye mırıldanarak pipetimden bir yudum aldım. Gece kulübünde bir yandan ışıklar gözlerimi alıyordu bir yandan da bağırarak konuşmak zorunda kalıyordum. Pek mutlu olduğum söylenemezdi.
"Bütün günü yeni tanıştığın bir kızla BAŞ BAŞA geçirip buna randevu değildi diyemezsin." Nick elleriyle tırnak işareti yaptı. Jöleleyerek şekil verdiği düzgün saçı alışkın olmadığım bir görüntüydü.
"Ama değildi. İsterseniz size de katılabileceğinizi söyledim. Ne yazık ki yeni bir yerleri görmek sizin için gece kuşu gibi takılıp kafayı bulmaktan önce gelmiyor."
"Hey! Yeni bir gece kulübü de yeni bir yer görmektir dostum." Enes itiraz etti.
"Ayrıca kimse gelip de senin randevunu mahvedecek değildi." Jonas çok bilmiş bir şekilde kaşlarını kaldırdı. "Kızı götürdün mü götürmedin mi onu söyle."
Bahsettiği ima karşısında göz devirerek başımı çevirdim. "Öyle biri değil."
"Ya? Nasıl biriymiş?"
Tekrar Jonas'a bakıp düşündüm. Onun hakkında herhangi bir güzel kız olduğuna dair fikirlerini değiştirmek istiyordum. "Çok bilgili ve tutkulu bir insan. Burasıyla ilgili çok fazla biliyor ve birlikte gezerken kendini sanki gerçekten tarihin içindeymiş gibi hissediyorsun."
"Tarihin içinde mi?" Jonas'ın dudakları kıvrıldı ve kaşları kalktı. "O zaman onunla sadece arkadaşça takılıyorsun, öyle mi?"
Cevap vermek yerine göz temasını keserek içeceğimin sonunu höpürdettim.
"Ben de öyle tahmin etmiştim." Jonas bacak bacak üstüne attı. "Keşke sana söylemeden önce ben hamle yapsaydım. Senin etik değerlerinden dolayı şimdi kültürel bir mirası öğrenmekten mahrum kalıyorum."
Hep birlikte gülüştüler. Ben de istemsizce güldüm ama sonradan bu fikir beni rahatsız etti.
"Öyle bir şey değil Jonas. Etiklik hakkındaki fikrimi hala savunuyorum."
Onunla vakit geçirdikten sonra daha iyi anlamıştım. Gördüğüm en kendi halinde takılan insandı. Kendi dünyasındaki mutluluğu ona yetiyor gibi görünüyordu. Yine de bu mutluluğun ardına gizlenen hüznü gözlerinin dalıp gitmesinden ve gülümsemesinin solmasından görebiliyordum. İçinde, derinlerde bir yerlerde kırılmış bir şeyler vardı.
Durduk yere insanların hayatında sıkıntı çıkarmasını hak etmiyordu.
"Hiç öyle görünmüyor ama." dedi Jonas.
"Abi bırakın da çocuk ne istiyorsa yapsın. Tatile geldik sonuçta." Enes bardağını masaya koyup doğruldu. "Ayrıca ben Mila'dan sonra hiçbir kadınla flört bile ettiğini görmedim bu çocuğun. Omuzlarında bu kadar yük varken biraz rahatlamak herkesin hakkı."
Mila'nın adı başta irkilmeme sebep olsa da kalbimin içinde ona karşı olan tek bir duygu kırıntısından eser yoktu. Beni terk etmesinin üzerinden aylar geçmişti ve artık sorgulamayı bırakmıştım. Gitmek isteyen birini ne yapsanız tutamazdınız zaten. Ama yine de herkesin bir gün gidebileceğini bilmek bazı şeylerin yaşamaya değer olup olmadığını sorgulatıyordu.
Nedense gözlerimin önünde Güneş'in parıldayan gözleri belirdi. Sarının farklı tonlarındaki saçları, rüzgârda dalgalanıp yüzüne tutam tutam düşerek onları düzeltmek için parmaklarımın kasılmasına sebep oluyordu. İnsanı dikkatle dinlediğini gösteren bakışları, güneşte bronzlaşıp bal rengini almış pürüzsüz bacaklarını çaprazlayıp ellerini sürekli kucağında birleştirmesine sebep olan çekimserliği çok hoşuma gidiyordu. Bir şeyleri hevesle anlatırken özgüvenin vücut bulmuş haline dönmesi ise apayrı bir olaydı.
İçimde varlığını unuttuğum bir şeyler uyanmaya başlamıştı.
"Evet, sadece keyifli vakit geçirmeye çalışıyorum." diye yalan söyledim. "Senden önce benim hamle yapmam daha iyi çünkü onu incitecek bir şey yapacak değilim."
Veda ederken onun nemlendiriciyle parlayan dudaklarını öpmeyi ne kadar çok istediğimi hatırlayınca karnıma yumruk yemiş gibi oldum. Bunu yapmadığım için pişmanlık bütün gece peşimi bırakmayacaktı.
Jonas'a söylediğim son cümlenin de yalan olup olmadığını içten içe merak ettim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneşin Gülümsediği Yer
Novela JuvenilCiğerlerimi doldurabildiğim kadar havayla doldurdum ve tüm içtenliğimle tek bir şey diledim. Ama o gece hayatın benim için başka planları vardı. ... Güneş her şeye sahipti. Gelecek için büyük bir hayali, onu seven harika bir ailesi, her daim gü...